• geçtiğimiz yaz selin girit karadağ'dan boşanmış olan spiker. tv8'de haberaktif'i sunmaktadır. ayrıca bir duyuma göre türkiye'nin gururlarından bir dünya güzeline* gönlünü kaptırmıştır.
  • izmir fen lisesinin ikinci mezunlarindandir. gokmen odtude jandarma dovmus diye bir efsane turetilmisti bir zamanlar. bir ara da sinemada deniz gezmisi canlandiracak demislerdi. sonra berhan simsek cikti karsimiza !
  • şu an itibariyle ekşi dergisi hakkinda konusan, sohbet eden, entryler okuyan, kimisini belki desansürleyip okumayan, dergiyi "tuhaf, garip" olarak nitelendiren güzel sesli spiker.

    eger sol frame i refresh eder de bu entry i okursa kendisinden ricamdir cevaplasin,

    niye tuhaf, garip dedin bize yahu?

    edit: okumadi, cani sagolsun*
  • ekşi için çok güzel bir program yapmış, teşekkürü hak eden insan..
  • 12 eylül'ü 13 eylül'e bağlayan gece, günün anlam ve önemine binaen, belli ki neyi haber yapalım düşüncesinin sonucunda, bir külte dönüşen "şafak türküsü" nün şairi nevzat çelik'in konuk edilmesine karar verilen programda, adı geçen şaire ikinci tekil şahıs ile hitab etmeye başlayıp tv karşısındaki beni gıcık eden, "bu ne biçim üslup" demem üzerine kendini biraz toparlayıp 2. çoğul şahsa geçen fakat bunda da istikrar gösteremeyip amatör bir görüntü çizen spiker. bu da böyle saçma bir entry oldu. ben ulusal kanalı izleyeyim hâlâ açıksa...
  • eski sevgilim. narenciye çiçeğim. süpürge tohumu gözlüm. yağızım, delikanlım...

    (bkz: bir gunluk olarak eksi sozluk)

    zorunlu edit: işbu entry, bir sözlük yazarının üçüncü şahısları ilgilendirmeyecek düzeyde girmiş olduğu "sevgilim,aşkım,çiçeğim, her şeyim" entrysine tepki olarak girilmiş, fakat gel gör ki hayat fani, ölüm ani, ayar kani olduğundan dolayı referans gösterilen entry silinmiştir.
  • eski iş arkadaşı.
  • yeni kitabı 'ab'nin medyası medyanın ab'si' çıktı.

    türkiye'nin ab serüveni, bir tren yolculuğuna benzetiliyor ve "tren yavaşladı mı, durdu mu, raydan çıkacak mı" gibi çeşitlemelerle, bu benzetme süsleniyor.

    ancak yolculuğu merak edilen tek tren bu değil aslında. sayısı 25'e çıkmış üyeleriyle ab'nin yani o dev bürokratik yapının da içinde bulunduğu bir tren var ve bu tren de, türkiye'ninki misali, yoldan çıkma, durma, kaza yapma gibi benzetmelere müsait

    ab'nin fikir babalarından jean monnet "teknoratlar önce avrupa'yı inşa etmeliydiler, siyasetçiler ve halk ellerini onun üzerine koymadan önce..." demişti. bu sözlerden yıllar, yıllar sonra, inşa sürecinde çok yol kateden ab'nin kalbinde, brüksel'de, bir sabah evi basılan, belge ve kayıtlarına el konulan stern muhabiri hans martin tillack ise "artık burma'nın brüksel'den daha kötü bir yer olduğundan emin değilim" diyor.

    tabii ki sadece bu uç örneklerin belirlediği bir manzara yok karşımızda. ama demokrasi, kamusal alan, kimlik gibi çok hayati konularda ciddi sıkıntılar ve meşruiyet sorunları yaşayan bir yapı ve onunla birlikte değişen, doğrudan ya da dolaylı olarak yeniden biçimlendirilmek istenen bir medya var.

    dört yıllık bir çalışmanın ürünü olan "ab'nin medyası medyanın ab'si" çok sancılı geçen müzakere sürecindeki bir ülkenin insanına, araştırmacısına, öğrencisine, ulusal ve yerel medya çalışanına hitap ediyor ve ab'yi, kategorik olarak "yanlısı ya da karşıtı" konumuna düşmeden, daha doğru ve nitelikli algılama, aktarma çabalarına katkıda bulunuyor.
  • bir süre önce süper bir hatunla* hayatını birleştirmiş süper insan. muhteşem bir düğündü. çok eğlendik. kurtlarımızı döktük. *
    (bkz: deniz yalçın)
hesabın var mı? giriş yap