58 entry daha
  • yıllar önce duyduğumda ekşici piçlerin saçma salak geyikleri herhal deyip kökenini merak etmemiştim. bu hafta vedat özdemiroğlu yazınca ampül yandı ve hemen gugılladım.

    youtube'daki belgesellerini izledim ve şu an müthiş iki insan tanımanın mutluluğu ile bahtiyarım.

    bu iki kardeş nasıl becermişlerse superego'larını yok etmişler. aynı anadan üryan yeni doğmuş bir çocuğun bilinci ile konuşup yaşıyorlar. böyle bir tecrübeye alışık olmayan insanoğlu "bu ne lan", "neyin kafası bu abi", "uçmuşlar" şeklinde tepkiler verebilir. akabinde kardeşleri dinledikçe "aha gene uçuyorlar" dediğin anın hemen sonra iki okkalık bir laf ile taş olup kalabilirsiniz.

    izlerken aldığım notlar şöyle:

    *annem aşırı arkadaş canlısı bir insandı ama arkadaşı yoktu.

    *ben hiperpasif bir çocuktum

    *imkanının olmadığını gören insanlar kendilerini olgun görürler. ben de çocukken olgun görürdüm kendimi.

    *günde, abartarak söyleyeyim onbin, yok yüzbin hatta bir milyon defa bakkala giderdim.

    *askerlik zorluydu. arkadaşlarımız öldü. çok kurşun attım ama düşmedi hiçbir insan. neticede dünyadaki herkes insan.

    *halı yıkamada duygularla tekniği birlikte götürmek gerekiyor.

    *siz günde bir kez gece gündüz yaşıyorsun, ben günde 30 halı temizleyince 30 kez yaşıyorum gece gündüzü. (aha gene uçtular derken) çünkü bize gelen halılar kirli, mat ben yıkayınca ak oluyor parlıyor, geceden gündüze geçiş oluyor. (kapak geliyor hemen. respect)

    *nasıl bilim adamları atomu parçalayıp özünü anlamaya çalışıyorsa siz de yaptığınız işi parçalara ayırıp anlamalısınız. anladığınız zaman da mutlu olursunuz. anlamak mutluluktur (akabinde bunu tekrarlayıp elleri açıp oynamaya başlarlar)

    *yıkarken o halıyı yapan tasarlayan dokuyan insanla bir iletişim oluyor.

    *ilacınız istediğiniz kadar keskin olsun ovalamazsanız çitilemezseniz halı temizlenmez. evren de hareket halindedir. evren çitiler.

    *işin ticari boyutunu düşünürseniz zevk almazsınız işinizden. yeni duygular yaratmalısınız.

    *insana verilebilecek en güzel hediye iletişimdir.

    *shakespeare ne demiş, dünya bir tiyatro sahnesidir, rolünü oynayan gider. biz de reklam yapmayı sevdik. varlığınızı gösterince varoluyorsunuz.

    *o yıllarda türkiye yeni tl'ye geçince biz de bir üst kimlik oluşturmak istedik, yeni insan diye bir kimlik yarattık. biraz da neitzsche'nin üstün insanı kavramından hareket ettik.

    *mor müşteri (bkz mor inek) : işletmelere fark yaratan müşteri.

    (mor müşteri tanımları için tuafiyeden ruj almışlar yüzlerini boyayıp fotoğraf çekmişler. photoshop değil) http://i.imgur.com/3v1cvr0.png

    *yıkama yerlerinin kapısında duygulama merkezi yazıyor.

    *işimize duyduğumuz aşkın kaynağı kızlardan kaynaklanıyor. o aşk buna dönüşüyor.

    *köle çocuk dünyaya getirmektense bir tek ben yaşarım daha iyi.

    kütüphanelerindeki bazı kitaplar:

    nutuk - mustafa kemal
    milletlerin zenginliği - adam smith
    diplomasi - henry kissinger
    yönetim stratejisi - frederich betz
    sözcüklerin bilinci - elias canetti
    oblamov - goncarov
    üçüncü dalga - alvin tofler
    karanlık bir dünyada bilimin mum ışığı - carl sagan
    balzac, stenhal, shakespeare, jack london, goethe ve bir çok klasik…

    *kardeşlerden biri açık öğretim 3. sınıf uluslararası ilişkilerde okuyor. boynuna astığı bir sepet vasıtası ile halı yıkarken ders çalışabiliyor.

    *tescilli ruh, leke dedektifi, kir celladı gibi reklam sloganları var.

    *kartvizit taşımıyoruz kalpvizit taşıyoruz diyorlar.

    aşağıdaki gibi bir müşteri cetveli oluşturmuşlar.: http://i.imgur.com/sgu8vfb.png

    pascal' cılar: hesap kitap ettirip sipariş vermeyen müşteriler.
    rodın' ciler: ben bir düşüneyim diyerek sipariş vermeyen müşteriler.
    pyrrhon' cular: çok soru soran, güvensiz kuşkucu müşteriler.
    herakleıtos' cular: bariz güven vermeyen, sipariş verse bile bir daha geri gelmeyecek olan akıcı müşteriler.
    keynes' çiler: fiyat araştırması yapan müşteriler.
    herodot' çular: geçmişte size sipariş vermiş müşteriler.
    edıson' cular: birde sizi deniyeyim diyen müşteriler.
    hegel' ciler: satıcıya saygı duyan müşteriler.
    ersin salman' cılar: reklamımızı beğenerek arayan müşteriler.
    tevfik fikret' çiler : öneri üzerine sipariş veren müşteriler.

    en çarpıcı yönlerinden biri kardeşler arasındaki uyum. ezberden tekrar yazamayacağım kadar komplike sözleri bir kardeş es verince diğeri kaldığı yerden devam ettirebiliyor. tek beyinle yaşayan ama bir şekilde ameliyatla ayrılmış ikizler gibiler. saf, edebi, komik, sanatsal, duygusal, yer yer ürkütücü.

    memleket en kötü zamanlarını geçirirken biraz olsun nefes almak için ferdi yüksek ve taşkın yüksek isimli bu müthiş kardeşleri yani duygusal halı yıkamacılar'ı mutlaka tanıyınız.
91 entry daha
hesabın var mı? giriş yap