• bire bir tercume edilgidinde sopali -sopa ile desteklenmis- sav anlamina geliyormus.

    soyle diyorsun ama boyle, sus bak [kodum mu oturturum/cakarim iki tane/yersin osmanli tokadini...burayi uygun bir tehditle doldurunuz iste] gibi.

    pek rafine bir arguman degil tabi ama cusseniz/gucunuz/nufuzunuz musaitse etkili oldugu kesin.

    ayrica (bkz: argumentum ad hominem)

    baslik da basimiza kalmis bu arada, ne yapalim, mukadderat...
  • (bkz: baculum)
  • argumentum ad baculum, mantık yanılsaması değil safsatasıdır. illa ki safsata demiyecek, hakim akımın yolundan gideceksek yanılgı demek daha yerinde olacaktır. yanılsama bambaşka bir şeydir. illüzyonun karşılığıdır. yani, var olan nesne veya canlıyı yanlış, ayrımlı (ne demekse?) veya değişik olarak algılama demektir. eskiler, galat-ı his derlermiş. bu safsatanın işaret ettiği hususların topraklarımızda son derece yaygın, geçerli, hükümferma olduğunu belirtmek bile gereksiz. gündelik hayatın hemen her anında bu -hatalı değil- yanlış mantıksal vaziyetle karşı karşıyayız.

    x kişi ya da kişileri farazi bir ülkede eski düzeni ortadan kaldırır. eski düzen, yeni düzeni kuranlarca her zaman belirtildiği üzere kötüdür, fenadır, şer odağıdır. karanlıktır, nefes almaya imkan tanımaz. geridir. rönesansın, öncekini skolastik olarak nitelemesinin ve aydınlanmanın adından devr-i sabıkın karanlık olduğunu ima etmesi bu çerçevede anlaşılmalıdır. yenisini kuran, ihdas eden, ilga ettiği ortadan kaldırdığı, hal ettiği eskiyi yerden yere vurur. bunun adına meşruiyyet zemini inşa etme denir. tarih, adı verilen disiplin de mümkün olduğu surette bu hakim, resmi ve güçlü yorumun payandalarından biri olarak sahnedeki yerini alır. tarih, burada görünüşte bazı somut durumlardan hareket ederek yeni düzenin banisinin katibi hüviyetine bürünür. her zaman olduğu gibi yeniden yazar geçmişi. bugünün perspektifinden geçmişi yeniden inşa ederek, retrospektif bir güdülenmeyle çarpıtarak, dağıtarak ve en nihayetinde ortadan kaldırarak muhatapların rızasını almayı intaç eder. rıza, onay ve elbette icazetle meşruiyyet zemini inşa edilir. iktidar bir kez meşruiyyet zeminini elde ettiğinde artık hikmeti kendisinden menkul, yalnız ve ancak varlığından ileri gelen bir güce, zora ve ikna kuvvetine kavuşur.

    bu tür durumlarda argumentum ad baculum rafine, naive ve ham haliyle sergilenmez. iktidar, "bilmem ne bilmem ne olursa bu ülkenin milleti ve vatanıyla bölünmez bütünlüğünün ortadan kaldırılmasına teşebbüstür" gibi hükümleri adeta avestası haline getirir. birlik ve beraberliğe ihtiyaç duyulan günlerin sayısı denizdeki kum misali bir kemiyete sahip olur ve asla azal(tıl)maz. argumentum ad baculum'larla mahkum edilmek istemeyen her fert, odak, kişi, zümre, grup, kurum ve kuruluş ayağını denk alır. düşündüğünü en saf haliyle, en basit haliyle ortaya koyamaz. dil oyunlarıyla, sözcük oyunlarıyla kulağı ense arkasından gösterme konusunda mahir seviye ulaşır.

    hatta bazı durumlarda bu zor'lar öylesine bir hal alır ki düşünce biçiminde zor, kuvvet olarak görülme özelliklerini yitirip ayrılmaz bir bileşen, cüz'i la yetecezza haline gelirler. aşılmaz bir engel, üstesinden gelinemeyen bir güç olma niteliğinin artık görünmez, fark edilemez olmasıyla zor/kuvvet/güç edebi istirahatgahında taşeronları vasıtasıyla hükmünü icra etmeye her zamankinden daha etkin bir surette devam eder. ne ki düşünenler, düşündükleri, birtakım mantıksal çıkarımlarda bulundukları zannını beslemeye ve bu çerçevede eylemeye devam ederler. akıl tutulması denilip sakız haline getirilen o şey, zihinsel buhran bu sebeple eksik olmaz oralardan. -mış gibilerle, yemişçesine her şey süt-liman vaziyette devam eder ta ki kodların en saf haliyle ortaya çıkmasına dek.
  • kısaca ad baculum.

    diğer bir adı: scare tactic.

    karşıdakini kokutarak tartışmayı bitirmek, denebilir. “sigortasız işçi çalıştırmanın yasak olduğunu biliyor musunuz?” sorusuna verilen “peki siz istediğimi istediğim zaman işten çıkarabileceğimi biliyor musunuz?” cevabı (ya da bu cevaptaki ima) buna iyi bir örnektir ve ad baculum, aynı zamanda bir ad consequentiam türüdür.
  • baculum'un kelime anlamından ötürü "sik gibi argüman" diye çevirebiliriz.
  • tehdit ederek veya zor kullanarak haklı çıkmaya çalışma durumu.

    genelde üniversitede sözel bölüm okuyanlar buna maruz kalırlar. örneğin; "sovyet işgalci bir devlet midir?" sorusuna komünist bir hocanın sınavıysa hayır, anti-komünist bir hocanın sınavıysa evet diye cevap vermek zorunda olmanız. aksi takdirde hocanın sizi sınıfta bırakacak olması.
  • proof by intimidation diye de adlandırılan argumentum verbosiumun amcaoğludur.
hesabın var mı? giriş yap