*

  • jean racine in bir sözü.
  • (bkz: kim diyor)
  • jean racine amcamiz neden boyle bir soz soylemi$ olabilir irdelemek lazim. bunu vakti zamaninda tiyatro yazarligi merdivenlerinden cikaran ahbaplari sonradan "oo jean'cigim bakiyorum klasik edebiyat akiminin onculerinden oldun olali bizim yazihaneye ugramiyorsun" diye tenkit mi etmi$lerdir? ya da "istedigin zaman yazdiklarini bizim tiyatroda sergileyebilirsin canim hic sorun olmaz" diyen bir ahbabi ertesi gun "bizim dayioglu $u senin senaryoda bir kac bolume eklenti rica etti bir de berenice benim kuzen olur onun adini da degi$tirebilirsen canim cok memnun olurum birtanem" gibi bir "aldim verdim" moduna mi dondu du$unmek gerekir.

    jean racine bu sozu nerde soylemi$ onla da baglantilidir tabi esas barindirdigi anlam. bir insan boyle bir sozu gunluk hayatta kullanamaz. nasil olabilir ki mesela:

    - jean gecen yaz borc verip hayatini kurtardim bir cay ismarlamadin vallahi kirildim sana
    - ba$a kakilan bir iyilik daima hakaret yerini tutar hulki
    - oo istersen kendime bir icki de alayim? hayirdir ne bu aristokrat ayaklari. edebiyat tarihine adini altin harflerle kazidin diye hulki mi olduk $imdi?
    - bencilsin hulki. bencilsin ve kösnülsün. unutma ki sevgi birlige bencillik ise yalnizliga goturur.
    - gotuuurrrrr.. hayatta ba$arilar sana haci bir daha goru$meyelim.
    - yolun yol degil hulki.
  • karagöz pek aynı fikirde değildir. hacivat'la bu konuda eğlenir, eğlendirir.
  • iyilik yap denize at balik bilmezse halik bilir diyen atalarin cocuklari olarak biz turkiye turkleri*, iyiligi kafaya kakmak uzere yapan, bilemedin illaki kiymetinin balik yada halik tarafindan anlasilacagi gunleri hayal ederek buyuyen insanlariz. o sebeple jean racinein kemiklerini mezarinda sizlatmaktan oteye gidememek de, halik balik alik ucgeninde kose kapmaca oynamak da dogaldir.
  • "sana gecen sene 20 milyon borc vermistim ya, onu git, o pis, o sisman kicina sok!" denildiginde anlam kazanabilecek soz..baskaca bir ihtimal ben tahayyul edemedim..
  • "onlar yağmur bulutudurlar. ama kimsenin üzerine, kimsenin tarlasına yağmazlar. güneştirler. ama kimseye ışıtmazlar... başa kakmadan, cefa etmeden bir akçe dahi vermezler."

    sadî şirazi.
  • "iyilik yapıyor gibi görünme.

    iyilik yap,

    görünme.."
  • köyde yaşayan yaşlı bir ressam vardı. olağanüstü güzel resimler yapıp iyi fiyata satardı. bir gün köyden bir fakir gelip:
    - “yahu senin durumun iyi. neden kimseye yardım yapmıyorsun. bak fırıncı fakirlere ara ara bedava ekmek veriyor. kasap bazen bedava et veriyor. sen neden hiç yardım etmiyorsun?" dedi.

    ressam tebessüm etti ama bir şey demedi.
    fakir bütün köyde sabah akşam ressamın aleyhinde konuşup ressamı kötüledi.

    bir gün ressam hasta oldu. kimse de onun yanına gelmedi ve sonunda ressam öldü. aradan birkaç gün geçti. artık ne fırıncı ekmek verdi fakirlere ne de kasap et verdi. sordular:
    - “neden fakirlerin hakkını kestiniz?"

    dediler ki:
    - “her aybaşı o merhum ressam bize para verip fakirlere ekmek ve et vermemizi söylerdi.
    o ölünce para veren kalmadı. işte o yüzden."

    “iyilik bekleyen karşılık beklediği an tefecidir.” *
hesabın var mı? giriş yap