• bir ozlem sezer siiri;
    " öyle dalgalıydı ki saçların...
    bir damla yağmur düşse, hemen yolunu kaybeder
    o dalga, bu dalga ha babam dolaşırdı
    sonra yorgun başını bir köşeye yasladığında
    aklından hiçbir şey geçirmekesizin
    masum uykulara dalardı...

    öyle hırçındı, öyle dalgalıydıki saçların
    bir anda alabora ederdi ellerimi
    koştukça koşardım, dalgaların yamaçlarına
    bir kez daha kaybolurdu damla
    şöyle bir karıştıracak olsam denizi
    fırtınalar kopardı baktığım yerden
    o zaman batık gemiler çıkardı su üstüne
    ve yağmur yağardı hepsinin içinde

    öyle dalgalıydı, öyle bir dalgalanırdı ki saçların
    tuz ve kum kokusu birbirine karışırdı
    çölde mi yoksa denizde mi kaybolur bilemezdi damla
    ben de bilemezdim işte, yüreğime sığınırdım anca
    içimizi bir kalmak endişesidir alıp giderdi
    saçlarının örgüsünü açsan uçurumlara varacaktık oysa

    ne uykum kalmıştı benim, ne uyanışım
    ne vakit yastığa düşse başım
    öyle bir dalgalanırdı ki saçların
    içimde ne var ne yok hepsini
    hem de ellerimi alabora ederdi
    nasıl da korkardı denizler senden
    yüzü gülerdi ya limanların
    kanaya kanaya akardı yağmur
    balıklar pullarını kayalıklara bırakır
    martılar çığlık çığlığa kaçışırdı

    bir fırtına kopacak olsa, suları ürküterek
    ben hep kasırgaları özlerdim
    neden bilmem severdim, dalgalara karışmayı
    ama sen çok mu usandın benden bilmem
    bir yaz gecesizdi, kestirdin saçlarını

    oysa ne güzel yağmurlar birikirdi saçlarına
    yosun kokardın sen ne yapsan
    hem de balıklar kayıp giderdi
    tuzlu kayalıkların arasından

    oysa ne zaman saçlarını tarasam
    kırık mısralar dökülürde omuzlarına
    güneş sızardı, sözlerin araladığı dudaklardan
    bilsen ne çok sözcük biriktirmiştim ben
    ne çok yol vardı da, uzar giderdi içimde
    seni bulsam dalgalarını okşardım
    ama hiç geçit vermezdi ki saçların
    anca kıyıları hırpalardın

    öyle bir dalgalıydı
    öyle bir dalgalanırdı ki saçların!..."
  • gemiyi karaya oturtan nasreddin hoca savunmasıdır. "benim günahım yok, deniz bitti" biçiminde.
  • herhangi bir alanda uretilecek yeni projenin kalmadigini belirtmek icin kullanilan soz.
    bu duruma ornek olarak son donemlerde eski filmleri coverlayan ya da biyografik filmlere agirlik veren hollywood sinemasini gosterebiliriz.
  • deniz adlı şahsın bitme noktasına geldiğini, tüm gücünü kaybettiğini veya ışık hızına ulaşıp minicik bir enerji topu haline geldikten sonra yok olduğunu anlatan cümle.

    (bkz: denizin bittiği an)
    (bkz: çikolatanın süte doyduğu an)
  • (bkz: truman show)
  • (bkz: chp)
  • denizde dalga hosgeldin abla oynamış çocukların bitmeyeceğini bildiği dalga sözü.
    "denizler bitmez"
  • bir özgür çayan şarkısı, 2009 çıkışlı aşk artık burada oturmuyor albümünde yer alır, elektronik tınıları işle dikkat çeker.

    sakın bir suçlu arama
    burada kendinden başka
    affedilmeye var mı yüzün?
    bir yağmur yıkasa bizi, bulsak da denizi
    çözemiyoruz ayağımıza bağlı geçmişi

    sonu yok sandıklarım çoktan bitmiş
    eski dostlar arasında oyun bitmiş

    biliyorsun çok geç artık
    ne yaparsın, dünya böyle
    ben susarım, siz konuşun bundan böyle
    yürüyordum yapayalnız
    dün nasılsa bugün öyle
    içimdeki istek gitti
    biliyorum deniz bitti
    deniz bitti

    şimdi durmuyor kanama
    içimde açtığın yara
    anladım sandığımdan derin
    açılıp suskunluğa, susuyorduk konuşmaya
    bu oyun benim trajedim
hesabın var mı? giriş yap