fakat
-
bir onceki cumleyi olumlamayan ikinci bir cumleye baslarken ya da onceki cumlede ifade edilmeyen ama edilmesinin gerekli oldugu dusunulen noktayi vurgulamak icin kullanilan baglac.
-
(bkz: ama)
-
tek basina kullanildiginda bir sasirma nidasi.
- sevgiden yoksun yarinlarda senin krizantem cicegin olmak istemiyorum artik suphi..
- fakat?? -
di$lerini arabanin on paneline gecirmi$ birinin "sakat" deme $ekli..
-
lakin...
-
-
arapçada "sadece" anlamına gelen kelimedir. türkçeye ilk geçtiğinde de bu anlamda geçmiştir.
"herkes çıktı fakat ali kaldı" dediğimizde "herkes çıktı sadece ali kaldı" demiş oluruz.
ingilizcedeki but kelimesi de eski ingilizcede sadece anlamına gelir.
ophelia: "my lord, i do not know; but truly, i do fear it." (bkz: hamlet)
derken "bilmiyorum efendim fakat doğrusu ondan korkuyorum" demektedir. burada "bilmiyorum efendim sadece doğrusu ondan korkuyorum" dediği de düşünülebilir "bilmiyorum efendim ama doğrusu ondan korkuyorum" dediği de düşünülebilir. ikisi de aynı kapıya çıkar. (bkz: enterpretasyon) -
olmaz ama:
(bkz: ve fakat) -
umut sarıkaya karikatürlerinin vazgeçilmez bağlacı.
-
"ama..." gibi tedirgin edici ol(a)mamıştır hiçbir zaman. daha naiftir sanki. bilemedim.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap