dayanamamak

• bahsedileni sevmeme^*, rahatsız olma^*, o şeyi görmeye katlan(a)mama^**.
• soz konusu ayrilik ise, telefonu ele alip onu^* aramak...
  soz konusu rejim ise, buz dolabinin onune cokerek yemek yemek...
  soz konusu yorgunluk ise, surekli ayakta durarak yaslanacak bir yer^* bulamamak...
• kondüsyon bisikleti , üzerinde ragıp amca pedal çeviriyor , 12. viteste gittiğini hayal ediyor , ayakları bitmiş , tükenmiş.
  
  viyana'ya trenle seyahat etmenin zorluğunu bilmesine rağmen faruk yenge ısrarla sirkeci garının önünde turlar atıyor , gişeyle ara yapmaya çalışıyor.garın önünden gişelere doğru bir bakıştır gidiyor , ilk izlenim , yüz kişilik bir müşteri kuyruğu , herkes viyana'ya gitme tasarrufunu elinde bulunduruyor ne de olsa.101. olarak kuyruğun arkasında saf tutuyor.elleri kulaklarında namaz kılıyor , vakit gelince.allah ona dayanma gücü versin diye..
  
  fiziksel dayanmadan örnekler dinlediniz.kendi vücudumdan örnek verilmesi gerekse şayet ; ilk önce ayaklar dermandan kesilir.takat ayaklardadır.dayanıp dayanmama durumu , yeryüzünü çiğnediğimiz ayaklarımızın tekelinde bir garip orhan veli durumudur.
• (bkz: sana dayanamıyorum)
• motif'in büyüklügünün engel'in büyüklügünü asmasi sonucu olan sey.
  1) motif cok büyümüs olabilir..(kendiliginden)
  2) engel cok küçülmüs olabilir..(üzerinde düsünülmemesinden)
• eksi sozluk de caylakken tırmalamak. oy yok. kontrol merkezı yok. bıttım ben.
• ders çalismak için bütün ortam haz1rlanmis lakin yatagin üzerinde misil misil uyuyan sevgili pisicige dokunulamamistir. son gaz alinip masaya oturulup bisiyler karalanmaya baslanir. kursun kalemin kagit üstünde cikardigi seslere tepkisiz kalamayan pisicik kalkip masanin üstüne çikip sürekli kaleme patiler atmak suratiyle katiyen ders çalistirmaz. sonunda "dayanilamaz" ve ders birakilip pisiyle tepisilir.
• ne alaka oraya inmiş bilemedim ama tam da midenizde acıyan bir kalp; boğazınızda bir yumru ile sizin, gerçeğiniz olur bu..
  çok basit, adice bile, ama geçer..
• sabırsız kişilerin "neden yaptın" sorusunun ardına sığındığı bahane fiili.
• insanın bazen nasıl başa çıktığını kendi kendine bile anlamadığı durum. artık dayanamıyorum dediğiniz, yok olmayı düşündüğünüz noktadan haftalar sonra bir bakmışsınız hala dışarıdan normal görünebiliyorsunuz.
  
  ama belki de, en korkuncu, yavaş yavaş deliriyorsunuzdur ve kimse farketmiyordur...
  
  belirsizliğe dayanamamak en tuhaf hallerinden biri bu durumun. o belirsizliğin bitmesini beklerken insan bazen umutlanır, hala umudu olduğunu düşünür, bazen de umutsuzca daha ne kadar bekleyebileceğini hesap etmeye çalışır. ve kimse farketmeden delirmekten korkar.