• bir birhan keskin şiiri.*

    iki elimi de yüzüme sürüyorum ya
    olsa olsa bundardır güzelliğim
    elsa elsa...

    çocuk gökyüzü
    yel aralığı
    takılma
    yıkık surlarıma
    bir deniz yürür gider orada
    haydi, eyvallah.

    sen güzel insansın
    herkes biliyor bunu
    yaramı alıp uzak şehirlere gidiyorsun
    - saçlarımı düz bir denize ısmarlıyorum

    utanma ayıp değil ki bu
    bak ben utanıyor muyum?
    kanayana kadar dizlerim, misket oynarken
    hem unutma herkes birilerinin yarasını taşır uzaklara…
  • ii

    ve güzeldi,
    ve kötü kadınların
    odalarına kapattıkları rüzgârlar,
    gezmeye çıkmıştı
    bir çığlık içinde 360 derece gülüyordum

    ............

    sonra,
    kötü kadınlar balkonlara çıktı
    ve koronun siyah, şaşı sessizliği
    değdi yüzüme.

    yüzüm ve kuşlarım hâlâ karşı kıyıda mı
    bilmiyorum
    bazen unuttuğum yağmurlara rastlıyorum cebimde
    elimdeki portakala oturup türküler uyduruyorum
    sen benim portakal soyduğuma bakma
    boğazımdaki düğümü ertelemekse bu
    çok kötü,
    bilemiyorum ama...

    arasam
    bir not bırakırım ancak
    gülüşümü unuttuğun aralıktan
    aramasam
    bir çocuk kanar yatağımdan

    sen hiç kelebek oldun mu,
    ki,
    bilmeyeceksin bu odanın eğik ritmini

    birhan keskin

    kim bağışlayacak beni / aralıklar / metis yayınları / 3.b, mayıs 2010 / s.172-175
  • sevgiyi de sevmemeyi de ifade etmek bir kendini aşma çabası gerektiriyor, oysa yine her ikisi aralıklardan hep hep sızıyor.

    yemeyi düşündüğümüzden fazla yeriz ya. bir güç uygulama yordamı olarak tersini öneriyorum: yemeyi planladığımızın yarısını yediğimizde keselim veya ara verelim. kendimize sofradan kaldıracak iş çıkaralım. bu tek başına yetiyorsa ne ala. yetmiyorsa biraz kendimizi zorlayabiliriz. yarım saat kadar sofraya tekrar oturmamaya bakalım. yarım saat (kişiye özel 45 dk. da olabilir) bekledikten sonra hala karnımız kazınıyorsa kalanın yarısını yiyip kalkalım, tamını değil. eşit süre bekledikten sonra hala istiyorsak kalanın yarısı (bütünün sekizde biri mi ne).
    sonuçta bu tavır ısrar ve iradenin yerini tutmaz, sadece bir kolaylaştırıcı etmendir. bu yordam işe yaramıyorsa daha ciddi başka çaba ve yöntemler denenecek. sofrada aralıksız yemek yerine böyle aralıklar vermek tıkınma tipi sorunlara iyi gelebilir. arada vücudumuz doyma denen şeyi anımsayabilir. biz doyduğumuz halde yemeyi otomatiğe bağlamaktan kurtulabiliriz. (bkz: yemedim yedirdim/@ibisile)

    [yaşlı haydn birlikte yaşama konusunda görüşü sorulduğunda şöyle yanıtlamıştı: "koşut üçlü aralıklar."] samuel beckett - murphy

    (ilk giri tarihi: 29.5.2019)

    (bkz: aralık/@ibisile)
hesabın var mı? giriş yap