• competitive collaboration ve/veya collaborative competition diye sinerjiyi ust seviyeye cikarttigi inanilan cesidi de bulunmaktadir
  • ing. is birligi.
  • involuntary mi voluntary mi diye sorulduğunda involuntary şeklinde cevap verdiğim için pişman olduğum kaçmış fırsat.
  • 2005 çıkışlı sinead o'connor albümü. 17 parçanın bulunduğu çalışmada sinead o'connor'ın sevilen şarkıları çeşitli solist ve grupların eşliğinde yeniden seslendirilmiş:

    1- "special cases" massive attack
    2- "1000 mirrors" asian dub foundation
    3- "empire" bomb the bass & benjamin zephaniah
    4- "guide me god" ghostland
    5- "visions of you" jah wooble
    6- "release" afro celt sound system
    7- "wake up and make love with me" the blockheads
    8- "kingdom of rain" the the
    9- "i'm not your baby" u2
    10- "tears from the moon" conjure one
    11- "blood of eden" peter gabriel
    12- "harbour" moby
    13- "up in my arms" aslan
    14- "it's all good" damien dempsey
    15- "heroine" the edge
    16- "monkey in winter" the colourfield
    17- "all kinds of everything" terry hall
  • akademik camiada sıklıkla yapılır, yapılması da gerekir zaten.

    tabi bazen etik sınırlar aşılır, bazen de işin boku çıkar.

    (bkz: 1270 yazarlı bilimsel makale/@madisonbadger)
  • iş birliği.. artık türkçede de sıkça duyduğumuz bir kelime haline gelmiştir.
  • bir türk televizyon yayınında celebration ve calibration kelimeleriyle karıştırıldığını gördüm.

    hemen konuyu açıp ve kapayalım:

    celebration: (selebreyşın) kutlama
    calibration: (kalibreyşın) ayar çekme, kalibrasyon
    collaboration: (kolaboreyşın) işbirliği

    ayrıca; farmasütikıls *
  • collaboration (işbirliği), bir görevi tamamlamak veya bir hedefe ulaşmak için iki veya daha fazla kişi veya kuruluşun birlikte çalışma sürecidir.

    collaboration, ortak sorunları çözmek, yenilikçi ürünler veya hizmetler yaratmak veya ortak hedeflere ulaşmak için fikirlerin, kaynakların ve sorumlulukların paylaşılması temeline dayanır.

    katılımcılar arasında iletişim, işbirliği ve koordinasyonu içerir. etkili işbirliğinin anahtarı, bireylerin bilgi, beceri ve çabalarını paylaşmaya, diğerlerinin perspektiflerini ve katkılarını dinlemeye ve dikkate almaya istekli olmalarıdır.

    collaboration, iş yerlerinde, akademik ortamlarda, projelerde, araştırma ve geliştirme gibi çeşitli ortamlarda gerçekleşebilir ve katılımcıları farklı konumlarda bağlamak için işbirlikçi yazılım araçları gibi teknolojiler tarafından kolaylaştırılabilir.

    özellikle sosyal medya ve internet işinde, seo (arama motoru optimizasyonu), eğlence endüstrisi gibi alanlarda işbirliği daha fazla ön plana çıkmaktadır. bu bağlamlarda, markaların, içerik üreticilerin ve dijital pazarlamacıların birlikte çalışması, geniş kitlelere ulaşmak, marka bilinirliğini artırmak ve arama motorlarında daha iyi sıralamalar elde etmek için kritik öneme sahiptir.

    sosyal medya etkileşimlerinden, ortak pazarlama kampanyalarına, influencer işbirliklerine kadar birçok strateji, bu dinamik ortamlarda başarıya ulaşmanın anahtarını oluşturur.

    teknoloji ve internetin sunduğu imkanlar sayesinde, coğrafi sınırların ötesinde işbirlikleri mümkün olmakta ve bu da küresel ölçekte yenilik ve büyümeyi teşvik etmektedir.
  • ya tiksindim ben bu kelimeden, iğrendim be beyler/bayanlar. önce tüm tarım emekçisi kardeşlerimden özür dilerim böyle gereksiz ve pembe göt derdi gibi duran bir ekşici şikayeti kılıklı rezillikle karşınıza çıktığım için. ben de sizdenim, halkın adamıyım. sokarım-gömerim- ezerim-emerim bla bla. bunları sonra konuşuruz. şuna iki dk. ciddi bir not düşmem lazım.

    bir planın parçası mı, dev şirketlerin 20 yıllık satış hedeflerinde, insanları takımlar halinde çalıştırmanın öneminin olduğunu empoze etmenin büyülü bir etkisi olduğuna mı inanmışlar bilmiyorum nedenini arkadaşlar. ben rahatsız oluyorum artık.

    "yeeaaa takım ruhu yeea" diye gelmeyiniz rica ederim. ben bazı kalıpların temsil ettiği eylemlerin, kitlesel şekilde yaygınlaştırılmaya çalışılmasından nem kapacak kadar yalnız ve şüpheci birisiyim. takım çalışmasının öneminin siklenmediği hatta bilinmediği yıllarda, yeni yeni peydah olan "motivasyon toplantılarının" doğuş zamanlarına kadar uzanır anılar.

    benim şikayetim daha basit ve bireysel. bir ev kullanıcısı olarak, artık ms ürünü bir şey kurduğumda, bırakın mesleki olayları, basit bir office uygulaması falan denerken hoooop alttan bitiveriyor pop-up.

    collaborate
    collaboration
    kolezyum vs vs vs
    bütün dünya buna inansa, birlik olsa, el ele tutuşsa, uzansak sonsuzaaaaaa

    yeminle, bendeki çağrışımı bu tür şeyler. ısrar ediyorlar.

    abicim yıldım. lan bi durun programa bakayım önce, bir durun amk, durun lan bi.

    collaboration
    share with others
    wowwwwww congrulations. do you want to share this excellent work with others?
    create your team
    invite people

    olm bir durun, az özelim olsun. tek yazayım kodumu, kahvemi tek içeyim, kuşlara tek ekmek atayım. collaborate olmak istemeyenler de var. yarrak gibi 5 tane pop-up patlıyor her yandan, sonra neymiş efendim "e ayarlarda var onun ayarı"
    sağol canım ya. bilmiyordum ben.

    ssg'nin nadiren de olsa mantıklı bulduğum bir eleştirisi vardı, library, framework şu bu çılgınlığına dair. aklımda kalanı uzun da, artık herşeyin toplu halde sunulma dayatmasını eleştiren bir entry'ydi.

    her haltı toplamak, paket halde vermek, her şeyi paylaşmak, her satırda collaborate olmak aşırı dayatılıyor. telemetry eleştirisi yapan 17 yaş lise-boy değilim (ki olsam dahi haklı bir lise boy'um derdim) fakat bu konu artık taciz boyutunda nazarımda. au ayrı bir kulvar. takip edilmekten şikaytet değil derdim. bunu kabullendim. risklerin de farkındayım. bu değil. derdim, özel alanımda sürekli invite, share zart zurt kelimelerinden usanmak.

    team olmak, pc'yi açar açmaz, zaten güvenliğini artık allaha bıraktığım office uygulamalarım, işerken bile alttan çıkan "cloud'a işemek istemez miydiniz? hızla cloud'a işeyin, hem dinamik işeyin hem de işeyişinizi collaborate edin, share edin onu edin bunu edin, yengeyi share edin" olayları çok çok çok. çok işte. çok oldu. sitemim budur. miniktir ama buraya yazayım bari bi gün diye aklımda kalacak kadar da büyüktür kendimce. bir piknikçi edası ile bitiresim geldi ayrıca.

    "xp gibisi yok lan, çok iyiydi o. kraldı"
hesabın var mı? giriş yap