• direk skandal!
    türkçe'de etmek* fiilinden ve etmeli diğer fiillerden her zaman işkillenmek iyi olur. ne de olsa elastiki dil. yalnız burada edilen edi ne veya kim? daha da yetmemiş, kadı düzülmüş. bu kadı ne cüretle düzülmüş? zevke kendisi taammüden değil de kazaen katılmışa benziyor. kadı'nın hakkını koruyamayacağı, şikayet ve cezalandırma isteyemeyeceği bu durum nasıl mümkün olabildi?* söz kalıbında olan olmuş koyvermesi de var.

    zamanında daha yırtık olmadığım ve sözün hikayesinin tekrar tekrar anlattırıp iyice öğrenmediğime pişman ve suçluyum.

    hikayesini bulamıyorum, ama söylerken kullanım bağlamına dair şöyle titrem var: "benim olayla ilgim yok, herkes edeceğini edip suçu haksız yere bana yüklüyor, orada bile değildim, kuru iftira hedefi oldum." hatta belki, söyleyenin 'bildiklerimi söylersem yer yerinden oynar.' gibi bir aba altından tehdidi söz konusu olabilir. mahrem bilgilere sahibim, açık sırrı herkes biliyor, veya her yerde söyleniyor, duymayan kalmamış, bir de bana söyletmeyin. hiiç beni karıştırmayın.

    hey onbeşli türküsünün aslan yarim kız senin adın hediye dizesindeki adı hep edi zanneder, nasıl isimdir diye hayrete kalırdım. galiba köyümüzdeki "etmişler ediyi sikmişler kadıyı" sözü yüzündendi, karşılaştırmalı algıyla. hediye'yi edi sanınca sırf kendi anlamı da yetiyor tabii. yarinin adı edi ya, insanın yari nasıl edi olur dumuru.

    (bkz: etme kıyma)
    (bkz: bodrum hakimi/@ibisile)
    (bkz: etmek/@ibisile)
    (bkz: ettiğini bulmak/@ibisile)
    (bkz: etek/@ibisile)
    (bkz: edi/@ibisile)
  • kasıtlı olarak yanlış bir şey yapan ve sonra pişman olup özür dileyen kişiye şöyle bir söz söyleniyor:

    "ettin ediği, siktin kediyi"

    yöre, çukurova.

    et-, edik (edilmiş), edik-i, ediği.
hesabın var mı? giriş yap