• hindistanı bir donem yonetmiş ve hosgorulu oldugu icin hindular tarafından sevilen mogol hukumdar.
  • bâbürlü türk imparatorluğunun üçüncü hükümdârı. bâbür şahın torunu ve hümâyûn ile hâmide banu’nun oğludur. hümâyûn’un, sir han ile mücâdelesi esnâsında uğradığı ağır bir mağlûbiyet üzerine, âilesi ile birlikte iltica ettiği ömerkot’ta 1542’de dünyâya geldi.
  • süregelen islam - hindu güç kavgasında hindistanın tamamen müslümanlaştırmanın ne kadar zor olduğunu ve ne kadar kanlı olacağını anlamış babur şahın torunudur. kendi baba ve dedesinin aksine sofu bir müslüman olarak yetişmemiş hindu kültürünü da çok iyi öğrenmiştir. 16. yüzyılda bütün dinlerin eşit saygı göreceği bir ülke kavramını ortaya atmış, her dinden din adamları ile sık sık toplantılar yapmıştır. insancıllığının namı batı avrupa'ya kadar ulaşmış ingiltere kraliçesinden kendisinin insanlığına övgüler düzen mektup almış.
    ülkesi zamanın dünya'nın en yüksek gsmhsına ulaşmış.
    (bkz: the story of india)
  • babası hümayun sah' ın ölümü üzerine 13 yaşında hindistan türk imparatorluğunun tahtına çıkan babür şah'ın torunu. 1572 - 1594 yılları arasında malwa, gucerat, bengal, kaşmir, sind ve belucistan imparatorluk topraklarına katmıştır. zamanına göre modern devrimler yapmıştır, müslüman olmayanlara uygulanan ve haraç denen vergiyi kaldırır, dulların intiharı geleneği ile mücadele eder, küçük yaşta yapılan evlilikleri engellemeye çalışır. dinsel özgürlük ekber şah'ın siyasal sisteminin temelini oluşturur; o dönemde müslümanların idaresi altında yaşayan hindulara destek çıkar, cizvitlerin ülkeye girmesine ve misyonerlik yapmasına izin verir, aziz francois' nin akrabası jerome xavier 1595 - 1614 yıllarında hindistan'da ağırlanır, fatihpur sikri' de açılan bir ibadethanede hindu rahipler, iran kökenli zerdüştler, müslüman ulema ve hrisiyan rahipler ekber şah' ın da yer aldığı özgür dini tartışmalara katılırlar, çözüm bulunamayan dini ayrımlar nedeni ile 1579 da kendi siyasal iktidarına atfen mutlak ruhani güçleri olduğunu ilan eder ve sonuçta muhtemelen tüm dinleri bağdaştırmayı amaçlayan din-i ilahiyi kurar ancak bu girişim sınırlı bir başarı yakalar ve islam camiasında ekber'in dinden çıktığı söylentilerinin yayılmasına neden olur.

    kaynak: n.a. smith ; akbar, the great moghul; 1927 ve l. rederic akhbar le grand moghol; 1986
  • tam adı celaleddin muhammed ekber olan babür hanı. babası öldüğünde tahta çıkmak için çok küçük olduğundan babasının ölümü bir süre halktan gizlendi. ekber şah tahta çıktıktan sonra hindistan'ı vatanı olarak gördü. bu yüzden hindistan'da yaşayan hindulara, zerdüştlere, budistlere ve diğer dinlerden olanlara adil davrandı. bölgedeki dinlere olan saygısından sarayında her dinin temsilcilerini bulundurduğu söylenir. onun bu yumuşak tutumu islam'ın bölgede daha kolay yayılmasına ve etrafta adil bir hükümdar olarak namının yayılmasına yardımcı oldu. ekber şah osmanlı ile doğru dürüst bir ilişki kurmadı. timur'un soyundan geldiğinden osmanlı'ya hep tepeden baktı. o sırada osmanlı tahtında olan kanuni hindistan kıyılarına donanma gönderip portekizliler ile vuruşurken ekber şah tarafsız kaldı. evlendiği hintli karısı ile olan aşkları jodhaa akbar filminde anlatılır.
  • yapmak istediği tahribatta başarılı olamamış hükümdardır . (bkz: imam rabbani) gibi bir alimi karşısında bulmuştur. oğlu saltanatı devralınca tahribat uygulamasından vazgeçilmiştir.
  • hindistan folklor geleneğinde çok popüler olan ekber şah - birbal öykülerinde birbal, şah'a genellikle huzor diye hitap edermiş.

    "bu yeni toprakları fetheden, ancak çok zengin ve çok tanrılı "hindustan"dan her zaman nefret etmiş olan büyükbabası ferganalı savaş beyi babur zarif sözcükler kullanmada beklenmedik mahareti gösteren bir savaş makinesiydi ve babur'dan önce maveraünnehir ve moğolistan'ın ölüm saçan hanları, hepsinden önemlisi de temuçin -cengiz, çengez, jengiz ya da çingiz han*- vardı ki, onun yüzünden ekber* de mughal adını kabul etmek zorunda kalmış, aslında öyle olmadığı ya da kendini öyle hissetmediği halde moğol olmaya mecbur olmuştu. (...) sadece temuçin de değil. ayrıca, demir adını taşıyan bir adamın kasıklarından geliyordu soyu. atalarının dilinde, timur sözcüğü demir anlamına geliyordu. timurlenk; aksak demir adam." salman rushdie - the enchantress of florence

    "ekber'i*, babasının* hem erkek kardeşi hem düşmanı olan kandaharaskari amcası bulmuş, o büyütmüştü; aslında vahşi askari amca yanına yaklaşabilse ekber'i kendi elleriyle öldürürdü ama çocuğa hiçbir zaman emeline ulaşabilecek kadar yaklaşamadı, çünkü karısı her seferinde yolunu kesti." agy

    (ilk giri tarihi: 13.11.2018)

    (bkz: peçiç/@ibisile)
    (bkz: fetihpur sikri)
    (bkz: ebu'l fazl)
    (bkz: şaybak han)
    (bkz: şahların şahı)
    (bkz: gülbeden begüm), hümayunname
    (bkz: endican), babürname
  • yukarıdaki yazarın dediği gibi çok o coğrafyada olan çok sayıda dini birleştirip yeni bir din veya düşünce getirmek istemiş ancak kendine çok taraftar bulamamış. her görüşe saygılı olan ekber, dini olan islâmiyet'i ise hiç bırakmamış der kaynaklar.
  • türk tarihinin en uzun süre hüküm süren hükümdarıdır.
hesabın var mı? giriş yap