• yeşilçamdaki hayali karakterlerden birisi..

    kemal sunal'ın tokatçı filminde geçer.

    şevket karbonat erol'u arayıp elinde çok sağlam mal (eroin) olduğunu söyler. karbonat'da kendisini temiz bir tüccar olarak tanıtıp eroin ile ilgisini olmadığını anlatır. bunun üzerine şevket'de karbonat'a malı fırıncı ibo'ya vereceği konusunda blöf yapar.

    belki çok da önemli bir karakter değil ama mevzu kemal sunal olunca böyle minik detaylar bile komik gelebiliyor. aklıma geldikçe gülüyorum bu sahneye..

    ustanın da dediği gibi.. benim filmim 50 yıl geçse bile yine ilk heyecanıyla izlenecek.

    hep de izleyeceğiz, güleceğiz.
  • benim de dikkatimden kaçmayan ve çok merak ettiğim, yeşilçam'ın görünmeyen karakterlerinden bir tanesi.

    hiç göremeden, sadece adıyla tanısak bile kemal sunal'ın etkisiyle karizmatik bir karakter olarak biz sinemaseverlerin hafızalarına kazınmıştır.

    fırıncı ibo'ya selam olsun...

    (bkz: tokatçı)
  • duygulandım.
  • düzceli arif gibi sadece hakkinda bahsedilen hayali karakter.
  • coronavirüs sebebiyle ekmek/pide satışları dışında eroin satışları da düşüşe geçen şahıs.
  • hakkında döviz kaçakçısı veysel kadar bilgisi olmadığımız hayali yeşilçam karakteri.

    (bkz: tokatçı)
  • kürşat ayvatoğlu’nun malı pardon pudra şekerini aldığı adam. şevket erol’a karbonatı yutturduğu gibi ibo’ya da pudra şekerini yutturmuş demek.

    büyük resimde görülen de ailenin yüz karası. sigara bile içmezdi.
  • 2010 yılı civarı kadıköy metalcileri arasında geyik malzemesi olmuş mezar bir karakter. kendisi ülkücü ve spiritüel satanistti. standart iç anadolu çocuğu tipi vardı ve sürekli takım elbiseyle gezerdi.

    çalıştığı fırında yeni bir kutsal kitap yazdıklarını ve pentagram şeklinde ekmek yaptıklarını filan anlatıyordu (ya da bu tarz abartılı iddialara kurbandı bilemiyorum).

    kendisiyle sokakta içerken bir kez konuşma fırsatı bulmuştum (zaten o gelince diğer herkes bir bahane bulup ortamdan kaçmıştı). bali çekip isa'yla girdiği diyaloglardan bahsettiğini hatırlıyorum hayal meyal. o dönemki militan ateist duruşumla "allahmış, şeytanmış böyle şeyler yalan dolan aga" minvalinde bişeyler söylemiştim de acayip bozulmuştu.

    sonra nedense ortadan kayboluverdi. yıllar sonra taksim'in o meşhur arka sokağında gördüm kendisini. punk, deli, homeless karışımı bir imaj yapmıştı, üstü başı yırtık pırtık her tarafına bir sürü çaput gibi bişeyler bağlamış böyle kaldırımda içen sokak tayfası arasında manyak gibi ordan oraya dolanıyordu. muhtemelen bambaşka bir isim ve lakapla tanınıyordur o ortamda ancak benim kendisiyle ilgili aktarabileceklerim bu kadar.
hesabın var mı? giriş yap