• eskizleri barindirmak uzere yaratilmis bombos, bembeyaz sayfalara sahip huzur veren defterler. sayfa kalinliklari eskiz yaparken kullanilacak olan arac/gerece gore secilebilir, secilmelidir.
    telefonla konusurken, birsey dinlerken, genel olarak ellerin bos kaldigi islerde, ele dolanan kalemle bulduklari duzlemleri karalayan insanlarin edinmesi farz olan defter. sonra o karalanan kagit parcalari, dergiler, gazeteler ve (abartalim) hatta masalar "atmaya kiyamadiklarim" olup, dag tepe halinde ustune ustune gelir insanin, yutar parcalar.
  • bunların akrilik ve pastel boya için özel kağıt içerenleri var, sayfalara dokundukça birşeyler çizesi yapası geliyor insanın..
  • özellikle güzel sanatlar ve mimarlık fakültesi altındaki bölümlerde okuyanların yanlarında taşıması farz olan defterdir bu... eee ilhamın ne zaman geleceği hiç belli olmaz...
  • genelde güzel sanatlarda okuyan öğrencilerin ve mimar, mühendis takımının yanından ayırmadığı, içinde sahibi dışında kimseye anlam ifade edemeyecek çizimler olması mümkün olan, her an cepte, çantada taşınmaktan yıpranmış olan defter.
  • (bkz: sketch book)
  • selçuk erdem'in penguen'deki köşesinde yer verdiği bölüm.
  • selçuk erdem'in "ben bu espirileri yapıyorum ama siz yapmadım varsayın" temalı karikaritürlerinin yer aldığı köşesi.
  • alelade kırtasiyelerde sorulduğunda "yok" cevabı alınan, etrafa bakılıp bulunduğunda "pekiyi, siz bunlara ne isim veriyorsunuz?" sorusuna cevap olarak "bloknot!?" yanıtı alınan defterler.

    canson'dan dervent'e ve clairefontaine'e birçok marka, eskiz defteri* üretmektedir artık. beyaz kağıttan oluşabildikleri gibi, krem rengi kağıtlardan ve hatta kraft kağıtlarından* oluşanları vardır. fiyatlari 4-5.00 ytl'den 15-20.00 ytl'e ve üzerine uzanır. her boyu mevcuttur.

    bu defterlerden satın alırken önemli olan, içinde çok kağıt olsun diye dandiklerinden almamaktır. nispeten dokulu olanlarını seçmek gerekir.
  • selçuk erdem'in penguendeki köşesinde yer alan bir bölüm bu. köşe adından da anlaşılacağı gibi tamamlanmamış çizimlerle dolu. yani aslında selçuk erdem'in yarım yamalak çizilmiş bir şeyi köşesine koyarak yaptığı şey bir karikatürist olarak şahane beleş bir girişim. misal karikatürü çizdiniz, tamamlamadınız ama bir şekilde emin olamadınız ya da vakit bulamadınız ve tutup bunu eskiz defteri diye bir bölümün altında yayınladınız. şimdi ne oluyor? karikatür güzelse olduysa, tuttuysa şahane. sizden iyisi yok. yani tamamlanmamış bir karikatüre bakarak "ulan adam çok güzel karikatür çizmiş" derseniz değmeyin selçuk erdem'in keyfine. ama diyelim ki olmadı, espri tutmadı, çizgi oturmadı, bilmemne birşey. o zaman çok rahatlıkla şöyle bir şeyin arkasına saklanabilir çizer : "ulan zaten eskiz defteri bu, bitmemiş bir karikatür, ham meyva bir nevi" diyebiliyor. halbuki onu normal karikatürlerin arasına koysa camiadaki sayılı karikatüristten biri olduğu için "ulan koskoca selçuk erdem'in köşesine koyduğu karikatüre bak" diye tepki alacak belki. ama bu şahane eskiz defteri formülüyle ne şiş yanıyor ne kebap.

    en nihayetinde söyleyeceğim şudur ki eskiz defteri bence her hafta bayii'e gidip düzenli bir şekilde karikatür olan okurlara yapılan bir saygısızlık. tabi çıkıp da "okuma kardeşim sana zorla oku diyen mi var" şeklinde tepki veren vatandaşlar olacaktır. fakat penguen gibi her hafta adam akıllı okunacak, gülünecek bir şeyler yapmaya çalışan bir sürü adamın toplandığı, emek verdiği bir dergide selçuk erdem'in eski ve sayılan bir karikatürist olmasının verdiği rahatlıkla mı bilinmez böyle bir kolaycılığı seçmesini tasvip etmiyorum.
hesabın var mı? giriş yap