• kaan ince'den, ka n'dan...
    "...
    yeni ölmüş bir esmerliğin kan çalılarını örtmesi
    ıssızlığın sır gibi konması ufka / kar kusan saatlerde
    hepsi gazel yarası / kapanıp açılan
    gece kuşlarının kanatlarından elektrik üfler uykuma ihanetler
    ilk aydınlık soluğumda buğu usulca
    ıslak kâğıdın buruşurken çıkardığı sessizlik
    dudaklarımda jilet kesikleri
    gözlerimi yakıyor martısız deniz
    sıyırır mermi gibi zamanın yelesini / ateş dalgalarımın yalnızlığa koşan gemisi
    güneşli kent eğilmiş yenik coğrafyasına ezgi dağıtıyor
    sonsuzlukta bozuk genlerin çığlığı
    gergin kasıklar kadar çıplak gece
    toprak çürür denizde
    günlerin bataklık çukurları kireç bulaşığı
    sığ bir ateş sessizliğinde dudaksıllaşan gözler
    ayak izlerine ışık düşer uğultu geçmişten
    gece birikintisi yüzüm / terkedilen hüzünler
    hayat ve ölüm pul pul olur burçlara dağılan aşklardan
    çil dolar düşlerime
    gizlice kanar sabah yelleri gibi uzayan saatler
    sesimizi düşleyen özlem sellerine kaptırdığımız
    şarap akar usulca esrik yalnızlığımıza
    kanatlar dolusu gökyüzü getirdim sana ey anılar
    eski bir evde oyuncaklarını kıran çocukluğum
    salkım söğüt gibi eğilir acının rengi önünde

    boyun eğmek yükseltir kinin şiddetini
    sus
    konuşma
    hâlâ deniz
    geceler boyu
    kan onarır mı yarasını imgelerin ?
    kuş çığlıklarına tüneyen uçurtma / bozuk fenerin ışıkları
    sekerek giden yaşamın korkunç sessizliği nasıl çizilir?
    dağlar gece fısıltısı
    yıldızsız görüntüler yığını yirmi yıllık telaşın aynadaki izi
    kaç çizgiyle kaç yaprak kaybolup çoğaldı yüzünde?
    cinnet geçiren bir kızın ırmaklara boşanması diri diri
    mendil boyu hüzünler ceplerimde kirlendi
    sır kaldı ince damlalar uğultusuyla gözlerimin sarnıcında
    son nefesimde tüm camları buğuyla sardım zaman nemlensin diye
    bir bıçak darbesiyle dağılıyor sisi bakışlarının
    eşsiz köpüren dalgayım / yanık kokusu ve tortuyum gümüş
    damarlarında o kuytunun
    vapur sesine kaçardım / gıcık tutardım boğazda / istanbul sırtları kambur kalırdı
    ..."
  • (bkz: bilinçaltı).
  • (bkz: uyku yarasi)
  • sinede olandir.
  • (bkz: gonul yarası)
  • dışardan bakınca görünmeyen ama her an sızlayan, zamanın bile iyileştiremediği yara.
  • (bkz: hemoroid)
  • gizli bir yara sevgimiz
    soyleme gulum kimseye
    leyladan mecnundan beteriz melegim
    dillere dusmeyelim
    leyladan mecnundan beteriz melegim
    soyleme kimseye dillere dusmeyelim

    sen benim yaban gul dalim
    bagrimin yarasi sevdalim
    ayrilik olmasan
    gunlerim solmasin

    soyleme daglara
    soyleme yollara
    kimsenin diline dusmeyelim
    soyleme daglara
    soyleme yollara
    kimsenin diline dusmeyelim

    birgunum seninle bir omur
    bilki bu beden sensiz olur
    al beni koynuna
    ayrilik yoluna bir daha dusmeyelim
    al beni koynuna
    hasretim ben sana
    ayrilik yoluna bir daha dusmeyelim

    sen benim yaban gul dalim
    bagrimin yarasi sevdalim
    ayrilik olmasin
    gunlerim solmasin

    soyleme daglara
    soyleme yollara
    kimsenin diline dusmeyelim
    soyleme daglara
    soyleme yollara
    kimsenin diline dusmeyelim

    -sıır-
    seni ben huzunlu sarkilarda
    umutsuz yarinlarda ariyorum
    bu karasevdami kime anlatiyim
    anlatamamki, kinarlar bizi, hor gorurler
    oylesine caresizimki
    bir yanimda sen
    bir yanimda yuvam
    biliyorum, biliyorum donmeni
    bagrima tas basip seni terketmemi
    elveda guzel kiz
    bu yaramiz hep gizli kalsin
    soyleme kimseye
    soyleme daglara
    soyleme taslara

    sözlerine sahip zeki erdem şarkısı..
  • başlığı görünce ağlamak geldi içimden, öyle bir yaram var ki geçmişten gelen ama geçmişte hiç olmayan..

    “mekanı benden uzak olsa da bakışlarım ona dönüktür.allah biliyor ki ben onu hatırlamam, hiç unutmadıysam nasıl hatırlarım ki? “
hesabın var mı? giriş yap