deneyimsel

• ampirik in zorlama bir türkçe karşılığı olabilir mesela.
• kalıtım yoluyla elde edilmeyen deneyimlerle öğrenilen
• sanatsal anlamda deneyselin yerine kullanıldığında daha doğru olacak kelime. sanatçı deney yapmaz. deneyim yapar. deneysel demek iradesizlik belirtisi iken (çünkü sanatsal değil, bilimsel bir bakıştır ve bilimsel irade farklıdır), deneyimsel demek eserin duyguları temel alan bir yapıda kurulduğunu gösterir. örneğin bir ressam bir işi çalışırken renklerini, kompozisyonlarını değiştirir. bu onun deneyerek görmesi midir? bu, dıştan bakan biri için öyle görülebilir. ancak deneyimsel çalışması, onun 'deneylerinde' bir karara vardığını gösterir ki eserin bitmişini görürüz (bitmemişlik de bitmiştir). deneyimselliğin (yani deneyselliğin) genel anlamda diğer sanat üretimlerinden farkı şudur: bir eserin oluşması belli kriterler baz alınarak oluşturulmaz. daha çok eserin kendi kriterini belirlediği, sanatçının genelde hayatıyla çok yoğun ilişkide olduğu işlerdir bu işler. birikerek oluşan ve bu birikim aşamalarının da bulunduğu, daha doğrusu bu değişimlerin sunulduğu sanat eserleridir. üçgen kompozisyon yapan bir sanatçı deneyseldir. bir soyut dışavurumcu 'kompozisyon', deneyimseldir.
• insan sevmezlik, toptancı biçimde insanları-insanlığı affedememek, altı ne kadar dolarsa dolsun özünde bir duygu sorunu, ilişki sorunu olmalı. bu bireysel planda bir temel sevgisizlik şüphesi doğurur ama ilişkisel, deneyimsel, hatta travmatik saymak gerekiyor. insan sevmemek olarak (insan sevmezlik dozunda) hayvanseverlik bir travmadır, bir acıya ve öyküye bağlıdır diye tahmin edip temkinlice olgusal/kişisel değerlendirmek iyi olur.
  
  (bkz: deneyim/@ibisile)
  (bkz: deneysel), tecrübi