• iki dünya savaşı arasında ünlenmiş, resimlerinde zaten tanıdığı matisse'in etkileri belirgin bir biçimde hissedilen. canlı renkleri ve küçük fırça darbelerini kullanan, fikrimce keyifli resimlerin ressamı.
  • pasta ve ekmek isi ile gecinen bir adamın oğlu olarak 10 haziran 1880 yilinda chatou’da dogdu. ogrenim hayati sirasi ile le vesinette basmadi ve daha ciddi bir egitim almak uzere parise gonderildi.
    muhendis yada subay olmasini isteyen babasinin zittina hareket ederek ressamligi secti..

    once chaptal lisesine*, oradan da madencilik okuluna gitti.
    ilk resim dersini on beş yaşında iken arkadasinin arkadasi olan jacomin’den alarak sonradan bokunu cikaracagi doga manzaralari temali resimlerinin ilk temellerini atmis oldu..
    matisse ile tanismasi carriere akademisine basladigi yillara rast geldi ve kendi gibi izlenimci ressamlarla tanisti.. louvre muzesinde sergilenen ustalarin resimlerinin kopyalari deliler gibi istendigi icin kimi ressamlar bu kopya isinden para kazaniyordu. derain ise paola ucellonun tablolarinin kopyalarini cikariyordu.

    allahin yuru ya kulum dedigi 1900 yılında vlaminck ile tanisti.. bu olay sanatcinin tarzini derinden etkileyecekti. cunku vlaminck hali hazirda saf ve karismamis boyalarla manzara resimleri yapiyordu..
    uc yil suren askerlik gorevinden sonra derain resim yapabilmek icin cok az zaman bulabildi..
    vlaminckin bir yataktan oburune “d’un lit a j’autre” ve hepsi bunun icin “tout pour ça” adli iki romanina resimler hazirladi ve vlaminck ile birlikte chatou’da bir atolye kurdular. derain vlaminck sayesinde ekspresyonizm yoluyla katisiksiz renkler kullanmaya basladi.. 1903-1904 yıllarında vlaminck’in etkisinde kalarak o yillarda paris’te yeni kesfedilen negra sanatina yöneldi. aradan gecen yillardan sonra ailesine nihayet ressam oldugunu kabul ettirdi ve akabinde julian akademisi’ne basladi.. sanatçının apollinaire ile karsilasmasinin bu yıllara denk geldigi sanilir..
    derainin cosmaya basladigi 1905 yillari civarinda “collioure”, “matisse’in portresi”, “suyun uzerinde titresimler”, “pecp’de seine nehri kiyilari” gibi kendisi de fov estetigi icin onemli eserler verdi. ayni yillarda resim tuccarı abroise vollard, mtisse’in tavsiyesi ile derain'in bazi tablolarini satin aldi ve prensip anlasmasi imzaladilar..
    actigi sonbahar sergisi’nde fovlara ayrilan bolumde eserlerini sergiledi ve sergiden sonra londra’ya giderek ilk thames nehri manzaralarini yapti. donusune mukabil ertesi yil, calismal icin yine ingiltere’ye dondu. “banyodaki kadinlar”, “dans”, “hyde park” gibi eserlerini ortaya cikardi..
    daha sonra paris’te picasso’yu tanidi ve 1908’de onunla avignone’da bir sure kaldi.. 1908 yilinda picasso, brapue, van dongen, wlaminck gibi montmartre ressamlarinin arasina katildi..

    sanatci olgunlastikca resmi, yalniz renklerle ifade etmekten vazgeçti ve cocukluk arkadasi cezanne’in de etkisiyle bicim kaygisinin agirlik kazandigi kompozisyonlara basladi.. martipues, montreuil ve neuville’de somme nehriuzerinde eserler yapti..daha sonra braque ile birlikte carrieres saint denis’de yeni tablolar meydana getirdi.1910 yılında picasso’yla ispanyaya giden ressam, cadapues’de resimler yaptiysa da hiçbir zaman kubizmi benimsemedi.. gercegin gorunuslerini son sinirina kadar stilize etmekle yetindi. fransız primitiflerini,
    gotikleri ve zengin heykel sanatinin etkisiyle 1913-1914 yılları arasında dini figurler, sade, agirbasli naturmortlar verdi. bu derain’in 'gotik' donemini olusturur. baslayan birinci dunya savasi ile derain yeniden silah altına alındı. somme’da, vosges’de ve verdun’de savastiktan sonra sanatcinin resim arastirmalari yeniden yon degistirdi.. baslica ronesans olmak uzere caravaggio’dan, barok'dan ve suan hatirlayamadigim 3-4 farkli kulturle kendini bulan carpici bir realizme yoneldi.

