• milton nascimento ve lô borges önderliginde cikmis 1972 tarihli bir sunshine pop harikasi. milton beto ve toninho beatles i cok sever, onlarin armonik popundan esinlenirlermis (tipki o dönem dünyanin dört bir yanindaki diger bütün pop müzik gruplari gibi).. ben bunu herhangi bir beatles albümünden daha cok sevdigimi söylesem ayip etmis olurmuyum bilmiyorum.. beatles beni hicbir zaman nemli bir sahil kasabasina i$inlamadi en azindan, orasi kesin.. en güzel yaz albümleri gremmylerindeki 6 adaydan biri bu arada kendisi (diger besi icin: odessey and oracle, another green world, talking heads*, skylarking, submarine bells) .. ...

    .........ve kazanaaaannnn: another green world:/

    olsun. clube da esquina 1. olamadi belki ama o da bu yaz kulüplerde bangir bangir calacak diye umuyorum. play e basin ve parmak aralariniz kum dolacak.
  • duran duran'ın ilk albümünden breath after breath dinlerken aklıma birden milton nascimento düştü. ya şu meşhur "clube da esquina" hakkında sözlükte ne geyikler dönmüş diye gözlerken de ilk girdinin henüz saatler önce eklendiğini fark ettim. vay anasını, işte buna yazılır.

    şurası açık ki clube da esquina bir başyapıt. genelde milton nascimento ve lo borges ile adı geçse de aslen 10 civarı sanatçının katılımıyla oluşmuş bir kolektif, bir kulüp. müzikal olarak herhangi bir türe hapsetmek çok zordur bu albümü. bi şarkıyı dinlerken "ahan barok pop" dersiniz, bi sonraki eserde ziyadesiyle farklı bir jazz türevi ya da tam döneminde icra edilmiş bir progressive rock örneği dinlediğinizi hissederseniz. caetano veloso'nun öncülük ettiği bossa nova soslu özgün müzikal işler nasıl tropicalia diye kendine ayrı bir isim bulduysa, clube da esquina'nın içeriği de ayrı bir tür olarak anılmayı hak edecek derecede -nasıl desem, hadi söyledim gitti- girift.

    normalde albümlerden şarkı önermeyi çok severim ama bu albümde tüm şarkıların ayrı bir yeri var, her dinleyişte farklı bi tanesi öne çıkıyor. o yüzden bütün olarak yutmakta fayda görüyorum.

    nerede okudum bilmem ama bu albüm için "sgt. peppers'ın brezilya şubesi" gibi bir şey denmişti. valla da billa da uyar. allahtan "sgt. peppers'a brezilyanın cevabı" filan dememişler, bu sefer "ortada soru mu var ibibik neyin cevabı bu" şeklinde şarlamada bulunurdum, olay tatsızlaşırdı. ehem.
  • milton nascimento ve lô borges tarafından 1972 yılında ortaya konmuş sanat eseri. albümün son derece realist kapağının hikayesi, nascimento ve borges'in bir çocukluk fotoğrafı olmayıp bir brezilyalı fotoğrafçı tarafından rio de janeiro'nun favela'larından (brezilya'daki gecekondu mahallelerine, gettolara verilen isim) birinde sokağın kenarında oynayan iki çocuğun tamamen spontane bir şekilde fotoğraflarının çekilmesi ve bunu albümün yaratıcısı nascimento ve borges'in görür görmez "işte albüm kapağımız hazır bile" demelerine dayanmaktadır.

    brezilya müziği bana her zaman çok hitap etmiştir. müzik dediğimiz şey olabilecek en subjektif ve ele avuca sığmayan konseptlerden birisi, yine de her zaman brezilyalıların müziğe bir tık daha yatkın olduklarını düşünmüşümdür. bana biraz daha doğru geliyor yaptıkları müzik.

    clube da esquina, yayımlandığı yıl itibariyle sansüre de uğramış. brezilya'da 1964-1985 yılları arasında etkin askeri diktatörlük rejimi, paisagem da janela şarkısından ötürü albüme sansür uyguladı. dolayısıyla, bu albüm aynı zamanda yıllarca acı ile damıtılmış bir albüm de diyebiliriz. çoğu sanat eseri gibi.

    albüm yer yer çok neşeli ilerlerken, bazen oldukça minör tonlarda ilerliyor. yazının başlarında favelalardan bahsetmiştim. brezilya'nın ruhu favelalardır. geceler boyu süren gece eğlenceleri, birkaç gün sonra yerini silah seslerine bırakabilir. bu albümün de özü bu şekilde işlenmiştir, ona göre dinlemenizi tavsiye ederim.

    müzikal açıdan bu albümün içerisinde her şey mevcut. caz, samba, choro, flamenko (bkz: dos cruces), pop... daha da uzar gider bu liste. maharet bunları böylece sıralamakta değil tabii ki, nascimento ve borges'in yaptığı gibi bir potada eritip paketlemekte. sentez zarif bir şekilde ve aşırıya kaçmadan yapıldığında güzeldir bana kalırsa.

    nascimento'nun ses rengi gerçekten çok özel. buna yabancı literatürde 'ethereal' diyorlar. onca pozitif şey arasından bence albümün en altı çizilecek noktası budur diyerek de yazıyı sonlandırmak istiyorum.
hesabın var mı? giriş yap