• fotoğraf çekmek amacıyla gezi yapmaktır. ya da gezi yaparken fotoğraf çekmektir. ilk defa görülen yerlerin fotoğraflanması, değişik kültürlerle ve kendine özgü, karakteristik olay ve durumlarla karşılaşmak, bunları kendi yorumunuzu da katarak fotoğraflamak oldukça heyecan vericidir. şöyle bir takım dikkat edilmesi gereken yerleri de varmış photolinea göre;

    planlama
    elbette nereye gideceğinize karışacak değilim ama öncesinde neler yapmanız gerektiği konusunda söyleyecek bir şeylerim var. gitmeyi düşündüğünüz yer (köy, kasaba, şehir, ülke ya da dağ) konusunda bir ön bilginiz var mı? bu soruya vereceğiniz yanıt önemli. çünkü neyle karşılaşacağınızı bilmeden geziye başlamak, yanınızda gerekli ekipmanı bulundurmama riski taşır. bu riski almak da çok anlamlı değildir. gerçi, sürprizlerle karşılaşmayı severiz ve “karşımıza ne çıkarsa, onu çekeriz” diye düşünenlerimiz olabilir. ama sürprizler zaten her an karşımıza çıkabilir ve bunları görüntüleyebiliriz. benim söylemek istediğim, “bilgiyi kullanmalıyız”. pisa kulesini görmek için ta italya’ya kadar gidip, sonra da onarımda olduğunu görüp doğru dürüst fotoğrafını çekememek ya da köln katedrali’nin içinde çekim yapmak amacıyla oraya kadar gidip yanında geniş açılı ve ışık geçirgenliği yüksek bir objektif bulundurmamak gibi durumlardan söz ediyorum. daha da kötüsü, kuraklık zamanı kenya’da safariye yeltenmek, kışın kelebekler vadisi’ne gitmek olabilir. neyin, ne zaman, nerede görüntülenebileceği konusunda bir çalışma yapmayı öğrenmemiz gerekir. bu, genel olarak gezi kültürü için, özel olarak ise gezi fotoğrafı kültürü için temel koşuldur. her şeyden önce gidilecek yerin ya da yerlerin belirlenmesi ile burada görülecek mekan ve etkinlikler konusunda bilgi edinilmesi gerekir. günümüzün bilgi çağı olduğu düşünüldüğünde, bunun o kadar da zor ve sıkıcı bir işlem olduğu söylenemez. hatta çok zevkli bir ön çalışma olacağından da eminim.

    zamanlama

    görmeyi ve fotoğraflamayı amaçladığımız yerleri araştırırken, buraları yılın hangi mevsiminde ya da ayında gezmenin daha doğru olacağını belirlemeliyiz. bunun için kitaplar, dergiler, ansiklopediler, internet’teki siteler ve daha önce buralara gitmiş olan kişilere başvurulmalıdır. her ülkenin, her bölgenin, her şehrin en iyi ışık aldığı, en güzel renklerle bezendiği ya da en hareketli olduğu zamanlar vardır. bu zamanlamayı iyi yapmak, inanamayacağınız ölçüde verimli bir gezi yapmanızı sağlayabilir. tabi, hiç hesapta olmayan bazı kötü sürprizlerle de karşılaşabilirsiniz. gittiğiniz yerde deprem olur, kasırga çıkar, son yüzyılın en çok yağış alan mayıs’ına denk gelirsiniz, temmuz’da kar yağar filan... böyle sıradışı durumlar için yapabileceğiniz fazla bir şey olmayabilir. ama zamanlamayı doğru yaparak öngörülebilir risklerden kurtulabilirsiniz. örneğin van’a ya da erzincan’a gitmek istiyorsanız, ocak ayı bu iş için oldukça kötü bir seçimdir. oysa mayıs-haziran ayları çok daha fazla görsellik sunacaktır. tam tersine, ağustos’ta kapadokya’ya gitmek ise yapılabilecek en kötü zamanlamalardan biridir, çünkü aşırı sıcak, toz ve sert ışık nedeniyle doğru dürüst fotoğraf çekmek çok zorlaşacaktır. oysa diğer üç mevsim, kapadokya için birbirinden farklı görsel avantajlar sunacaktır.
    bu tür örnekleri çoğaltmak mümkün. gidilecek kentteki festival, fuar, panayır, bayram gibi etkinliklerin de hesaba katılması, fotoğrafçıya hoş sürprizlerle karşılaşma fırsatı verecektir. kısacası, nereye giderseniz gidin, her yerin görsel bir mevsimi vardır ve bu yer, en iyi o mevsimde görüntülenebilir. şimdi diyeceksiniz ki, “peki şuraya başka mevsimde gidilmez mi?” gidilir elbet, ama fotografik olarak daha verimsiz olması beklenir.

