*

  • bir medeniyet vahası olarak cihangir firuzağa camii avlusu.

    bob: istanbul'da random yabancı biri ile tanışıp sohbet edebileceğin alkolsüz bir mekan/ortam/muhit biliyor musun?

    alice: -düşünür- valla bilemedim.

    türkiye sınırlarında böyle bir yer bulmak oldukça zor. zira insanlar kamusal alanlarda yalnızca kendiliklerinden sorumlu ve özgür bir biçimde bulunamıyorlar.
    haftasonu bir avm'ye gidin. insanları izleyin. kaçı tek başına. ve bir yere yetişme, buluşma telaşı olmadan, bireysel bir yalnızlık aktivitesi içerisindeler. ben size söyleyeyim. bence neredeyse sıfır. genelde insanlar arkadaş, akraba veya aile fertleri ile orada bulunuyorlar. kendilerini toplum adına denetleyen bir gözcü ile orada dolaşıyorlar. böyle olunca da bir birey olarak kendisinden sorumlu bir başka kişi ile normal ve insani bir iletişim kurmaları imkansız oluyor.
    bildiğim kadarı ile bu tip ihtimaller, alkollü içki servisi olan ortamlarda daha fazla. zira kadın erkek alkollü içki tüketilebilen ortamlar, kişilik olarak daha bireyselci ve özgürlükçü kimselerin bulunduğu ortamlar oluyor. alkollü içki servisi olan ortamlarda zaten toplumun genel normlarına aykırı bir eylem yapıldığı için diğer ahlakı normlar da pek takılmıyor.

    halbuki yeni ve random birileri ile tanışabilmek için daha fazla ve çeşitli ortamlara ihtiyaç var. ben böyle bir yer biliyorum. cihangir'in göbeğindeki firuzağa camiinin avlusundaki bir yarım dairenin çeyrek iki yayı gibi yerleşmiş bankların olduğu dinlenme mekanı.

    burası tam anlamı ile kamusal bir alan. esnaf var, karşı kafelerde gençler var, camiye giren çıkan onu bekleyen vs. burası türkiye için önemli ve değerli bir alan. zira burada oturup konuştuğunuz konuya başka birinin dahil olması her an mümkün. ayrıca bu ortamda bulunan insanlar, farklı fikirleri safsatalardan uzak bir biçimde medenice tartışabilme görgüsü olan uygar insanlar.

    ben size burda karıştığım iki tartışmanın topiclerini yazayım da bu medeniyet vahasında yaşanalara dair biraz fikriniz olsun.
    ilkinde, eşimle oturmuştuk bu bankalara ve diğer banktaki iki kişi akparti zamanında yapılan camilerin mimari karakterleri üzerine tartışıyorlardı. bize de arada pas atar gibi dönüp bakıp hadi siz de fikrinizi söyleyin gibi bir tavırları vardı. o an çok anlamadık durumu fakat ufak tefek bir kaç bişi dedik ama tam hatırlamıyorum.
    ikincisinde, arkadaşımla imar affınının ülkemize yapılan en büyük kötülüklerden biri olduğunu konuşuyorduk. diğer banktaki kişi tartışmamıza karıştı ve bir çok avukatın çalıştığı bir hukuk bürosunun olduğunu ifade etti ve kendi açısından imar affı durumunun vahametini bizimle paylaştı. sonra mesleklerimizi sordu neden yurtdışına çıkmadığımızı sordu. kanada'ya nasıl göçebileceğimizi anlattı vs. o gün orda ciddi ciddi medeni bir tartışma/tanışmanın içinde bulduk kendimizi.

    normalde -bilirsiniz işte- bu tip tartışmalara insanlar girmek istemezler yabani davranırlar ve iş tartışmaya dönebilir diye ordan kalkar giderler, veya basbaya tartışma çıkar.

    burda durum biraz farklı. yolunuz buraya düşerse firuzağa camiinin avlusunda biraz oturun derim.
hesabın var mı? giriş yap