*

  • bir dili iyi bildiginize kanaat getirip bir metni anadilinize (ya da bir baska iyi bildiginizi sandiginiz dile) cevirirken ogrenilenlerdir...

    en onemli ve en once ogrenilen sudur:
    gayet amator ve bir o kadar da acemi olarak ilk baslarda turkceye yapilan cevirilerde olabildigince yalin turkce kelime secmeye calismak gereksizdir...

    gelen ilk degerlendirmede type'in tur degil tip, process'in surec degil proses oldugu size ogretilir... siz de aman ne iyi turkce, aman ne de iyi ingilizce biliyormusum ben boyle der ic gecirirsiniz...

    ha amatorluk veya caylaklik bitince insan, kasarlandigindan midir nedir, type'in tip oldugunu sorgusuz sualsiz yazmaya baslar... bu da ogrenilen ikinci sey sanirsam...
  • eğer yaptığınız çeviri bilimsel yönü olan bir$eyse, dünyalar öğrenilir.
    çevirdiğiniz metnin en az be$ katı kadar bilginiz olur, tabi bir o kadar da emek harcanır.
  • simdi yatayim yarin erkenden kalkip yaparim seklinde dusunmemeniz gerektigi, ogrenilmesi gerekenlerin en basinda yer aliyor. ogrencilik hayatindan kalma tembelliklerin ustune perde cekmeniz gerektigini, ceviri teslim zamaninda iki buklum, el pence divan olup yalvarirken daha iyi anliyorsunuz.
  • portekizce. evet bilmememe rağmen ısrarla gelen çeviri taleplerinden dolayı yardımcı dil ispanyolca sayesinde portekizce öğrendim yapa yapa. telaffuz sıfır ama kelime haznem, ifadem ve cümle kuruşum git gide gelişiyor.

    sektörel çeviri ise yapılan, çevirmen o konu ile ilgili araştırma yapmak zorunda olacağı için bilgi dağarcığı çok genişler.
    bilgi arsızı olunur. botanik, kimyasal maddeler, elektrik devreleri konusunda brifing verir hale gelebilirsiniz.

    decoder gibi hissedilir, püf noktaları edinilir. misal, illa öz türkçe kelimelere kasmayınız, kimi terimler olduğu gibi kullanılır, ayrıca en iyi arkadaşınız google'dır.
  • çeviri dünyası gerçekten çetrefilli, yapabilirken öğrenilen çok olmasa da, yapamayınca yeni kelimeler katıyor insan bünyesine. bence çeviri yapmak başarısız ve anlamsız bir çabadır, çeviri yapılan dilden romanı, şiiri, hikayeyi, mektubu, kelimeyi, harfi, ne olursa başka bir dile çevirmek mümkün olan bir şey değildir. çeviri ne kadar iyi olursa olsun iyi olmaz. mümkün mü bir kelimenin verdiğini diğer kelime de bulmak. yapılan sadece evirip çevirmek, ortaya başka bir şey çıkartmak. çeviri yaparken insan öğrense öğrense look it up şekerim.
  • bir kelimenin normal , mühendislikte kullanılan ve matematikte kullanılan olmak üzere üç ayrı anlamı olabileceği. işin asıl acı tarafı teknik terim sözlüklerinde hep mühendislikte kullanılan anlam yazar , bu yüzden matematikle ilgili çeviri yaparken alternatif kaynaklardan yararlanmakta öğrenilir.
  • bir kelimenin yirmi farklı disiplin için yirmi farklı anlamının olabileceği. bağlama aşina olunmalı, hangi sözlüğe bakılacağı veya geniş kapsamlı sözlüklerde hangi anlamın temel alınacağı iyi seçilmelidir.
  • hukuki veya finansal metin cevirisi ile ugrasiyorsaniz ogrendiginiz anda unutmak zorunda oldugunuz bilgilerdir.
  • ekonomi dersi icin yaptigim boston tea party cevirisi en guzel ornegimdir hayatimdaki.
    ogrettigi ilk $ey bilgisayarin ki o doneme kadar 10 seneyi gecmi$tir bilgisayar kullanmi$ligim (du$un 8 sene once) ceviri icin kullanilabilecegiydi.

    haftaya da boston dayim, anisina denize earl grey aticam.

    edit: $aka lan $aka, po$et cay.
hesabın var mı? giriş yap