efeslilere mektup

• nonserviamm'dan önce ele geçirdiğim mektuptur.
  
  --- spoiler ---
  
  sevgili efesliler,
  
  aziz baba'ya laf yetiştireceğinize önce tüm oyuncularınız doping yaptı mı yapmadı mı onu açıklayın olm!!
  
  ışıkla kalın,
  hz. rocco
  
  --- spoiler ---
• tuborg bira fabrikası ceo su tarafından efes bira ya yazılmış davetiyedir.
• --- spoiler ---
  
  mektup yazdım acele
  hem oku hem hecele
  mektup benim vekilim
  al koynuna gecelee (şiveli, "r" yok)
  
  --- spoiler ---
• efes bir ytl olsun iki alana bir bedava olsun şeklinde tüketici dileğidir.
• (bkz: efesliler)
  
  http://incil.info/kitap/efesliler/1
• hıristiyanlık geleneğinde pavlus'un m.s. 62 senesinde roma'da bir hapishanedeyken kaleme almış olduğu inancı yaygın olsa da bilhassa hollanda ve almanya kökenli evanjelist teologlar tarafından pavlus'un diğer mektuplarına nazaran barındırdığı üslupsal farklılıklar dolayısıyla pavlus'un bir öğrencisi tarafından yazılmış olabileceği iddiaları bulunan ve yeni ahit'te önemli bir yer tutan mektup, daha doğrusu mektuplardan mürekkep bir bölüm.
  
  pavlus'un yazdığını varsaymamız halinde, kendisinin aslında neden efesliler'i hedef kitlesi olarak belirlediğine dair birkaç kelâmda bulunabiliriz. ağırlıklı olarak sapkınlıktan kaçınmayı ve mesih'in vücudu üzerinden kilise birliğini muhafaza etmeyi öğütleyen bu mektuplarda, roma'nın provincia asiana'daki en büyük şehri ve imparatorluk bünyesindeki en büyük metropollerinden biri olan efes'in çok zengin bir şehir olmasına karşın efes'teki hıristiyanların maddî zenginlikten ziyâde tanrı'nın necip kişiler için miras olarak muhafaza ettiği nihaî ihtişamın zenginliğini dikkate alması gerektiği ifade edilmektedir. ilâveten, hıristiyanların yeni bir kişiliği özümsemeleri gerektiği de yine bu mektuplarda vurgulanmaktadır. burada kast edilen, imparatorluğun günden güne yozlaşması ve bunun da en bilindik mahreçlerinden birisinin efes olması dolayısıyla, efes hıristiyanları başta olmak kaydıyla tüm hıristiyanların dünyanın üstlerine saldığı yoz ve ahlaktan yoksun eylemlerden kendilerini uzak tutması ve imparatorluk bünyesindeki eski kişiliklerini bırakıp yeni kişiliklerine sarılmalarıdır. mektubun bu kısmında, eseri kaleme alanın pavlus olduğu inanışından hareket edecek olursa, doğrudan kendisinin kaleminden dökülmüş olan ifadeler şu şekildedir: "tanrı adına sizi uyarıyorum; artık öbür milletler gibi boş düşüncelerle yaşamayın. onların zihinleri karardı. cehaletleri ve yüreklerindeki duygusuzluk yüzünden tanrı'nın yaşamına yabancılaştılar. önceki yaşayışınıza ait olup aldatıcı tutkularla yozlaşan eski yaradılışı üzerinizden sıyırıp atmayı, düşüncede ve ruhta yenilenmeyi, gerçek doğruluk ve kutsallıkta tanrı'ya benzer yaratılan yeni yaradılışı giyinmeyi öğrendiniz. bunun için, yalanı üzerinizden sıyırıp atarak her biriniz komşusuna gerçeği söylesin. çünkü hepimiz aynı bedenin üyeleriyiz."
  
  aynı bölümün devamında merhametli olmaya, öfkeden ve kinden uzak kalmaya ve çalışmanın değerine de vurgu yapılırken, esasen hıristiyanlığın neden eski greko-romen pagan dinlerine nazaran çok daha hayatın merkezinde bir din olduğunun da şifrelerini bu mektupta genel olarak görür gibiyiz. zirâ; karşımızda önce kendi kitlesini ve sonra da tüm maddî dünyayı kendi doktrini çerçevesinde şekillendirmeye kendi inancı mertebesinde en kutsal andı içerek çabalayacak olan bir yapı olduğunu söylemek gerekiyor. efeslilere mektup'ta da bu yapının doktrinsel olarak ilk kısmı olan "çevremizdeki tüm zorluk ve günahlara rağmen kendi kitlemizi konsolide edeceğiz" faslının hafiften de arabesk bir ajitasyon eşliğinde vurgulandığını dile getirebiliriz.
  
  yalnızca hıristiyanlık bünyesinde değil, orta doğu orijinli diğer tek tanrılı dinlerde de gördüğümüz bu ahlak odaklı büyüklenmeci yaklaşımın orta vadede misyonerlik, haçlı seferleri, cihad, mezhepsel ayrılıklar ve daha benzeri pek çok toplum şekillendirici dinî ve çokça radikal unsurun gelişimine giden yolu açtığını ifade etmekte bir beis görmemekteyim.