*

  • elza niyego adlı yahudi bir genç kızın, abdülhamid'in eski emir subaylarından osman ratıp tarafından öldürülmesi ve ardından gelen protestolar. osman ratıp uzun bir zaman elza'nın peşinden koşar, ancak karşılık bulamaz. 17 ağustos 1927 tarihinde, iş çıkışında yolunu kestiği elza'yı bıçaklayarak öldürür. osman ratıp'ın, olayın ardından akıl sağlığının yerinde olmadığı belirtilerek akıl hastanesine gönderilmesi yahudilerin büyük tepkisine yol açar. öldürülenin bir yahudi olmasından ötürü adaletin işlemediği kanısında olan yahudiler, 18 ağustostaki cenaze törenine oldukça kalabalık bir şekilde katılır ve tepkilerini sloganlarla ifade ederler. bu protestolar basında tepkiyle karşılanır ve yahudi karşıtı yazılar yayınlanmaya başlanır. katil hakkında ise mahkemeden ömür boyu akıl hastanesinde kalma kararı çıkar (bu arada osman ratıp 1937'de hastanedeki başka bir akıl hastası tarafından öldürülür). konu hakkında rıfat bali'nin "cumhuriyet yıllarında türkiye yahudileri - bir türkleştirme serüveni" adlı kitabının 109-131. sayfalarında ayrıntılı bilgi mevcuttur.
  • olaydan bir gün sonra cumhuriyet, vakit ve son saat gibi gazeteler yahudi aleyhtarı manşetlerle olayı duyurdular. yahudilerin cenaze sırasında "kahrolsun türkler, adalet isteriz" diye bağırdıkları iddia edilerek, küstah ve nankör oldukları belirtilmişti gazetelerde.
  • anakronizm tuzağına düşme tehlikesine rağmen, kendi içinde bir nevi hrant dink olayıdır. nasıl ki dink'in öldürülmesi tek başına bir insanın, bir gazetecinin, bir ermenin öldürülmesi değilse elza niyego'nun katli de değildir.

    tek parti döneminde, azınlıklara, özellikle de yahudilere karşı ilk ciddi olaydır. sadece bir yahudi kadının öldürülmesi olayı değil, öncesi ve sonrasındaki sosyo-politik durumu işaretleyen bir hadise.

    olay, kabaca, 1927 yılında, 22 yaşındaki yahudi elza niyego'yu saplantı yapan ve karşılık bulamayan 42 yaşındaki osman ratıp'ın, kadını bıçaklanması ve öldürmesidir (tarihçilere göre, osman ratıp'ı, son olarak, çileden çıkaran elza niyego'nun bir başkasıyla -yahudiyle- nişanlanmasıdır). ratıp, elza'yı daha önce de rahatsız etmiş, bundan dolayı kısa bir süre tutuklu kaldıktan sonra salıverilmiştir. zira, ratıp önemli bir aileden gelen, müslüman-türk biridir. salıverildikten sonra, ratıp, elza'yı evinin yakınında öldürür. elza'nın yanındaki kızkardeşi de bıçaklanmıştır. elza'nın cesedi, annesinin yalvarmasına aldırış edilmeden üç saat yerde bekletilir ve cesedin üzerinin örtülmesine dahi izin verilmez (rıfat n. bali, yerde bekletilmenin de yahudi toplumunun asabını bozduğunu söyleyecektir).

    olay bu kadar basit değil, türkiye'de o dönemde de türkiye vatandaşı yahudilere karşı ciddi bir anti-semitizm vardı. bu olay yahudi toplumu için bardağı taşıran son damla olmuştur. bunun üstüne, elza'yı öldüren osman ratıp serbest bırakılır sonra akli dengesi bozuk raporuyla (buraya aşağıdaki notla açıklayacağım) cezadan kurtarılmaya çalışılınca cenaze töreni daha da ateşli geçer. cenaze törenine binlerce insan katılır (kesin bir sayı bilinmiyor ama 10-25 bin arasında kişinin katıldığı söylenir. bu çok yüksek bir rakam zira dönemin türkiye nüfusu ve ayrıca 1927 nüfus sayımına göre tüm türkiye'de 82 bin yahudi'nin olduğu düşünülünce). törenin ertesinde çıkan cumhuriyet, milliyet, son saat ve vakit gazeteleri, rejimin bekçi köpekliği ve ayar verme merkezleri işlevlerini yerine getirip yahudileri tehdit edecek ve devlete hedef gösterecektir. çağatay okutan'a göre "gaztelere göre yahudiler, cenazeyi türkiye cumhuriyeti'ne karşı bir gösteri unsuru olarak kullandılar, türklüğe hakaret ettiler ve düzeni de bozdular".
    izmir'de yahudilere ait kurumların ibranice tabelaları sökülür, türk ocağı da yahudilerin şiddetle cezalandırılması için bildiri yayımlar.

