• bilinmeyen nedenlerden oturu ayak fetisizmine gonul verdigi iddia edilen insan modeli
  • kar$ı tarafın iyiliğini istemeyen, sürekli kuyu kazma çabası içerisinde olan ki$i. (bkz: dost basa dusman ayara bakar)
  • sagopa kajmer'in izmirli rapçi yener için yazdığı $arkı.ona olan sevgisini (!) sözlerinde belirtmektedir.'kafadan dost müsveddesi,yakı$ır mı tombul?' $eklinde.
  • ben düşmanım,
    etten, kemikten, kandan
    gözlerimi çevirmişim yüzüne..
    bakıyorum
    utanmadan.

    ben düşmanım,
    ölmeni değil,
    gülmeni gözleyen,
    iyi şeyler söyleyen,
    özleyen.

    geceler geliyor bir bir..
    parlayor yıldızın.
    onda beyazın, sarın, kırmızın.
    biliyorum,
    yıldızların en parlağı senin.

    ben düşmanım,
    sevgiden, aşkdan, arzudan.
    elleri taş devrinden kalmış,
    dimdik duran,
    gözlerine bakan bir düşman

    --- özdemir asaf ---

    "bir kapı önünde", adam yayınları, 12.b., istanbul - ağustos 1996
  • anlamdaşı:'hasım'
  • haz ve savaşım kaynağı.
  • livaneli'nin 77 yılında çıkardığı merhaba albümünde okuduğu bir nazım hikmet şiiri.
  • kendinize yaptiginiz tanimlardan en garibi. belki size en cok benzeyen, belki sizi en cok kiran, belki size en cok kotuluk eden kisi.
    ne olursa olsun hayatinizin bir kismi, buyuk bir parcasi.

    size yapilmis butun kotulukleri bagladiginiz kisi olmamali yine de. her basiniza gelen olayda, her hosunuza gitmeyen durumda, sadece bir kisiyi sucluyorsaniz, buyuk ihtimalle obsesif ya da aptalsiniz. cunku hayatin daha ne oyunculari var karsiniza henuz cikarmadigi, ne kadar potansiyeli var belden asagi vurmak icin.

    en basiti, en ufak bir harekette, etrafiniza ve kendinize "bunu bana o kisi yapti" diyorsaniz, aslinda kendinize kotuluk ediyorsunuz. cunku bunu size yapan o kisi degilse eger, ki buyuk ihtimalle degildir, baska bir dusmaninizi, ya da sizi sevmeyen baskalarini yok sayiyorsunuz.

    dunyada hic kimse, ne kadar kendisine guvenirse guvensin, herkes tarafindan sevilmiyordur. bunu unutmamak lazim. ayrica bu nasil bir kendine guvendir ki dunyadaki butun kotulukleri tek bir kisiden bilirsiniz. baska dusmaniniz yoktur cunku, dunyanin geri kalani size cok hayrandir, sizi cok seviyordur, o yuzden bu tek bir kisi, ki hakkinda yeteri kadar atip tutarsaniz dunyayi ona dusman da edersiniz, yalan soylediginizi nereden bilecekler ki, size surekli kotuluk etmek ister..

    dusman kabul ediyorsaniz bir kisiyi, size ne kotuluk ettigini, bir etraflica dusunun, yalnizken mesela. bu kisi size simdiye kadar gercekten ne yapti? ne yapabilir? nasil bir kisi bu?

    eger, tamamen durust davranip o kisinin yapmadigi seyleri yaptiklarindan ayirt edebiliyorsaniz, kendinize iyilik edersiniz.

    tamamen subjektif bakacak olursak, benim dusuncem boyle bir kavramin varolmamasi gerektigidir.

    dusman kavraminin en sacma oldugu taraf, kanaatimce, hicbir sekilde hayatinizda zerre kadar yer haketmeyen birini kaale almak, ona deger vermek, onu dusunmektir. sahsi olarak bu kavrama inanmiyorum ve vakit kaybi oldugunu dusunuyorum. eger bir yerlerde benden cok nefret edenler varsa, ki mutlaka vardir, onlar da rahat olsun, ben kotuluk etmem. buna degecek birini tanimadim, taniyacagimi da sanmiyorum. dusmanlik en cok bunu besleyen kisiye zarar verir. o bunu farketmese de.
  • emel sayın ve kartal tibet'in oynadığı 1973 yapımı türk filmi.
    ikinci dünya savaşı yıllarında geçen bir casusluk öyküsünü anlatan filmde alman ajanı helga ike türk istihbaratından murat'ın aşkı anlatılıyor.
  • bazıları ne olduklarını anlamak ve anlatmak için düsmana gerek duyar. sevdiğini nefret ettiğiyle, görmek istedigini gözünden uzakta tuttuğuyla, oy vereceğini zırnık kadar destek almasın istediğiyle, beğendigini igrenç bulduğuyla...anlatıyorum sanır. ama öyle degildir pek. onun olumsuzluktan beklediği, kendini eninde sonunda sorumsuz kılmaktır. "şu iyidir, istiyorum" dediği anda, artık bir sorumluluğu olacağını bilir. ya işler iyi gitmez de, yanlışı cıkarsa? aman ha. iyisi mi "kızım bunlarin hepsi aynı bokun soyu" yap, paşa paşa sen sağ ben selamet hiç sorumlu olma dır.

    olumsuzu sahiplenmede bir başka neden daha var: herkesi kendi gibi savunmada kalıyor diye düşünmek. yandaş arıyorsan, en iyisi ortak dosttan önce, ortak düşmandır. "... karşı omuz omuza" neden tekrarlanır durur sanki? cünkü dost ile yılışılır ve gevşenir, düşmana ise göz açtırılmaz, uyanık ve enerjik durulur sanılır. asırlardır, tehlike en sağlam tutkal bilinir. her şeyin sevenleri ile düşmanlarını biri üşenmeyip bir gün alt alta koyup toplarsa, düşman toplamı daha çok çıkar bellemiştir böyleleri. sevgi ile varını yoğunu başkasına terkeden az çıkar, ama ya korku? korktuğu icin her şeyinden vazgeçmek daha yaygın degil midir? sevdiği icin çalıstirmak ile, korktuğu icin çalıstirmak arasında tercih, usulen öbür türlü söylense de, hep korkudan yana çıkar, neden?
hesabın var mı? giriş yap