*

  • güclü duruma gelmek, kuvvetlenmek.
  • kişinin nüfüzlanması, iktidar sahibi olması, otorite sahibi olması.
  • kendi başına tüm olmazları oldurabileceğine inanma halidir. bir sürü zorluk çekilir, baya baya yalnız hissedersiniz kendinizi. sonrasında bir an gelir kimsenin yardım edemeyeceği hissine kapılırsınız. sonra bir bakmışsınız bir şeyler düzeliyor. kimse değil, siz yapıyorsunuz bunu. güçlüsünüz artık.
  • kendini tanıyıp öğrendikçe gerçekleşen durum.

    ne kadar tanıyorum desen de bazen hiç ummadığın anlarda kendinle ilgili bir şey öğrenebiliyorsun, görebiliyorsun. dün şans eseri her şeyin nasıl başladığını, temelimde yatanı öğrendim. gün içinde bir kaç kez düşündüm. zayıflıklarımı daha fazla ezip daha fazla zevk aldım. daha da güçlendim.
  • "araba* savaşında ondan fazla savaş arabası ele geçirildiğinde, ilk arabayı ele geçiren ödüllendirilmelidir. düşman arabalarındaki sancaklar indirilip kendi sancakları dikilmeli, bu savaş arabaları kendi arabalarına katılmalı, tutsaklara iyi davranmalı*, karınları doyurulmalıdır. düşmanı yendikçe güçlenmek buna denir!" sun tzu - savaş sanatı

    (bkz: güçlendirmek), güçlü
  • kaçıncı kere dip olduğum ve kaçıncı kere kalkmak için direndiğimin sayısı yok. evet yalnızca yirmi-üç yaşındayım ve evet kendimce kaç kere dipleri görüp, yeniden ayaklandığımı bilmiyorum.
    düşünüyorum yine, biliyorsunuz çok düşünüyorum arada. neyse. yeniden düşünüyorum da; herkes kendi kendine dibi görüyor bu dünyada. güçlenmek dediğiniz şey yalnızca fiziki koşullarda olmamakla birlikte ruhani de ne yazık ki. neden ne yazık ki diyorum değil mi? inanın bana fiziki güçlenmek ruhani olarak güçlenmekten daha kolaydır.

    insan düşer.
    kalkar.
    insan yine düşer.
    daha derine.
    daha dibe.
    daha yaralıyıcı şekilde.
    yine kalkar ama bu iki gününü alır belki.
    sonra insan yine düşer.
    en dibe.
    kalkmak ister ama kalkmaya gücü yoktur. ne yapacağını bilemeden sanki yüzme bilmeyen bir insanın boğulma anında ki gibi canla başla çırpınır. bakar ki hep aynı yerde. nasıl ki yüzme bilmeyen kişi etrafta kimse yoksa boğulmaktan kurtulamadıysa, insan da düştüğü dipte güçlenene kadar kalmayı göze alır. işte öyleyiz bazı anlar. göze alsakta olduğumuz yerde ağlıyor, çırpınıyor, kıpırdanıyor duruyoruz ama ne çare.
    boş hem de bomboş...

    sonra ayağa kalkarsınız bir anda. kimisi için dipten çıkmak on gün, kimisi için yirmi iki gün, kimisi için bir ay, kimisi için altı ay altmış iki saat, kimisi için belki bir yıl on üç saat on yedi saniye. kalktığınız da zaten tüm gücünüz gelmiştir artık. ayağa kalkarsınız ve bir hırsla ilerlersiniz. sizi yıkan, kıran, döken ne varsa bütün öfkenizle o dipten tırmanırsınız. sonra gücünüzle dipten cıkarsınız yaklaşık bir hafta falan geçer bi' bakarsınız yine;

    dip.
    o an anlarsınız ki dibin dibi varmış.
    bu s*okuk diplerin hep daha dibi varmış ve siz hep daha güçlü olarak ayağa kalkmak zorundaymışsınız.

    (bkz: aha şimdi s*ıçtık derim yavaşca ve)
    o an şey düşünürüm ben,

    "rabbim herhal bana özel çukuru iyice derinleştiriyon amma bunun sonu mezar ha. yine de sen bilin."
    der ehe ehe güler sonra da ağlarım. öyle de bir manyağım.

    hayatınız bom*bok olabilir, hatta reprezil. biliyorum inanın bana. anlayamasam da sizin kadar, herkesin derdi kendine ağır gelince az da olsa anlayabilirim belki. (bkz: nası cümle oldu bu le)
    her ne kadar daha dibe batarsanız batın, güçlenip ayağa kalkma vakti geldiğinde kalkın. kalkın ve dipten çıkın ki daha diplerden çıkmanın o azmini, sizi ne kadar öle öle adam ettiğinin zevkini tadın.
    hadi sayın okurlar, daha düşeceğimiz çok dip var. inanın bana.
  • hiçlik ile güçlenenler, sonuna kadar gidip oradaki hiçliği görüp de güçlenenler gerçekten güçlenmiştir. onları artık hiçbir şey zayıflatamaz, kandıramaz ve yolundan caydıramaz. onlar hiçliği yudum yudum içtikleri için hepliğin azametiyle doludurlar.
hesabın var mı? giriş yap