    21 ağustos'ta sekiz yahudi göz altına alınır, cenaze töreninde suç teşkil edecek bir fiilin meydana gelmediğine hükmedilecek ve bunlar serbest bırakılacaktır. buna rağmen elza niyego olayı bahane edilerek yahudi toplumuna bir dizi yaptırım uygulanır. 29 ağustos 1927 tarihinden başlayarak yahudilerin ülke içinde serbest dolaşımı yasaklanır. dolaşım yasağını da aşan bir şekilde herhangi bir şekilde istanbul dışına çıkan yahudilerin geri dönmelerine izin verilmez. özellikle istanbul'a geri dönme yasağı kısa sürede kaldırıldıysa da, dolaşım yasağı devam eder ve seyahat belgesi alma zorunluluğu getirilir (tabii ki de seyahat belgesi başvuruları genellikle reddediliyordu).

    bu hadise, yahudi pogromu olan "1934 trakya olayları"nın işaretlerinden olacaktır.

    bilgililerin önemli bir kısmı, m. çağatay okutan'ın tek parti döneminde azınlık politikaları kitabından alındı. ama okutan, kitapta olayı ilginç bir şekilde:
    "elza niyego'nun, osman ratıp'ın ısrarlarını hiçbir şekilde dikkate almaması ve kendi akrabasından biriyle nişanlanması, olayın cinayetle sonuçlanmasına neden oldu" (s. 239). (cümlenin özeti: "elza inat edip osman'a varmadı zavallı osman da çıldırdı")

    bu cümleye en hafifinden özensizce denilebilir; biraz da erkek beyaz türk cümlesi diye de geçiştirilebilir ama tarihi analiz için de bir hayli zayıf. bir kere, ratıp'ın niyego'yu öldürmesine cevaz veren önemli bir tarihsel olgu, okutan'ın da kitabın ana merkezi olan cumhuriyet'in azınlık politikaları. dink neden ve nasıl öldürülebilir kılındıysa niyego da aynı nedenle öldürüldü. bir yahudi erkek bir türk-müslüman kızını bıçaklasa ne olurdu?

    burada da bilgi var: http://www.rifatbali.com/…/roll_eylül_ekim_2000.pdf

    not: "akli dengesi bozuk" raporu, türkiye'de rejimin vatandaşlarıyla kurduğu suç ortaklığını, vatandaşı yargılarken faş etmemek için uydurduğu bir kaçış yolu olarak işletir.
  • 10 yıldır romanını yazmaya çalıştığım cinayettir. roman şu cümle ile başlıyor : "osman ratıp bey karaköy meydanını boydan boya geçerek yahudi yokuşuna tırmanmadan önce önünden geçen sırık hamallarına yol vermek için bir an durakladı."
    aynı anda elza niyego da şişhane den yanında kızkardeşi ve bir arkadaşı ile bankalar caddesine girmiştir. bitirebilirsem kırmızı pazartesi tadında bir roman olacaktır. tabii sabancı üniversitesinde profesör olup da türkiye de antisemitizm olmamıştır diyenler beğenmeyeceklerdir.
  • tarihsel bu olaya ek olarak katil zanlısı osman ratıp yatırıldığı akıl hastanesinde başka bir hasta tarafından öldürülmüştür.

    yahudi toplumunun tarihsel hafızalarının çok iyi olduğunu düşünenlerdenim. zanlıyı belki bir akıl hastası da öldürmüş olabilir ama işlenen benzeri suçlara baktığımızda yahudi toplumunun bunun cezasını ama öyle ama böyle bir şekilde verdiğini düşünmekteyim. arjantin’de eski nazileri tek tek bulup öldürmeleri veya münih olimpiyatlarında sporcularına yapılan kanlı eylem sonucu faili olduğunu düşündüğü kim varsa dünya’nın neresinde olursa olsun bulup yok etmeleri bu duruma örnek gösterilebilir. dünyanın herhangi bir noktasında yahudilere karşı yapılmış bir eyleme karşılık mossad’ın bir şekilde faillere ulaşacağı algısı hemen hemen herkeste mevcuttur. konu soğusa dahi fail bir şekilde cezalandırılıyor. filmi için (bkz: munich)
hesabın var mı? giriş yap