dudu
-
karışık bir konu. aynı anda veya dönüşümlü olarak kadın, ermeni kadın, yaşlı ermeni kadın, amcık anlamlarında kullanılabilir. dudunun ermenice kökenli olduğu düşünülürse çok büyük iltifat ve ilgi. her halde fuck demenin, yani komşu/yabancı dilde sikip sokma kolaylığımızın eski zamanlarımızdaki tezahürlerinden biri. köyümüzde de hakaret değil, erotik anlam vererek, yarı sosyal, yarı mahrem "dudunu ellerim, bak!" diye gözdağı verilirdi. nişanyan duduyu dadı ile de ilişkilendiriyor.
dudu kuşundaki dudu farsça'dan gelme galiba ve tuti ve papağanla ilintili.
ayrıca ahududu var. ahududu sözcüğü frambuaz, böğürtlen, ağaç çileği, ahu dut'u/tut'u sözcükleriyle ilintiliymiş. dudu ile ilintisizmiş.
pratikte ünneme yardımı olarak, bir de ismin rütbe gibi doğal eki olarak dudu kullanımı var. aşadudu, haççadudu, fatmadudu gibi. ayrı da yazılsa olur da, söylerken büyük oranda sona ulanıyor. bunun farkında olan yusuf atılgan bodur minareden öte (1960) kitabında dedikodu öyküsünde sözüm yabana kalıbını bileşik yazdığı gibi hatçedudu diye söyleyişi öyküye taşıyor.
[ben*, kuşların hızır'ıyım; ondan dolayı yeşiller giyinmişim. olur ya, belki hızır'ın içtiği abıhayatı ben de içerim.] feridüddin attar - mantıku't-tayr
"ansızın tas ve leğen dibi gibi tüysüz kafasiyle bir cevlaki geçiyordu.
dudu, hemencecik dile gelip akıllılar gibi dervişe bağırdı:
"ey kel, neden kellere karıştın; yoksa sen de şişeden gülyağı mı döktün?!" mevlana - mesnevi
(ilk giri tarihi: 17.1.2014)
(bkz: duduşe)
(bkz: dudi)
(bkz: dududil), dudu dilli
(bkz: dudu gız)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap