• (bkz: rasathane)
    (bkz: gozlem)
  • (bkz: observatuar)
  • bilimsel ve arada sırada halka yönelik popüler gözlemler yapan, kısmen halka da açık etkinlikler yapan araştırma merkezidir. genelde üniversitelere bağlıdır. türkiyedeki en büyük gözlemevi tübitak ulusal gözlemevidir.* ışıktan, şehirden uzak dağ ve tepelerde konuşlanmışlardır.
  • arapca/fasca kokenli rasathane sozcugu yerine kullanilmasi ve sahip cikilmasi gereken mis gibi turkce sozcuk.
  • gözleme vi..

    gözleme v filminin çok tutulmasından sonra çekilen devam filmi..

    yönetmen : hilmi türkbaşı
    oynayanlar : denide vito, cumhur şenkışla, 3 adet orta boy soğan, 7 ölçek molped

    konu : başlangıçta hiçbişey yoktu.. neyse neticede herşey normaldi.. ta ki evin afacan piçi müztarip "anneeeeaaa baağaaa gözlemee yaaağğğp" deyip annesi yapana kadar balkondaki evcil flamingoları parmaklayıp akvaryuma doğru osurmakta inat edene dek.. ve anne gözleme yapmış.. evin cefakar anası rana bi yandan hamur yoğururken bir yandan "boğazına dursun, seni doğuracağıma dokuz doğuraydım, bir chucky bir cemözer doğuraydım" diye beddua etmektedir.. nefretle yoğurulan hamurdan pişirilen midyeli gözlemeler bir anda canlanmasın mı? ve müzdarip'i ele geçirmiş tek lokmada yuttuğu anda.. ve olaylar gelişir..

    erotik korku tadında enfes bir başyapıt.. mengenli ümit usta'nın gremi ödülüne aday gösterdiği bu film!!
  • vakti zamanında dünya üzerinde sadece iki tane varmiş bunlardan, birisi danimarka'da birisi de istanbul'da, ama istanbuldaki, gökyüzünü gözlemek uğursuzluk getirir diye padişahın emriyle yıkılmıştır.
  • sosyal hizmetler çocuk esirgeme kurumu tarafından anlamı dışında kullanılan sözcük. bakımevi gibi birşeyler denmeliydi . devlet kurumunun kendisi tutup türkçe'yi katlediyor. sen tutup da sosyal hizmetler kartal gözlemevi yazarsan olmaz ama di mi?

    insan ilk anda sosyal hizmetlerin bilime çok önem verdiğini falan sanıyor ama değil
  • yakında aslı biçen türkçesiyle everest yayınları'ndan çıkacak olan cortazar metni. (bkz: prosa del observatorio)1972
  • insanların evreni merakla dinlediği, gözetlediği ve dikizlediği dünyadan evrene ve oradan hayal dünyasına açılan kulaklarımız ve pencerelerimizdir. sadece bir yapı bile olmazlar bazılarımız için evimde gökyüzünü gözetlediğim gözlemevim kütüphanemizde bulunan tübitak popüler bilim kitapları arasından evren kitabım bunlardan biriydi.*

    bir gözlemevinin duvarları, yüzyıllar boyunca merakın öteleri dinlemek ve gözetlemek olmuş insanın ufkunun genişlemesine ve evrenin sonsuz*heybeti karşısında hayretler içerisinde keşfetme sevincin sedâsına tanık olmuş olabilir.

    önceden dünyadan gözetleme yaparken artık uzaya ve hatta güneş sistemimizin dışına taşıdık duyularımızı. tekniğin ilerlemesi ile bütün olanaklarımızı atmosferimizin etkilerinden uzağa taşıdık. fakat hala dünyamızda güzide yapılar durmakta ve en modernleri yapılmakta bilgi akışı almaya devam etmektedir. seti*, sophie, aaps *ve benzeri bütün dünya dışı yaşam araştırmalarında uzun süreli uzay dinlemeleri yaptığımız görevlerin kullandığı gözlemevleri kullanılmaya devam etmektedir.

    "muhteşem bir şey, bir yerlerde keşfedilmeyi bekliyor."

    carl sagan

    not: bahsettiğim evren kitabı görenler hatırlayacaktır.**
  • bir belgeselde duymuştum. uzay bilimiyle ilgilenen çoğu insan bir hastalık gibi çok mütevazı ve kibirsiz oluyormuş.

    gözlemevi de bunun ilk adımı gibi birşey gözümde. sizi bu dünya'dan soyutlayacak, aslında ne kadar küçük ve önemsiz olduğunuzu hissettirecek, bütün kaygıların boşa olduğunu gösterecek ve çok değişik bir atmosfere sokacaktır. benim kişiliğimi çok güzel törpüleyen bir olaydır gözlemevinde saatler geçirmek.
hesabın var mı? giriş yap