    rota ve ulaşım

    ister yurt içi, ister yurt dışı gezilerde olsun, iyi bir planlamanın ikinci adımı ulaşım sorununun çözümlenmesidir. otobüs, tren, uçak, otomobil gibi ulaşım araçlarının hangisinin daha verimli olacağına karar vermek önemlidir. temelde karayoluyla seyahat etmek, gerektiğinde durup fotoğraf çekmek ya da ara yollara girerek fotoğraf çekme olanağı sağlaması yüzünden daha avantajlıdır. ancak, yolun uzunluğu, bozukluğu, virajlı ya da inişli çıkışlı olması gibi etkenler yüzünden tercih edilmeyebilir. bazen uçakla ulaşım tek yoldur. tren güvenliği yüzünden, vapur ise rahatlığı için tercih edilebilir. ancak burada dikkat edilmesi gereken şey, olabildiğince az yorulmuş olarak gidilecek merkeze ulaşmaktır. 18 saatlik uçuş ya da 36 saatlik tren yolculuğu gibi durumlar söz konusuysa, planlama yaparken dinlenmek için en az bir günü kendinize ayırmanız gerekir.
    eğer birden çok merkezi aynı gezide görmek gibi bir planınız varsa, görülecek merkezlerin birbirlerine olan uzaklığını dikkate alarak planlama yapmalısınız. ara ulaşımları karayoluyla yapmak, o bölgeyi ya da ülkeyi daha iyi tanımak için çok yararlıdır. ama yine de mesafelerin caydırıcı olabileceğini akıldan çıkarmayın. harita üzerinde çok yakınmış gibi görünen iki kent, karayoluyla 6-8 saat sürebilir. bunu caydırıcı bulanlar uçağı seçmek isteyebilir ama acaba uçağın saatleri sizin için uygun olacak mıdır? tam gün ortasındaki bir uçuş saati, o günün büyük ölçüde yitirilmesine yol açacaktır. bu yüzden ara ulaşımlarda (hatta tüm ulaşımlarda) uçak kullanmayı düşünüyorsanız olabildiğince akşam ya da gece saatlerini seçmenizi öneririm. işığı kaçırmamak açısından, tabi.
    gidilen merkezlerde otomobil ya da minibüs kiralamak da başvurulabilecek etkili yöntemlerden biridir. hatta mümkünse şoförü ve rehberiyle birlikte kiralamayı deneyin. böylece yanlış yola sapmak, kaybolmak, park yeri aramak gibi zaman kayıplarından kurtulmuş olursunuz ve fotoğraf çekebilmek için daha çok zamanınız kalır. araç kiralamak çok pahalı olur diye düşünebilirsiniz. ama geziye zaten kafa dengi birkaç kişi ile birlikte çıkmayı düşünmelisiniz ve masrafları da paylaşmalısınız. böylece hem daha ekonomik bir gezi yapmış olursunuz, hem de anılarınızı (maceralarınızı) paylaşmış olursunuz. ayrıca, bu arkadaşlarınızın hepsinin farklı özellikleri geziye daha çok renk katar. kimi daha girişkendir, kiminin yabancı dili iyidir, kimi pratik zekalıdır, kimi şakacıdır, kimi güzel şarkı söyler... bu özellikler sayesinde tek başınıza yapamayacağınız bir geziyi yapmış olursunuz ve fotoğraf veriminiz artar.

    alıntı: photoline 2003/04, sf.50
  • yalçın aydın ile konu üzerine yapılmış bir söyleşi:

    http://www.bascek.com/…otogafciligi-uzerine-sohbet/
  • uzun pozlama bir tür kapan ve bekleme avcılığı. gezi fotoğrafçılığı ot çöp ne bulursa yemek üzere tabanı yanmış it gibi koşturmaca. (bkz: fotoğrafçılık/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap