• satranç ustası bobby fischer'ın hayatını konu alan bir film.

    http://www.imdb.com/title/tt1777551/?ref_=sr_1
  • --- spoiler ---

    zamansız hamleler

    satranç efsanesi fischer’in son hamlesi

    “anasız babasız çocuklar, genç kurtlar gibi büyüyorlar” fischer

    18. 01. 2008 günü satranç oyuncuları tarafından bir daha unutulmayacak. belki de tüm zamanların en iyi satranç oyuncusu robert james bobby fischer hayata gözlerini kapadı. satranççılar için fischer bir efsanedir. en iyi maçı o yapmıstır, en merak edilen o’dur, söylenmesi gerekeni o söylemistir, yapılması gereken hamleyi o yapmıstır. tartısmayı o baslatmıstır ve son sözü de her zaman o söylemistir. tarihte hiç bir sampiyon onun kadar konusulmadı. bu yazı büyük bir üzüntüyle yazıldı. bir daha gelmeyeceğini bildiğimiz hamleler için.

    sorunlu bir çocukluk
    bobby fischer 1943 de chicago’da doğdu. dki yasındayken babası evi terk etti. hastabakıcı olarak çalısmakta olan annesi yüzünden çoğu zaman yalnız büyüdü. zamanını doldurması için ablası ona bir satranç takımı aldı. satranç kitabını da aldığında bir daha gözlerini kitaptan ayırmadı. kitaba öyle daldı ki sorulan sorulara cevap bile vermiyordu.

    satrançta ilerleme
    yıllar içerisinde fischer satrancını o kadar ilerletmisti ki artık bilgiler ona yetersiz geliyordu. bu nedenle rusça kaynaklardan yararlanmak için rusça öğrendi. sovyet büyükustaların maç analizlerini arastırdı. ve sadece 14 yasında amerika sampiyonu olmayı basardı. ardından yedi defa daha bu basarısını tekrarladı. 1966 yılında rusların en büyük oyuncusu botvinnik 6 yıl içinde fischer’in 6 yıl içinde dünya sampiyonu olabileceğini yazdı.

    en genç büyükusta
    satrançta oyuncuların taban puanı 1200 dür. 2100 puana geldiğinizde usta ünvanı alırsınız. puanı yüksek rakipleri yendikçe 2300 olup uluslararası usta olabilirsiniz. 2500 te ise en büyük unvan olan büyükusta ünvanını almıssınız demektir. ve fischer sadece 15 yasında uluslararası turnuvada dünyanın en kuvvetli oyuncularını yenerek büyükusta ünvanını aldı.

    sonsuz kavgalar
    1960lı yıllarda uluslar arası turnuvalarda gelen basarılardan sonra dünya sampiyonluğu için oynanan adaylar turnuvasında fischer üç büyük sovyet oyuncusunun ardından (petrosian, geller ve keres ) dördüncü oldu ve bir sey fark etti. rus oyuncular kendi aralarında hemen berabere yapıyolarlar, kendilerini yormuyorlardı. baska ülkeden sporculara ise bütün enerjilerini harcıyorlardı. bu durumda sovyet olmadıkça sampiyon olmanın imkansız olduğunu söyledi. sovyet oyuncular arasındaki maçlara bakıldığında ise oynanan12 maç da berabere bitmis olduğu görüldü. fischer bundan sonra s. s. c. b. ’de hiç oynamadı. iki yıl sonraki adaylar turnuvasına da katılmadı.

    fischer hiçbir zaman uzlasma yanlısı değildi. her zaman organizatörlerle kavga ederdi. maçın yapılacağı salonun ısıklandırılması, havalandırması, sıcaklığı, sandalye ve masalar, seyircilerle olan ara onun fikirlerine uygun olmalıydı. tunus 1967 ‘deki adaylar turnuvasında 10 maç sonunda 8buçuk puanla birinci durumdayken kimsenin düsünmediği seyi yaptı : turnuvayı bıraktı. otelin kapısını çalanlara tek bir yanıt verdi : “beni rahat bırakın. söyleyecek birseyim yok. ” bu dünya sampiyonu olmasının yolunu açacak tek turnuvaydı.

    1970’de uluslar arası sahneye geri döndü. bir çok uluslar arası turnuvayı kazanmasına rağmen dünya sampiyonluğu turnuvasında oynayamıyordu. çünkü amerika birinciliği turnuvasında oynamayı reddetmisti. a. b. d satranç federasyonu baskanı edmonson’un inanılmaz çabalarıyla bir formül bulundu. eğer amerika takımından birisi yerini bırakırsa fischer o’nun yerine oynayabilirdi. haberi duyduğu anda diyor edmonson, büyükusta benko yerini hemen bırakmaya hazır olduğunu söyledi.

    fischer humması ve inanılmaz skorlar
    dünya sampiyonası için amerika ayağını geçen fischer uluslar arası aday turnuvasında rusların en iyi oyuncularından taimanov’la eslesti. altı puanı alan kisi bir üst asamaya geçecekti. ilk üç maç sonunda 3-0 fischer öne geçince taimanov birden hastalandı. yarısmaya ara verilmesini istedi. isteği kabul edildi ve birkaç gün maç olmadı. karsılasma tekrar basladığında sonuçlar yine değismedi ve hiç berabere olmadan rus büyükustayı 6-0 yenmis olarak fischer tarihin en büyük galibiyetlerinden birini almıstı. bir üst turda larsen ile eslendi. 4 maçın sonunda skor 4-0 fischer yine öndeydi. herkes soktaydı. böyle bir seri hiçbir
    zaman görülmemisti. larsen de birden hastalandı ve sağlık problemlerini önde sürerek maça ara verilmesini istedi. isteği kabul edildi. geri döndüğünde skorlar değismedi. hiç berabere olmadan 6-0. fischer dünya sampiyonu olmaya aday 10 kisinin arasına girmis isimleri ezmisti. bütün hayatını satrançla geçiren isimler bilmedikleri bir seyle karsılasmıstı. simdi dünya sampiyonluğu finali için tek bir kisiyi daha geçmesi gerekiyodu. eski dünya sampiyonu “demir” petrosian. 7. oyundan sonra fischer humması petrosian’ı da yakaladı. maça ara verildi. 4 gün sonra tekrar maç basladı. berabere biten maçlar hariç o’nu da 5-1 ile geçti.

    asrın satranç maçı fischer-spasski
    yıl 1972 ‘ye geldiğinde dünya’da satrancı bilen bilmeyen herkes amerika’nın satranç sampiyonu fischer’in mi yoksa sovyetler birliği’nin boris spasski’nin mi dünya sampiyonu olacağını merak ediyordu. satranç simdiye kadar hiç böylesine bir ilgi toplamamıstı. bütün gazeteler bunu yazıyordu. herkes turnuva yerine gelmisti ama fischer ortalarda gözükmüyordu. ödülü az bulmustu ve para ödülünün artırılmasını talep ediyordu. fischer maç gününe kadar ortalarda gözükmedi. herkes onun nerde olduğunu, maça gelip gelmeyeceğini konusuyordu. açılıs töreni de fischer’siz tamamlandı. maçın ilk günü geldiğinde fischer’i kimse görmemisti. fischer turnuvaya gelmemis erteleme isteğini fide baskanı’na iletmisti. son bir kez daha bunu kabul eden fide baskanı maçın hiçbir zaman oynanamayacağını düsünüyordu. son anda bir ingiliz bankacı ek parayı verdi ve ödül 250.000 dolara yükseltildi sonunda 11 temmuz 1972 yılında maç basladı. bu fischer’in büyük elestiriler gelmesine sebep oldu. nasıl olur da parayı satranca değisir bu oyuna leke getirirdi. ama fischer’in bu inatçı istekleri olmasa bugün hiçbir oyuncu büyük paralarla karsılasamaz ve dünya sampiyonu olmasına rağmen bes parasız ölen ilk dünya sampiyonu wilheim
    steiniz ‘in durumuna düserdi. bugün fischer sayesinde dünyadaki bütün oyuncular çok daha fazla para kazanıyor, hayatını rahat bir sekilde sadece satranç oynayarak geçindiriyor, satranç öğretmenleri ders ücretlerini alarak hayatını kazanıyor. . fischer daha sonra yapacaği hareketlerle cebine para atmaktan baska bir sey düsünmediği elestirisini tamamen haksız çıkaracaktı. ilk oyunda inanılmaz bir sey oldu. maç berabere bitecekken fischer bir amatör hamlesi yaptı ve maçı kaybetti. genel kamuoyunun düsüncesine göre büyük bir ihtimalle fischer, spasski’yi küçümsemisti ve o’nun psikolojisini bozmak istiyordu. fischer salondaki kameraların sesinen rahatsız oluyordu ve kaldırılmasını istedi. dkinci karsılasma baslamıstı
    ama fischer yine yoktu. o new york’a biletini almıs ve dünya sampiyonluğu maçını terk etmisti. belli bir bekleme süresinden sonra maçı hükmen spasski kazandı. böylece durum 2-0 oldu. tam giderken yakın arkadası satranç hakemi lothar schmid onu çok zor da olsa ikna etti ve maça döndürdü. a. b. d. dısisleri bakanı kissinger’de fischer’le uzun bir telefon görüsmesi yapmıstı. maç kapalı kapılar ardında oynandı ve fischer kazandı. bütün maçlar bittiğinde ise 7-3 skoruyla robert james bobby fischer 11. dünya sampiyonu oldu. botvinnik’in kehaneti gerçeklesmisti. tam 6 yıl sonra tam zamanında fischer dünya
    sampiyonu olmustu. (bu turnuvayla ilgili bilgiler “ fischer-spasski asrın satranç maçı “adlı
    harika bir dille yazılmıs kitaptan öğrenilebilir. )

    satrancın en büyük trajedisi
    fischer dünya sampiyonu olduktan sonra 3 yıl boyunca maç yapmadı. bir keresinde las vegas’ta 1 milyon dolarlık kısa bir gösteri maçı teklif edildiyse de bunu da kabul etmedi. üç yıl sonra 1975’de dünya sampiyonluğu ünvan maçı yapma zamanı geldi. ve yeni bir rus sampiyon anatoly karpov maç yapılması için fischer’i beklemeye basladı. bu zamana kadar eğer maçlar berabere biterse unvan yine eski dünya sampiyonunun elinde kalırdı ama organizatörler bunu kabul etmedi. fischer’de onların dediklerini kabul etmedi. milyonlarca ödülü de görmezden geldi. görüsmeler devamlı olumsuzlukla sonuçlandı ve fdde baskanı 3 nisan 1975’de anatoly karpov’u atamayla dünya sampiyonu ilan edildi. acaba fischer-karpov oynasaydı sonuç ne olacaktı. bu hiçbir zaman bilinemeyecek.

    özel hayatını feda eden ilk satranççı
    bir rus söyle demistir. spassky ‘yi anlayabilmek için en sevdiği romancının dostoyevski, en sevdiği bestecinin de scriabin olduğunu bilmeniz gerekir. buna karsılık fischer’in herhangi bir klasik besteciyi sevdiği duymamıstır. ya en çok sevdiği yazar?amerikalı oyuncunun elinde, satranç konulu dergi ve gazeteler dısında bir sey görülemezdi. zaten liseyi de yarıda bıraktığı zaman söyle demisti “ okulda öğrenilenler benim isime yarayacak seyler değildi. büyük usta evans “fischer’in diğer oyunculardan ayıran özelliği, satranç uğruna özel hayatını feda edebilmesi”diyerek açıklar.

    satrancı asan oyun: random fischer
    fischer satrancı bıraktıktan sonra satrancı da asan bir oyun buldu. random fischer. bu oyuna göre piyonlar yine ön tarafa diziliyordu ama arka sıradaki güçlü taslar her zamanki yerlerinde değil karısık sekilde diziliyordu. böylece açılıs ansiklopedilerin, ev çalısmalarının, ezberci sistemin hepsi çöpe atılması anlamına geliyordu. fischer diyordu ki artık bilginin yerini tamamen zeka alacak ve her sey o maçta belli olacak. peter leko 1996’da yugoslavya’da düzenlenen ilk fischer random turnuvasını kazandı. leko 2001 yılında büyükusta michael adams’ı yenerek, ilk fischer random dünya sampiyonu oldu. 2002 ‘de ise 131 kisinin arasından sıyrılarak peter svidler 2. sampiyon olmus oldu. 2002’de büyükusta svetozar gligoric shall we play fische random chess (fisher random mu oynamalıyız?) kitabını yazarak oyunun daha da çok ilgi cekmesini sağladı. random fischer çağının ötesinde bir oyun ve gelecekte satrancın yerini alabilecek güce ve derinleiğe sahip gözüküyor.

    fischer ortaya çıkıyor
    fischer 1975’de ünvanını bıraktı. o tarihden sonra hiçbir satranç turnuvasında oynamadı. o’nu geri getirmek için astronomik miktarlar önerildi. 5 milyon dolar karpov’la oynaması için teklif edildiğinde hemen reddetti. "hissettiklerimi ifade etmek çok zor" diye karpov anlatır, "fischer 'le bir maçın olmayacağını anlayınca, kendimi boslukta kalmıs gibi hissettim... hayatımın bir bölümünde bir tür bosluk olustu. acı çekmedim ama pismanlık duygusunun geçmesi yıllar aldı. anladım ki hayatımda olabilecek en heyecanlı sey
    gerçeklesmeyecekti. " amerika baskanı, dngiltere basbakanı‘nın da araya girmesi bir sey ifade etmedi. ta ki 1992’ye kadar. fischer 18 yasında bir kıza asık olmustu ve kızın bu iliskiye izin vermesinin tek bir yolu vardı. kız arkadası fischer’in satranca dönüp spassky’yle bir rövans maçı yapmasını istedi. böylece fischer bm’nin yugoslavya’ya uyguladığı amborgoyu umursamayarak karadağ’da yaklasık 20 yıl sonra ilk hamlesini yaptı. maç’ı 10-5 kazanan fischer bu maçtan sonra yine kayıplara karıstı.

    fischer hapiste
    bu suçtan hapis cezası alan fischer 12 yıl kaçak hayatı yasamaya basladı. 2001 yılında ikiz kulelere yapılan saldırıya söyle cevap verdi. ” abd için ağlayacak halim yok, biliyorsunuz. . abd dünyanın her yerinde suç isliyor. bu gösteriyor ki abd'nin yaptıkları eninde sonunda kendine de geliyor. ” amerika’nın berbat politikaları yüzünden olduğunu haykıran fischer’i bulmaları gecikmedi. japonya’da tutuklandı. 9 ay hapiste kaldı. amerika fischer’in iadesini istiyordu. amerika’da fischer’in alacağı ceza 10 yıl olabilcekti ama izlandalılar ülkelerinde dünya sampiyonu olan fischer’i çok seviyordu ve dzlanda’ya katkılarından dolayı
    vatandaslığına izin verip ülkesine almak istedilerse de amerika bunu kabul etmeyeceğini bunu yaparlarsa bunu savas nedeni yapacaklarını açıkladı. dzlanda buna karsılık verdi. ”eğer böyle bir nedenden ötürü savasacaksak biz hazırız.” tek bir sorun vardı fischer’ı dzlanda’ya nasıl getirecekler. izlanda gizlice, orduya ait uçağıyla fischer’i izlanda’ya getirdi.

    son hamlesi
    robert james bobby fischer 18. 01. 2008’de 64 yasındayken hamlelere gözlerini kapattı. ünlü haber ajansı associated press'e göre dzlanda devlet radyosu ve ikinci televizyon kanalı fischer'in vefat ettiğini duyurdu. abd doğumlu olan fischer, 2005'ten bu yana yasadığı dzlanda'nın baskenti reykjavik'te bir hastanade hayata gözlerini yumduğu belirtile fischer -tam da satranç karelerinin sayısı olan- 64 yasındaydı. ölüm nedeni ise henüz açıklanmadı.

    fischer kimseyle uzlasmazdı. bencildi, saygısızdı. ama hayat tek yönlü değildir ve paradoksları vardır. fischer satranca kibar anlayıslı kimselerin hiçbir zaman basaramadıkları yenilikleri getirdi. satranç oyuncuları ve antrenörleri toplumdan gördükleri saygıyla takip ediliyor, turnuvalardan kazandıkları ödüllerle satranç kulüperi açıyor ve yeni bir neslin satranç ile büyümesini sağlıyorlar. bu anlamda satranç fischer’i her zaman saygıyla anacaktır. ben taksim meydanı’nda haberimi aldığım anda hayatımın belli bir döneminin kapandığını ve fischer’in maçlarıyla geçirdiğim kulüp oyunculuğunun geride kaldığını üzüntüyle anladım. dünya’nın baska yerlerinde, baska meydanlarındaki satranççıların ise aynı acıyı paylastığımı içimde hissettim.

    ılgaz gümüştaş

    --- spoiler ---
  • çoğu kişi tarafından gelmiş geçmiş en iyi satranç oyuncusu olarak görülen efsane bobby fischer’ın hayatını konu alan belgesel.
    yahudi bir anne babanın oğludur, bekar annesi, ona ve kız kardeşine bakmak için iki işte birden çalışır. sorunlu bir aile hayatı vardır ve belki de bu sorunlardan kaçmak için kendisini satranca verir. fakat belgeselde dikkatimi çeken bir nokta fischer’ın annesinin de en az fischer kadar dahi olması. zeka geninin anneden geçmesine belirgin bir örnek.
    farklı bir hayat hikayesi, bir o kadar da hüzünlü.
  • bobby fischer'in hayatını konu alan muhteşem bir belgesel. görüntüler ve tanıklar harika.
hesabın var mı? giriş yap