• the cranberries in en güzel şarkısı.
    ayrıca, (bkz: hayal kirikligi)
  • bütün emeklerin boşa gittiği, ne yapılırsa yapılsın bir çıkış yolu bulunamadığı, tırnakla kazınarak gelinmiş tüm noktalardan tepe taklak geri yuvarlanılan bir hayat için adanmış bir marş, tüm bir hayatın disappointment olduğu bir durumda ağlanmadan dinlenmeyen şarkı.

    bu saçma sapan hayatın tüm hayal kırıklıkları için tekrar tekrar gelsin.....
  • nasıl yazılmamış sözleri şu ana kadar, hayret. otuzların başı jenerasyonunun ömrün yarı zamanından hatırlayıp sevdiği bir the cranberries şarkısıdır.

    a disappointment.
    oh, you shouldn't have done,
    you couldn't have done,
    you wouldn't have done the things you did then.

    and we could've been happy.
    what a piteous thing,
    a hideous thing was tainted by the rest,
    but it won't get any harder,
    and i hope you'll find your way again.
    and it won't get any higher,
    and it all boils down to what you did,
    then..

    in the night we fight, i fled, you're right.
    it was exactly then, it was exactly then,
    i decided, decided, decided, decide. oh, that threw you out.

    in the night we fight, i fled, you're right.
    it was exactly then, it was exactly then,
    i decided, decided, decided, decided

    but it won't be any harder,
    and i hope you'll find your way again.
    and it won't get any higher,
    and it all boils down to what you did,
    then
    disappointment
    then.

    http://www.youtube.com/watch?v=_2xcipzexcu
  • zaman makinası gibi sarkıdır. alıp bir anda yıllarca geriye götürür insanı.. cranberries'in en guzel sarkısı..
  • avustralyada bir dağın adıdır. belki de büyük umutlarla adanın içlerine doğru ilerleyen kaşiflerin karşılaştıkları taş ve toprak karşısındaki hislerini yansıtıyordur.
  • sözlerinden ziyade, müziği muhteşemdir. diğer cranberries şarkıları gibi düşündürür, düşündürür, düşündürür...
  • kelimenin etimolojik kokeninde "bir appointment'in yerine getirilmemesinden kaynaklanan uzuntu" yatiyormus.
  • şarkılardan çıkarılan anlamların aslında ne kadar öznel olduğunu, yaşanmışlıkların bir şarkıdan alınan tadı nasıl da değiştirdiğini yüzüme vuran şarkı.

    sözleri ayrı, melodisi ayrı çarpan, vokaliyle alıp götüren bu şarkı eskiden aldatma temalı, bana çok da dokunmayan bir şarkıydı. dolores'in öldüğü gecenin ardından ilk defa dinleyince ise deşip geçen, uzaklara daldıran bir şarkıya dönüşmüş, o sözsüz vokal kısmında duyulan huzur yerini ağıta bırakmış.

    no need to argue semalarında bulunur.
  • "year: a period of three hundred and sixty-five disappointments." ambrose bierce

    (türkçesi) "yıl: üç yüz altmış beş düş kırıklığından oluşan bir dönem." ambrose bierce
hesabın var mı? giriş yap