• ayrica sahane bir kucuk ibo sarkisi, hastasi olan var, derdine deva olan var.

    evlerin onunde gectim dun gece
    seni son defa gormek istedim
    ayrilip gitmeden sen buralarda
    sesini son defa duymak istedim

    kapilar kapaliydi
    perdeler ortuk
    odalar karanlikti
    isiklar sonuk
    caresiz ayrildim
    boynum bukuk
    olmeyi istedim
    kaderime kustum
    caresiz ayrildim boynum bukuk
    olmeyi istedim
    kaderime kusup(oleydin dedirten sarki)

    (enter kabak kemane)

    gozumde canlandi
    o dugundeki anilar(cocuk 9 yasinda bu arada)
    o saatlere donmek istedim yeniden
    ben seni son defa
    gormeyince
    orada canima
    kiymak istedim(e hadi?)

    welcome back nakarat

    au revoir nakarat

    bienvenue arabesk sarkilarin papagan vurgulu siiri

    kapilar kapaliydi
    perdeler ortuk ortuk
    odalar odalar karanlikti
    isiklar sonuk
    caresiz caresiz ayrildim
    olmek olmek istedm
    ama kaderime kusup
    kaderime kusup kaderime kusup

    (bkz: kusmak)
  • aynı şehirde dip dibe olmanıza rağmen çok az şey yaptığınız, paylaştığınız, sevdiğiniz değer verdiğiniz kişinin***** uzak bir yerlere*** gitmesi sonucu insanın içine oturan acı veren hatta hayattan soğutan evlat acisi, dirsek acisi gibi bir durumdur. en kısa zamanda sona ermesi istenir ama yapılabilecek bir şeyde yoktur çoğu zaman.
    kişiye giden dönmez dönsede aynı kişi değildir artık o yada gidip de dönmemek dönüp de bulmamak varparanoyası yaşatır.
  • neredeyse tüm romantik, yada slow şeklinde tabir edilen $arkiların -eger sözleri anlamlı ise tabi- ana teması*.

    (bkz: ah ke$ke)
  • en yogun midenin biraz ust kisminda hissedilen aci.
  • hayat bazen kötü gider*, sevdiğiniz kişiyle yollarınızı ayırır. kendinizden başlayarak tüm dünyayı suçlamaya, düşman olmaya başlarsınız. acı gereksiz saldırganlık yapar, adamı körleştirir. uyku ve yeme işlemlerinizi sekteğe ugratır. sabahları yogunlaşan bir duygudur ayrılık acısı. yataga en son onu düşünerek yatmışsınızdır. uykunuzda ayrılık gerçekliği unutulmuştur. sonra gözlerinizi açınca tokat gibi patlar suratınızın orta yerinde. içiniz sıkılır, dünya daha iyi bi yer olmadan yataktan kalkmayı redederken öte yandan onu aramak için telefona uzanırsınız. sesi soguk, ifadesi kindardır telefonda. "sıçtık" dersiniz, kalkıp, telefon faturası ödemek, sözlük almak, mantar pişirmek, telefonda arkadaşlara izahat vermekle koca gün geçirirsiniz. ve gece... sabah... döngü ayrılıgın acısını sogutur. dibe vurmamacasına düşersiniz. içiniz kuruyana dek.
  • dolanip dolanip, eninde sonunda mideyi bulan acidir.
    bilen bilir...
  • ayrılık acısı, özlemden türemiştir.
  • hatirlanan anilarin miktari ile dogru orantili aci cinsi.
  • (bkz: hicran)
  • kimisinin dakikalar içinde atlatmayı başarmasına rağmen, bazılarının aylarca sürünmesi neden olan acı.
hesabın var mı? giriş yap