• covenant sarkisi..
  • schubert'in winterreise şarkı çevriminden 24 numaralı lied;

    drüben hinterm dorfe
    steht ein leiermann
    und mit starren fingern
    dreht er was er kann.

    barfuß auf dem eise
    wankt er hin und her
    und sein kleiner teller
    bleibt ihm immer leer.

    keiner mag ihn hören,
    keiner sieht ihn an,
    und die hunde knurren
    um den alten mann.

    und er läßt es gehen,
    alles wie es will,
    dreht, und seine leier
    steht ihm nimmer still.

    wunderlicher alter !
    soll ich mit dir geh'n ?
    willst zu meinen liedern
    deine leier dreh'n ?
  • winterreise serisinin 24 numarali ve son lied i dir "der leiermann - laternaci"
    diskau nun yorumladigi winterreise serisinde (en azindan benimkinde) 23 parca vardir ama bu yoktur.

    belki de biraz bu yuzden, winterreise i yorumlayacak olan lied yorumcusunun; finali, bu parcayi kendisinin hem calip hem soylemesiyle yapmasinin hos olacagini dusunmusumdur her zaman. (zaten, gorulecek ki, hem calma anlaminda zor degil, hem de vokalin oldugu yerlerde genelde sadece basit bir akor, vokalin olmadigi yerlerde ise melodi vardir)
  • isveçli synth pop grubu covenant'ın 2000 yılında çıkardığı single. tracklist:
    1 - der leiermann (radio edit)
    2 - der leiermann (club version)
    3 - we break down
    4 - like tears in rain (extended)
  • in bruges soundtrackinde andreas schmidt yorumu bulunabilecek muazzam lied. lied denince akla schubert gelmesinin nedenidir.
  • winterreise'nin bir parcasi olan der leiermann, daha önce de belirtildigi gibi 24 sarkidan olusur ve wilhelm müller tarafindan yazilmistir. franz schubert ölümünden bir sene evvel (1827de) tamamlar besteyi.
    bu parca 24., yani son parcasdir winterreise'nin.

    enfes, muazzam, derinlemesine bir eser. sözleri wilhelm müller sayesinde basli basina etkileyici. franz schubert de siire notalarini serperek derinligine derinlik katmis. hissedebilene verecegi cok sey var; is bu anlamda, yasamin her alaninda oldugu gibi duyarli olmaya, olabilmeye bakiyor. (nazim hikmet'ten bir siir okurkan bile "olay" okuyucunun kendi yüregini acabilme kabiliyetine bakiyor. yapilan bu eylem insanin karsisinda bulundurdugu esere/sanata degil de, daha fazla kendisine yaptigi bir iyilik, bir saygidurusu):
    http://www.youtube.com/watch?v=zfimzl07vmi

    notasi burada olmali.

    24. „der leiermann“ (drüben hinterm dorfe) d 911,24 la minör
    (orjinali si minörmüs; yayinevi taradfindan la minör'e degistirilmis)

    ayrica leiermann (bkz: laternaci) söyle bir insandir, yani bu calgi aletini kullanan, bundan parasini kazana(maya)n insan:
    http://www.niemodlin.org/…3temp/pics/ae4b6f16bd.jpg
    http://img.youtube.com/vi/ztu_jreo1sq/0.jpg
    daha bir günümüzdeki hali: http://img.fotocommunity.com/photos/10061406.jpg

    sarki/ siir de bu adamdan bahseder.
  • bu soğuk kış günlerinde istanbul da kar pamuk parçaları gibi uçuşurken ve kenti derinlemesine susturmuşken bu şarkıyı dinlemek ayrı bir hava katıyor..kar küçük çaplı bir tipi edasıyla camlarda kaynaşırken, müzikle çıkılan bir 'kış yolculuğu' sayesinde laternacının köşedeki üşümüş suskunluğunu, yalnızlığını kendi içinizden hissedebilir ve fakat laternanın kar örtüsüne inat yaydığı cılız melodileri anımsatan ve kimsenin umurunda olmayan kent seslerini gözlerinizi kapatarak kurgulayabilirsiniz..yağan karın şiddetini artırıp azaltmasıyla birlikte şarkı da kişiyi kendine getirir ya da dalgınlaştırır..şiirdeki laternacının çıplak ayaklı üşümüşlüğünü sıcak odalarımızdan ancak hafifçe hissedebileceğimizden dolayı müzik hafiften canımızı acıtarak bu düşe gerçeklik katar..
  • internette ulaşabildiğim, anladığım kadadıyla aslına ve armonik yapıya en uygun çevirisi;

    over there beyond the village
    stands an organ-grinder,
    and with numb fingers
    he plays as best he can.

    barefoot on the ice,
    he totters here and there,
    and his little plate
    ıs always empty.

    no one listens to him,
    no one notices him,
    and the dogs growl
    around the old man.

    and he just lets it happen,
    as it will,
    plays, and his hurdy-gurdy
    ıs never still.

    strange old man,
    shall ı go with you?
    will you play your organ
    to my songs

    çevirmen: celia sgroi
  • müziğe teslim olmak için bir yol.
  • https://youtu.be/pze4nxcojg0(bkz: )
    şu yorumu ile gerçekten muzisyenin yalnizligini kendi içsel yalnizligimizla ve dahi hicligimizle ozdeslestirerek dinleyebilecegimiz harika bir `schubert` eseri.
    no one listens to him,
    no one notices him,
    and the dogs growl
    around the old man
hesabın var mı? giriş yap