*

  • kisaca "ditib" diye taninan almanya'daki en büyük islami sivil toplum kurulusudur. diyanet isleri baskanligi'nin almanya'daki uzantisidir denilebilir. kendisine bagli 950'yi gecik cami ve dernek vardir. su anda genel baskanligini ayni zamanda almanya din hizmetleri müsaviri olan prof.dr. ali dere yapiyor.. ditib, merkezi olan köln'de su anda devasa bir camii insa ettiriyor. almanlar epey karsi cikmisti katolik köln'de bu kadar büyük camiinin isi ne filan diye ama sonuc olarak camii neredeyse bitti.
  • alman devletine ajanlık yapan türk islam birliği.

    http://www.iktibasdergisi.com/…_detail.php?id=12115

    mazlumder genel başkanı ahmet faruk ünsal'ın bu konu ile ilgili yaptığı basın açıklaması:

    http://mazlumder.org/…-vermekten-vazgecmelidir/9313
  • ditib, "sivil" falan değildir. basbayağı organik olarak diyânet işleri başkanlığı'na bağlı bir kurumdur. almanya anayasası, diyânet işleri başkanlığı'na almanya'da hareket imkânı tanımadığı için, şark kurnazlığı devreye girmiş, "diyânet işleri türk islam birliği" diye bir kurum kurulmuştur.

    ditib'in memurları, çoğunlukla türkiye cumhuriyeti tarafından atanır. bu memurlar arasında ataşeler, müftüler, imamlar vardır.

    ditib'e bağlı 950'den fazla câmi olduğu bir galat-ı meşhur olarak dillere pelesenk olmuştur. bu istatistik, almanya'daki yurttaşlarımızın hâlini de ortaya koyar. bu 950 taneden belki 50 tanesi camidir, belki de daha azı. ulan almanya'da 950 tane câmi ne demek yâ hû? duyan da almanya'yı sultanbeyli gibi bir yer zanneder!

    bunların ekserîsi "mescid"dir efendim, "câmi" değil. almanya'daki müslümanlar henüz "câmi" ile "mescid" arasındaki farkları bilmekten âcizler, varın gerisini siz düşünün!
    sokak aralarında, küçük küçük avlularda, arka bahçelerde, eski fabrikalar, atölyeler ve sâir artık kullanılmayan iş yerlerinde boş duran dükkan, atölye, kat, garaj, boşluklar yurttaşlarımız tarafından namaz kılınacak mekânlara dönüştürülmüştür. ekserîsinde, islâm dinine göre hiçbir özelliği olmayan "hacı yeşili" rengi kullanılmış, genellikle hacıyağı kokan basit, ilkel ama işlevsel mekânlardır. yurttaşlarımızın ihtiyâcını görür. bu işin sosyo-mimârî ciheti...

    bir de bu mekânları oluşturan "insan" faktörü üzerinde duralım. "aslan yattığı yerden belli olur." ya da "âinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz." gibi özlü sözler, insanın mekân ile ilişlkisine de uyarlanabilir.

    ditib'in câmileri, genellikle kıçında kıllar kadayıf olmuş, çalışa çalışa para biriktireceğim diye ömrünü ve sağlığını hebâ etmiş, câhil, bağnaz, 50 senedir almanya'da yaşayıp da 10 kelimeden fazla almanca öğrenememiş, piyasadaki en ucuz ürünlerden başka bir şey satın alıp kullanmayı bilmeyen, almanya'nın tüm en ucuzcularında bulabileceğiniz 5 tanesi 1, 7 tanesi de 1,5€'ya satılan beyaz, pamuklu spor çoraplarını giyen ve bu çorapları dahi kendi değil, hanımı kızı almış olan, hayatı boyunca üstüne başına toplam 250€ dan fazla masraf etmekten ödü kopan, tahtalı köye 200 metre kalmışken hâlâ para biriktirip memleketteki apartumanuna kat çıkma hâyalleri kuran, ömrünü "memleket" diye diye hebâ etmiş ve nihâyetinde ne memlekete dönebilmiş ne de almanya'ya alışabilmiş, "özlem"in psikolojik sıkıntılarının bedenînde hastalıklar şeklinde tezâhür ettiği kronik hasta adamlardan müteşekkil bir cemâate emânettir. şimdi bu zihniyetteki bir adamlar topluluğundan ne çıkar? ne çıkar bilmem ama, "câmi" çıkamayacağını görüyoruz.

    bu câmilerde inşâat, tâmirat hiç bitmez. aynı mekânda 20, 25, 30 sene ve daha da fazla bir zamandır bulunan bu ibâdethâneler, hâlâ köy ilkokulu ilkelliğinde ve gecekondu işlevselliğinde ise, ortada bir terslik var demektir. halbûki bunca zaman zarfında tamirata harcanan paraları hesap etseniz, muhtemelen 2 tâne "cami" yaptırabileceğiniz bir meblağ çıkar ortaya.

    bu hâlet-i rûhiyenin iki sebebi vardır; birincisi göçmen psikolojisi adama kalıcı bir şey yaptırmaz. ikincisi olan köylü kafası da adama mimâra, ustaya para verdirmez. kendi oturur yapar. evet ucuza mâl olur ama, ortaya osuruktan tayyâre bir iş çıkar. osuruktan tayyâre, selâm söyle o yâre bu iş, hem çirkin olur, hem uyduruk olur, hem dayanıksız olur ve evveli ve âhiriyle hesap ederseniz aslında astarı yüzünden pahalıya mâl olmuş bir yapı çıkar ortaya. bu durumu türkiye'deki gecekondulaşmanın ikinci safhasını teşkil eden yarım yamalak apartmanlarla kıyaslayabilirsiniz.

    ditib, köln'de câmi yapıyormuş. yapamıyor desek daha doğru olur gâliba; "kaç senedir yapmaya çalışıyor, şimdiye kadar kaç para harcandı, bu paralar nerelere harcandı, bu kadar para harcanmasına rağmen bu câmi neden bitmiyor, bu câmi inşâatına refâkat eden kaç ekip oldu şimdiye kadar, nasıl oluyor da bu memurların hemen hepsi ihyâ olup memlekete avdet edebiliyor..." gibi suâllerin cevâbını kimse bilmez.

    offff! içim daraldı, daha fazla dırdır edemeyeceğim...

    işte ditib, böyle bir şeydir, vesselâm.
  • kula kulluk eden, ispiyoncu ve ajan imamlarin bagli oldugu kurum.
  • le point son sayısında bu kurumla ilgili geniş çapta bir haber yapmış.

    http://www.tr724.com/…amlarinin-cevirdigi-dumenler/
  • alman gazetesi bild'in haberine göre 2019 yılında alman hükümetince yardım yapılmayacağı açıklanan kurum.
    https://odatv.com/…iz-yaratacak-karar-30081801.html
  • almanya'da taş gibi ortalamayla mühendislik yüksek lisansı yapan öğrenci yerine lisansa başlayabilmek için almanca dil kursuna giden öğrenciye burs veren kurum.
  • köln'deki ditib camii'ye bayılırım; gidip kitapçıdan george orwell, salman rushdie ya da ne bileyim necip mahfuz kitabı alırken insan kendini gerçekten köln'de ot alırkenkinden daha özgür hissediyor.

    ha bir de bir italyan kadına burdan nazarlık almıştım. sayelerinde cima eyledik. ismid boyası-taşı da sordumdu, yokmuş. kuran'da geçiyor onu bile bilmiyorlardı.

    ne denirdi? haaa... modern life is rubbish.

    edit: şimdi biraz vicdanazabı duydum. zındık'ların kralı olduğum için herhalde; çünkü şöyle ki cemaati seyretmek çogzel bir his gidip oralarda.

    aleykumselam.
  • diyanet işleri türk islam birliği (ditib) rheinland-pfalz eyaleti teşkilatı başkanı yılmaz yıldız, marmara üniversitesi'nden prof. ahmet şimşirgil ile etkinlik düzenlemeleriyle bağlantılı oluşan tartışma üzerine istifa etti. ondan önce de yine aynı teşkilatın genel sekreteri necdettin aydın'ın istifa ettiği açıklanmıştı.

    söz konusu ditib teşkilatı, geçen haftalarda, 21 mart'ta "mehmet akif ve çanakkale" başlıklı bir söyleşi düzenleyeceğini duyurmuş, ınstagram ve facebook üzerinden yapılacağı duyurulan etkiliğe konuşmacı olarak da tarihçi prof. dr. ahmet şimşirgil'in katılacağını açıklamıştı.

    etkinliğin duyurusunun yapılmasının ardından son günlerde kamuoyunda yoğun bir tartışma başlamış, şimşirgil'in son yazısına da işaret edilerek, batı, lgbt, istanbul sözleşmesi karşıtı açıklamaları olan biriyle almanya'da örgütlü bir müslüman çatı kuruluşunun etkinlik yapması sert biçimde eleştirilmişti.

    önemli bir gelişmedir. istanbul sözleşmesinin feshi için mücadele veren ve lgbt-i karşıtı olmasından ötürü almanya'da tepki çekmiş bir konferans daveti sonrasında yöneticiler istifa etmiş ve ditip konu ile ilgili olarak ;
    oluşan kamuoyu tepkisi üzerine hafta sonunda bir açıklama yapan rheinland-pfalz eyaleti ditib başkanı yılmaz yıldız, "sayın şimşirgil'in medyada sergilediği görüşler ne benim ne de teşkilatımız ditib'in görüşleridir, bundan emin olunuz" dedi ve istifasını duyurdu. 10 yıldan fazladır görev yaptığı ditib teşkilatı da yıldız'a teşekkür etmekle birlikte istifasının kaçınılmaz olduğunu belirtti ve "şimşirgil gibi yazıları ve açıklamalarıyla, kökeni, cinsel yönelimi, dini ve dünyaya bakış açısı nedeniyle insanları birbirine açıkça kışkırtan birinin bir etkinliğe daveti kabul edilemez" dendi.
hesabın var mı? giriş yap