doğru dürüst
-
tam olarak, eksiksiz olarak, istenildiği gibi, kusursuz, yanlışsız.
-
(bkz: doğru düzgün)
-
çocuklar bakın itiraf ediyorum. annenizi siktim ben. ama o da kendini korumadı doğru dürüst. ne yanına çağırdı, ne ah ne oh dedi. o kadarlık aşk çocuklarısınız siz.
"makinelerden anladığından, her şeyin nasıl işlediğini bildiğinden, bir işin doğru dürüst yapılması için para harcayacağına, kestirme tuhaf yollar bulur, rube goldberg çözümlerini mekanikle ve elektrikle ilgili arızalara uygulayabilmek için elinde ne malzeme varsa onları kullanırdı." paul auster - the invention of solitude
"doğru dürüst bir tahsil görmeyen ve kendi kendini yetiştiren insanlık hiç evlenmemişti. küçük yaşta öksüz kalan insanlığa; doğru dürüst bir miras da kalmamıştı; bu yüzden sıkıntılarla geçen hayatı boyunca insanlık, başkalarının yardımıyla geçinmeye çalışmıştı." oğuz atay - tehlikeli oyunlar
(ilk giri tarihi: 28.5.2019)
(bkz: doğru düzgün)
(bkz: mısmıllamak) -
limanda hamallık yapan bir hasta yataktan çıkınca tekrar doğru dürüst yürüyemedi, sarhoş gibi bir iki yampiri adım atıp tekrar yatağa gerisingeri düştü.
orhan pamuk, veba geceleri, s. 98
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap