• mafios kültürün hatırı sayılır bir kısmının temelini oluşturan yeniçerilerden kalma bir deyimdir. günümüzde "kapışma" dediğimiz şeyin atası sayılır. istanbul sokaklarında kanun gereği hançerden başka silah taşıyamayan yeniçerilerin, kapışma için bu yegane silahlarına başvurup sırtlarındaki keçe pelerinlerini ellerine sarmalarıyla başlayan gelenek, günümüzdeki bıçaklı kapışmanın temelini oluşturmuştur.

    detaylı bilgi için reşad ekrem koçu'nun yeniçeriler isimli kitabına ve bulunabilirse yine aynı yazarınistanbul ansiklopedisi'nin bıçak altından geçirme maddesine bakılabilir.

    efendim yeniçeri ağzındaki "bıçak altından geçirme" deyimi, zorbalık-kabadayılık yolunda hasmını, rakibini sindirme-yıldırma amacıyla korkutmadır, pes ettirmedir. özellikle yeniçeriliğin son dönemlerinde, bu ocağın hayta-haşerât yatağı olduğu zamanlarda, yeniçeri zorbaları tarafından halkın ve tüccarın haraca bağlanması yüzünden çıkan it dalaşında kullanılırdı. efdalüddin tekiner'in "osmanlı tarih encümeni mecmuası"nda yayınlanmış "alemdar mustafa paşa" isimli makalesinde namlı zorbalardan kahvecioğlu burunsuz mustafa'dan bahsederken: "her tarafı kesib almış ve asrının benâm (nam sahibi) haytalarını bıçağı altından geçirmiş idi" tabirini kullanarak bunun altına düştüğü notta: "bıçak altından geçirmek mudârebe (darbleşme-vuruşma) ve mukaatelelerde (karşılıklı öldürme) birini mağlûb etmek demektir" diye yazmıştır koçu'nun aktardığına göre. it dalaşları, bazen teke tek kapışma yani yeke yek, bazen de iki namlı zorba ile adamları arasında bir bıçak-pala düellosu, bir sokak veya meydan mukaatelesi, kapışması şeklinde vuku buluyordu.

    hasmını, hasımlarını bıçak altından geçirme davası, haraç kaynağını başkasına kaptırmama ya da başkasından kapma yolunda güdülürdü. bazen de bu kanlı dövüşlerin sebebi bir aşifte nigâr (fahişe, kadın) ya da bir fitnekar mahbub (oğlan) olurdu. bu haytaca aşk yolunda pek çok rakibini bıçağı altından geçirmişlerden biri olarak, son yeniçerilerden halk şâiri ve büyük bir destan mecmuasının sahibi olduğu söylenen çardak kolluğu çorbacısı galatalı hüseyin ağa'dan bahsedilmektedir. ahmet midhat efendinin "yeniçeriler" ismindeki hikayesinde hasmını bıçak altından geçirme yolunda bir yeniçeri mukaatelesinin tasviri vardır.

    koçu'nun aktardığına göre hasımlarını bıçağı altından geçirmiş ve isimleri son yeniçeri haytaları arasında tarihe mal olmuş zorbalar, şehirde birer gurur ve rahmet timsali olarak dolaşırlardı; bu hayta güruhunun azameti içindir ki "bıyığını balta kesmez" tabiri kullanılırdı.

    gençlik zamanlarını hatırlayan bir yeniçeri ağzından aşağıdaki fahriye, ali çamiç ağa tarafından yazılmıştır:

    hacı bektaş ocaklıyım zor aver, (zor alan, zor götüren manasında)
    deli poyraz şahin başımda eser.
    taban deperiz hep dilber yolunda,
    kimi kaşın çatar kimi gülümser.
    pâyine yüz koyub koklasam öpsem (payine: ayağına)
    biri hoşnud olsa öbürü küser.
    kimi pırpırıdır bıçkın âfettir, (pırpırıburada sıfat gibiyse de aslında hem giyişi hem yaşayışı vurgulanmaktadır)
    vaslı her âşıka olmaz müyesser. (her aşığa kolayca kapılmaz, kolay yoldan aşık olmaz)
    sanman güzeller hep vefasız olur,
    sunar lâ'li ile şarâbı kevser.
    her güzelin vardır amma engeli,
    sureti beşerde ejderi heft ser, (yedi başlı ejderha suretinde)
    rakibanu kimi rüstem kimi zâl, (rakiplerinin kimi rüstem kimi zal yani efsanevi pehlivanlar, cengaverler)
    kimi bir vuruşda kırk kelle keser,
    geçdi cümle bıçağımın altından.
    civan idim henüz nev tıraş püser, (yeni traş olur)
    fahriyemiz yazdık yatağan ile,
    kalsın rûzigâra bizden de eser.

    günümüzde ise bıçaklı kapışma ve teke tek dedikleri mevzu "eski usül" kapışma adı altında filmlerde kalmıştır. benzeri kapışmalar ankara'da seymenler arasında yere yatağan fırlatarak yapılan meydan okuma iken, konya efeleri hovardaları arasında yere bıçak atıp "bu kadın benimdir, nokta" denilerek başlatılan kapışmalarda görülür. okullardaki maffios durumla meyilli gençliğin ağzında ise okul önünde "çıkışta kapışıcaz" şekilde bir kalıntısı mevcuttur.

    bir örneği, mor menekşeler dizisinde eski kabadayılar olan arap şükrü ile yorgancı ishak karakterinin kapışmalarında görülebilir, 18.bölüm'ün hemen başlangıç sahnesinden itibaren: http://dizibizde.net/…or-menekseler-18bolum-hd.html
    en meşhur örneği tatar ramazan sürgünde filminde görülen tatar ramazan ile abdurrahman çavuş'un kapışmasıdır: http://www.youtube.com/watch?v=ufk43336vxo
    koreografik olarak eşrefpaşalılar filminde de bu tip bir kapışma örneği gösterilir.

    (bkz: kabadayı/@songulyabani)
    (bkz: mafya/@songulyabani)
    (bkz: yeniçeriler/@songulyabani)
    (bkz: itlik kıyafeti/@songulyabani)
    (bkz: it dalaşı/@songulyabani)
    (bkz: pırpırı/@songulyabani)
    (bkz: zorba/@songulyabani)
    (bkz: hovardalık/@songulyabani)
    (bkz: kasık mancası/@songulyabani)
    (bkz: bıçak altından geçirme/@songulyabani)
    (bkz: kapışma/@songulyabani)
    (bkz: ocaklı/@songulyabani)
    (bkz: bıyığını balta kesmez olmak/@songulyabani)
    (bkz: kanlı hendek/@songulyabani)
    (bkz: tayyarat/@songulyabani)
    (bkz: balta verme/@songulyabani)
    (bkz: baltalı/@songulyabani)
hesabın var mı? giriş yap