flying in a blue dream
-
joe satriani albumu..
-
gözler kapatılarak ve benlik verilerek dinlendiğinde ayakları yerden kesebilen joe satriani parçası... aynı zamanda, lydian modunun kullanımına verilebilecek güzel örneklerden biri...
-
(bkz: flying in a purple dream)
-
satriani'nin 89 tarihinde piyasaya çıkmış, the forgotten'i barindiran, bir çoklarına göre en baba albümü:
(bkz: flying in a blue dream) (bkz: mystical potato head groove thing)
(bkz: cant slow down) (bkz: headless) (bkz: strange) (bkz: i believe)
(bkz: one big rush) (bkz: big bad moon) (bkz: the feeling) (bkz: the phone call)
(bkz: day at the beach) (bkz: back to shalla bal) (bkz: ride)
(bkz: the forgotten part 1) (bkz: the forgotten part 2)
(bkz: the bells of lal part 1) (bkz: the bells of lal part 2) (bkz: into the light) -
mutlaka "live in san francisco" versiyonu dinlenmesi gereken sarki.
-
winning eleven 8 de ara sira menü ekraninda çalan eser. g3 live versiyonu vardir , adami blue dream olayina sokar cidden. gayet başarili bir çalişma.
-
her arsivde bulunmasi gereken satriani albumu, ve albumun ilk sarkisinin adi. albumun kapaginda kellesmekte olan satriani aslan yelesi gibi saclariyla gorulebilir, icerigi ise superdir, idealdir *****, album hakkinda baska soze gerek yoktur. sarki da tapilasidir, tam konsantrasyon saglanip dinlendiginde ucurur, bes dakikadan boyunca mavi bir ruyada dolastirir sizi...
-
yaratıcılık gerektiren mesleklerde kesinlikle her sabah dinlenilmesini tavsiye ettiğim mucizevi album..
-
dinlemekten hic bi zaman bıkılmayacak yegane album... var ol satriani
-
bilkent'te, dersten çıkıp, yurta dönerken dinlemekten bıkmadığım şarkı. beni öyle etkiler ki, eğer dünyada bir fon müziği olsa veya everestin zirvesinden bütün dünyanın duyabileceği bir şarkı çalınsa bu muhakkak fly in a blue dream olmalıdır diye düşünürüm her dinleyişimde. çeşitli ruh halleri üzerinde, farklı etkileri olduğu kesindir ve belki abartı olacak ama geleceğe umutla bakmak için dinlenilmesi gereken bir parçadır. satriani öldüğünde*, virtüözler cennetinde tanrı koltuğuna oturduğunda*, biz hayranları cenaze töreninde ilk önce bu şarkıyı dinlicez, o derece... albüm olarak o kadar yorum yapamam ama sevdiğim bir albümdür. into the light* dan sonra huşuu içinde "vay şerefsiz, albümün sonunda yine artizliğini yaptı" derim hep.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap