• dünyaca ünlü jeolog celâl şengör'ün türkiye'nin halaskârı ve türkiye cumhuriyeti'nin banisi gazi mustafa kemal atatürk'ü anlattığı kitabının adı.

    mustafa kemal atatürk'ün ölüm yıldönümünde (bkz: 10 kasım) piyasaya çıkacağı söylendi dün halk tv'de uğur dündar ve halkın arenası'na konuk olan celâl şengör tarafından.

    dipnot: bu ülkede yaşadıklarımdan öğrenebildiğim bir şey varsa o da şudur ki, mezkûr kitap yayımlandıktan sonra celâl şengör'ü, bu zamana dek el üstünde tutan kesimler, aforoz edecek; imdiye dek kendisinden hiç hazzetmediğini düşündüğüm bir kesim ise yere göğe sığdıramayacak. bu iki kesimin büyük çoğunluğunun ortak yanı ise kitabı hiç okumamış olmaları ve maderzâd önyargılı olmaları olacak. bugün nostradamus'luğum üstümde, cam-ı cem'im nerede.

    başladı bile salvolar.
  • dünyaca ünlü jeolog celâl şengör hocamızın, bu ismi kullanarak bir pazarlama çalışmasına girdiğini görmemizi sağlamış kitabı.

    hocayı tanımayan bir insan olsam, akp'nin bir kalemşöre yazdırdığı kitap diyeceğim. çünkü akp fun'ı o kadar çok insan var ki, kemal atatürk'ü diktatör olarak gören veya görmek isteyen, işte bu insanların ilgisini çekip alacaklardır.

    muhtemelen onu öven, üç-beş satır okuduklarında alıp bir kenara atacaklardır. ama olsun hocayı bu pazarlama taktiğinden dolayı kutluyorum.
  • vurucu bir isme sahip diğer bir şengör kitabı. leziz bir kitap olduğuna eminim.

    şengör'ü , kitaplarını, köşe yazılarını takip eden biri olmasanız dahi ortalama zekaya sahipseniz tanıtım bültenini okuyarak bile oradaki "diktatör" sıfatının bilindik/ bize öğretilmiş diktatörleri tanımlamak için kullanılan sıfattan farkı bir niyet ile kullanıldığını anlaşılır.

    tanıtım bülteni

    atatürk hâlâ önemli mi bizim için? çok önemli. peki akıl bizim için önemli mi, aklımızı kullanmak zorunda mıyız? buna verilecek cevap neyse, atatürk'ün bugün bizimle ilgili olup olmadığı, onun adını hatırlayıp hatırlamamız, onun yaptıklarından ders alıp almamamız gerektiği ortaya çıkacaktır. kendisinin de söylediği budur.

    atatürk bize aklın neler yapabileceğini göstermiştir. bunun mümkün olduğunu göstermiş; ama "ben böyle diyorum, böyle yapın" dememiştir. bilakis, "ben hiçbir şey söylemiyorum, sadece aklınızı rehber edinin" demiştir. yaptığı bütün inkılapların gayesi de aklın rehberliğinde türkiye cumhuriyeti halkını tamamen çağa uygun, bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline dönüştürmektir.

    atatürk bir diktatör mü, değil mi? son yıllarda yazılmış en iddialı atatürk kitabı olmaya aday bu eserde bu ve daha birçok sorunun cevabını bulacaksınız.

    kitabı satın almak için
  • celal şengör'ün büyük atatürk'ü incelediği yeni kitabı.

    atatürk hâlâ önemli mi bizim için? çok önemli. peki akıl bizim için önemli mi, aklımızı kullanmak zorunda mıyız? buna verilecek cevap neyse, atatürk'ün bugün bizimle ilgili olup olmadığı, onun adını hatırlayıp hatırlamamız, onun yaptıklarından ders alıp almamamız gerektiği ortaya çıkacaktır. kendisinin de söylediği budur.

    atatürk bize aklın neler yapabileceğini göstermiştir. bunun mümkün olduğunu göstermiş; ama "ben böyle diyorum, böyle yapın" dememiştir. bilakis, "ben hiçbir şey söylemiyorum, sadece aklınızı rehber edinin" demiştir. yaptığı bütün inkılapların gayesi de aklın rehberliğinde türkiye cumhuriyeti halkını tamamen çağa uygun, bütün mana ve biçimiyle uygar bir toplum haline dönüştürmektir.

    atatürk bir diktatör mü, değil mi? son yıllarda yazılmış en iddialı atatürk kitabı olmaya aday bu eserde bu ve daha birçok sorunun cevabını bulacaksınız.
    (tanıtım bülteninden)

    kaynak: http://www.idefix.com/…asp?sid=uoxfk4mdid5dyrud4hxk
  • celal hoca'nın fikir dünyasına aşina olduğum için beni rahatsız etmeyen isim. tanıtım bültenini okumalari halinde hem aforozcu kesim hem de akp'nin ağzından salyalar akan kalemşörleri çil yavrusu gibi dağilacaktır.
  • (bkz: aydınlanmış despotizm)
    (bkz: benevolent dictator)
    (bkz: militarist modernleşme)
    #40175560

    kocasakal ve onun kafadaki milletin diktatör algısı (zaman ve mekandan da bağımsız şekilde) canavardan farksız olduğu için bu kadar enteresan tepkilere girmeleri normal. bir de akp ve daha uç tayfanın bunu kullanabileceğine dair savunma refleksiyle hareket ediyorlar.

    atatürk'ün yönetiminde çok partili seçimler, kuvvetler ayrılığı, özgür basın, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü, şeffaflık, hesap verilebilirlik vesair vardı da mı diktatör olarak nitelenmesine itiraz ediyorsun? ha bunların yokluğundan da atatürk'ü demokrat olmadığı için suçlamak bir o kadar absürd, ülkenin ne ekonomik ne siyasal ne de sosyal altyapısı bir demokrasi üretecek durumda değildi. türkiye'nin de atatürk eliyle zorlayıcı bir modenleşmeye sokulması bu eksiklikten kaynaklanıyordu. (bkz: path dependence)

    bana göre olabildiğince saçma sapan yollara girmeden modernleşmenin kısmen gerçekleşebilmesi atatürk'e aydınlanmış despot/diktatör sıfatını kazandırır. 3. selim'e, 2. mahmut'a ve 2. abdülhamit'e kazandırdığı gibi.
  • celal şengör'ün, ustaca pazarlama stratejisiyle isim belirleyip daha piyasaya çıkmadan dikkatleri üzerine çektiği kitabı.

    birincisi, atatürk gibi özellikle günümüz türkiye'sinde yönetim tarzı "karşıtlarınca" tartışmaya açılan bir liderin hakkında onu olumlu bir şekilde tasvir eden bir kitap yazarken başlığını "diktatör" olarak koymak için ya çok saf ya da çok kurnaz olmak gerekir. kendisi gibi bir profesörün "saf" olamayacağını varsayarsak "pazarlamaya giriş 101 dersi"nden kalma dahi olsa popülist goygoylar eşliğinde işe yarar bir dikkat çekme çabası sergilediğini söyleyebiliriz. en azından isminin tartışılarak daha fazla bilinir hale gelmediğini kimse iddia edemez.

    ikincisi, kendisinin atatürk yahut siyasi herhangi bir kişi veya olay hakkında yazacağı bir eserin, mustafa armağan gibi kıymeti kendinden menkul sözümona "tarihçi"lerin yazdıkları eserlerden tarih bilimi açısından bir farkı yoktur. zira, celal şengör her şeyden önce bir tarihçi, siyaset bilimci, sosyolog ya da daha genel tabirle sosyal bilimci değildir. buna rağmen yukarıda belirttiğim "ideolojik kontrastları"ndan farksız bir şekilde tarih ve siyaset hakkında alanı olmadığı halde "prof" ünvanını kullanarak ahkam kesebilmektedir. yine bu sebeptendir ki, yazdığı eser 20 sene boyunca arşivleri araştırıp atatürk'ün soyağacını kendi çabalarıyla tespit eden mehmet ali öz'ün yazdığı gazi mustafa kemal atatürk'ün soy kütüğü kitabından daha değerli değildir. bu açıdan ümit kocasakal'ın "sen yer sarsıntısı ile uğraş" sözlerine sonuna dek katılmaktayım.

    üçüncüsü, celal şengör'ün özellikle son yıllarda neden kendi bilim alanı olan jeolojiden çok tarih ve siyaset ile ön planda olduğu sorusudur ki, kimileri bunun için "siyasete göz kırpmak" tabirini kullansa da, bana göre akademik alanda başarılı ve bir o kadar da "seçkinci" bir profesörün ahkam kesmelerinden fazla bir şey değildir.

    ek olarak not: kendisi yahut eseri hakkında olumsuz görüş bildirenleri kafadan "cahil" diye yaftalamak da apayrı güzel bir kafa, ama kendisinin klasik reaksiyonu haline geldiğinden takipçileri alışkındır.
  • daha kitabı okumadan "olur mu öyle şey" diye ortaya fırlayan totaliter-muhafazakar-ulusalcı-kemalist-ne derseniz deyin kişileri ortaya çıkarmıştır.

    kitabı okuduktan sonraki edit: enfes bir kitap. celal hoca neden bu fikirlere geldiğini dayandırdığı fikirleri de tek tek vererek referanslı biçimde açıklıyor. atatürk'ü kendi yaptıklarından başka şeyler anlatarak daha iyi övemezsiniz.
  • atatürk'ün yöntemleri ve akılcılığı çok güzel incelenmiş, örneklendirilmiş; açık ve net bir kitap. çok da uzun da değil hemen bitirebilirsiniz. bunun yanında kitapta güzel anılar da bulacaksınız.
    başlığı okuyup önyargi ile yaklaşmayın ki kitap da bunun üzerine zaten. kitabı okumadan ahkam kesilmemeli. ayrıca kimse celal şengör'e ne yazacağını söylememeli. adam okumuş, araştırmış görmüş ve yazmış. kimsenin haddine değil ona ne yazacağını söylemek. yazan yok ki, ihtiyaç var ki yazılmış. siz araştırın siz okuyun buyrun yazın.
  • az önce okumayı bitirdiğim kitap,
    çok keyif alarak okudum.

    zaten kısa bir şey. şu ana kadar duymadığınız bilmediğiniz detaylarıda öğrenebilirsiniz.

    mesela inönüyü cepheye çağırıyor atatürk.
    inönü yeni evlendiğini bahane ederek gitmiyor. :)

    bence kitabın ana fikri şu;

    dünya değişiyor, insanlar değişiyor, dünyaya ayak uydur, yoksa yok olursun. bence çok güzel mesaj.
hesabın var mı? giriş yap