    1921’de roma’ya gitti. castelgandolfo’da eserler verdi, pompei resim sanati uzerinde calisti.. fransa’ya dondukten sonra portre calismalarini hızlandırdı. bu yıllarda olay koptu ve sanatci basarinin sarp tepelerinde dans etmeye basladi.. zamanla da eski ustalara sanat adina daha cok baglandi; onları ornek alarak resimlerine yeni ve orijinal bir nitelik vermeye calisti.. peyzajlarında olsun, figur kompozisyonlarinda olsun, nu calismalarinda ve portrelerinde beliren bu tarza sonuna kadar bagli kaldi.. 1924te pierrot ve arlecchino
    eserini verdi..bir cok ciplak ve naturmort meydana getirdi. bu yillardan itibaren eserlerinde
    mecazi ve mitolojik sahneleri canlandirdi. 1928’de av adli tablosuyla carnegie vakfi odulunu
    aldi.. 1935 yılında inzivaya çekildi.

    1908’den beri resmi sergilerle iliskisi olmadigi halde 1937’de acilan bagimsiz sanat ustaları sergisi’ne katildi..soyut resim ve gercekustucu calismalarina karsin akdeniz gelenekciligine olan sevgisi ve sadeligi ile karsi durdu.. yağlıboya tekniğindeki ustalığı ise tartisilmazdi.. bunlarin yaninda desinator ve gravurcu-ressam olarak da onemli eserler verdi.. apollinaire’in curuyen buyucu adli siirini ve la fontaine’in masallarını resimledi. ayrıca
    bazı seramik calismalari, sahne dekoru ve heykelleri de mevcuttur..

    8 eylül 1954 günü bir kaza sonucu iradesini hakka teslim etti..
    olumunden sonra paris cagdas sanat muzesi, sanatcinin anisina ithafen sanatcinin eserlerinden
    olusan buyuk bir sergi duzenledi.
  • rengarenk bir sürü fırça darbesinden oluşan resimler yapar bu adam. renkler mi sizi büyülüyor, yoksa o kadar rengin arasında kaybolmayan sadelik ve naiflik mi anlayamazsınız. bilemedikçe bakarsınız, baktıkça daha da bakarsınız.
  • 1930'lu yıllar boyunca andre derain, yaratıcı enerjisini ekseriyetle rus balesi ve paris opearsı için tasarımlar yapmaya hacadı; aynı zamanda ovid'in heroides'i ile oscar wilde'ın salome'si dahil çizim projelerini de yaptı. 1944'te alman işgalinin ardından chambourcy'ye dönmenin, sanatçının resimlerine yeni bir deneysel ruh kattığı görülmektedir. daha heyecansız, daha lirik resim yapma yaklaşıında ve neredeyse oryantalist bir duyguyla daha serbestleşen üslubunda, bu ruh halini kaleme aldıgı kitaplar için çizimler yapmıştır. derain'in görme yetisi 1950'lerin başında zayıflamaya başlamış ve bir araba çarpması sonucu 1954'te ölmüştür.
  • l’estaque gibi mükemmel bir resim çizmiş fovist ressam. belki renk körü olduğum için belki başka bir şey ama renkler benimle konuşuyor gibi hissediyorum.
  • "ben renkleri, doğayı kopyalamanın değil de kendi duygularımı ifade etmenin bir aracı olarak kullanıyorum." demiştir andre derain.

    fovizm akımının neşeli renklerini tablolarında hareketli fırça vuruşlarıyla canlandıran andre'nin mountains at collioure tablosu dağların en güzel renklerde dans ettiği en sevdiğim eseridir.
hesabın var mı? giriş yap