el coronel no tiene quien le escriba
-
can yayinlarindan cikan, cevirisini handan sarac'in yaptigi, ozgun adi el coronel no tiene quien le escriba olan gabriel garcia marquezun eseri.
-
uzun yıllar "alba'ya mektup yazan kimse yok" diye algılayaraktan alba'nın bir karakter olduğunu düşündüğüm ve fekat şu an kendimi çok salak hissetmeme yol açan bir marquez kitabı
-
-
albaya mektup yazan kimse yok'un orjinal ismi.
-
yüzyıllık yalnızlıktan sonra okunması sünnet olan kitap. okunması yüzyıllık yalnızlık kadar farz olmayan kitap. nobelli marquezin yüzyıllık yalnızlık üzerine okunduğunda yarıda bırakılabilen kitap. garip ama esasında çok kısa sayılır.
-
ilk olarak 1961 yilinda yayinlanmis olup, her ne kadar yuzyillik yalnizlik tadi vermese de marquez stilinin iyi orneklerinde biridir. ayrica 1999 'da "toplama romanlari"nin oldugu kitapta ,yaprak firtinasi ve kolera gunlerinde ask ile birlikte tekrar yayinlanmistir ki yastikalti, basucu edilesi bir toplamadir.
-
"albaya kimseden mektup yok". benim elimdeki cem yayınevi'nden çıkan beril eyuboğlu çevirisidir. ayrıca kitabın, başka bir yayınevinin kitaptaki hikayelerden biri olan 'balthazar'ın olağanüstü öğlesi' adında çıkarttığı başka bir baskısı daha vardır. çeviri dili açısından birincisinin ikincisinden kat be kat üstün olduğunu söyleyebilirim. hikayelere gelince: kitaba adını veren uzun öykü oldukça gerçekçi bir dille işlenmiş, sarsıcı bir sonu olan harikulade bir yazın örneğidir. kitaptaki hikayelerin pek çoğunda yazarın daha önce yazdığı kişilerin ve mekanların yeniden canlanışına tanık oluyoruz fakat yazık ki, marquez amca bu sefer kendi kültürüne çok fazla gönderme yapmış, bu yüzden çoğu şeyi ancak sezebildim fakat hakkıyla kavrayamadım. "bu kasabada hırsız olmaz" ise benim kitapta en beğendiğim öykü.
-
-
kitap, adını kitapta yer alan ilk öyküden almıştır. g.g marquez'in kısa hikayelerinin yer aldığı bir kitaptır. kısa hikayeler başka yaşamlara açtığı farklı pencereler sayesinde okuyucuyu gerçekten etkiler. kitaba ismini veren öyküde ise savaştan dönmüş, oğlunu yitirmiş olan yaşlı bir albay'ın karısı, horozu ve kasaba halkı çerçevesinde dönün ilginç bir umutsuzluk hikayesini anlatır. albay, her gün -beş yıl süreyle- postaneye uğrar ve beklediği emekli maaşının bağlanıp bağlanmadığını sorar, nitekim hiçbir zaman cevap alamaz. velhasıl umudunu bir horoza bağlayan albay'ın trajikomik hikayesidir. kitaptaki hikayeler;
(bkz: albaya mektup yazan kimse yok)
(bkz: salı günü siesta)
(bkz: günlerden bir gün)
(bkz: bu kasabada hırsız olmaz)
(bkz: balthazar'ın harikulade öğle sonrası)
(bkz: montiel'in dul eşi)
(bkz: yapma güller)
(bkz: koca ana'nın cenaze töreni) -
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap