boğuk
-
"boğulmuş" olan şey.
-
(bkz: boğmak)
-
"sanki gözlerimin önünde melek cebrail'in borazanı imal edilmekteydi. sonradan bunun avustralyalıların diceridoo dedikleri enstrüman olduğunu anladım. içine doğru üflendiğinde tatlı ve boğuk nağmeler çıkarıyordu." marlo morgan - mutant message down under
(bkz: boğmak/@ibisile), boğucu -
kısılmış (ses):
"zeyno'nun birdenbire boğazından boğuk bir ses çıktı." - halide edip adıvar*
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap