• ludwig van beethoven'in arkadasi heinrich joseph von collins'in coriolan isimlii trajedisi icin besteledigi uvertürdür (op.62, 1807). roma'li "kahraman" general coriolanus, shakespeare'in coriolanus tragedyasina da konu olmustur.
  • inanılmaz iç parçalayıcı bir uvertürdür. komutan corialonus'un zafer çabasını, pes edişini, yere düşüşünü ve sonunda da ölümünü net bir şekilde hissedersiniz. en sonunda kendisine yapılan ihanetler nedenli ordusuna geri dönmesini söyler ve bıçağını kalbine saplayarak ölür. o ölümü ve yere düşüşü eserin sonunda ki pianissimo da iliklerinize kadar hissedersiniz.

    eser o kadar güzel bestelenmiştir ki, zannımca eğer hikayesinin hakkında hiç bir şey bilmiyor bile olsaydım, tahmin ederdim gururlu birinin kendini öldürdüğünü. en azından büyük bir pes ediş olduğunu
  • orkestral ortamdaki en saf, en beethoven, beethoven eseri olabilirdi, eğer finalinde ölüm gelmeseydi. tematik değil ama karakter olarak piyano için bestelediği apassionata'ya yaklaşıyor. melodiyi yerle bir edişi, müziği koca bir akış, bir duygu patlaması haline getirişi, mücadeleci asabiyeti, her şey sadece o'nun yapabileceği bir müziği ifade ediyor. ancak tüm külliyatını "hayatta kalma mücadelesi'nin dışa vurumu" olarak okuduğumuz insanın, ölüme yenik düşen bir eserine de bu tarz bir cümleyi kuramıyoruz işte. kader utansın..

    onun yerine, ölüm döşeğindeki beethoven'in son andaki mücadelesi ve kabullenişi olarak algılama eğilimindeyim. ama hayır. savaşmak ve huzurla kabullenmek arasındaki gidiş gelişler yerini giderek çoğalan sessizliğe bırakmaya başladığında, son tercihinin hiç de kabullenmek olmadığını farkediyoruz.

    bir başka tanım: koca kafalı üstad wilhelm furtwangler'in kendine sonraki hiçbir şefe yar etmeyecek şekilde kan revan içinde yorumladığı beethoven şaheseri. bu karanlık, sağanak yağışlı haziran günü için gelsin.
  • tüyleri diken diken eden bir şaheser.
hesabın var mı? giriş yap