çığ *
-
oldurucu buyuklukte kar topu..
-
çığ. uzun süre biriken karların bulunduğu yamaçta, tetikleyen bir olay sonunda (gürültü, kayakçı, deprem, top atışı vs) karların önündekileri de peşine katarak gitgide büyüyen bir silsile oluşturması
(bkz: çığ gibi büyümek) -
hafiza teknikleriyle ingilizce ogretmek sevdalilarinin "aval anj" metaforuyla anlatmaya calistigi kavram. kavram da degil de... iste.. kelime diyelim.
-
-
ve bir grup olarak (bkz: grup çığ)...dinleyiniz, dinletiniz...
-
(bkz: avalanche)
-
(bkz: kar kaymasi)
-
hüsn-ü klarnet albümünden güzel bir hüsnü şenlendirici parçası. klarnet e nasıl duygu verilir üstüne bir ders gibi parça.
-
pek bi acaip hüsnü şenlendirici şarkısı..bu iirenc günde sister moon ile kadehlerimizi tokusturup salaklığımıza doymuyoken dinlediğimiz şarkı..bundan sonra kimseye etmem şikayet ile devam edip içmeye devam ediciiz perişan bi halde...eh ne dielim sana hüsnü şenlendirici...yaşlandık baya...
-
sahne efektleri , ışık ve oyuncularının seslerinin mükemmel olduğu ankara devlet tiyatrosu oyunu.
tüm bunlara rağmen müthiş güzel bulmadım.
oyun yeterince akıcı değildi.
bir gün öncesinde ferhan şensoy un fername oyununu izlemekten olabilir bu yorumum.
o kadar akıcı ,eğlenceli, muhalif bir oyun izledikten sonra insan düşünüyor devlet tiyatrosunda imkan var, sahne var ,ışık var inanılmaz güzel bir sahne tasarımı var.bu imkanlar ile yapabildikleri evet inanılmaz bir şölen. ama yinede tüm bu emeğe rağmen oyun akıcı bir oyun değil. evin dedesi rolündeki oyuncu sigarasını yaktıktan sonra captain black kokusu tüm salona yayılıyor ve sigara içmediğim halde insanın canı çekiyor.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap