andalusia

• ing. endulus
• kate price'in the isle of dreaming albumunun kanimca en iyi parcasi. arap, turk ve bati ezgilerinin harmanlandigi mukemmel bir enstrumental.
• bir joolz denby şiirinin de adıdır . orange tree roads'da arka plandan gelen ispanyolca seslerin de sahibi olan joolz'dan bir endülüs şiiri:
  
  the great cliffs of el tajo fall in faded-velvet folds of ochre
  to the thick embroidery of the plains below;
  a horseman rides towards la indiana in a whirl of
  glittering dust; evening, veiled in the tattered drapery of
  heaven-blue and deep shadow purple, hides the day’s
  heat and a parched velocity turning in measures that saw
  
  fields of sunflowers bleaching under the excoriation of noon
  wither in stately rows like old duchesses wrapped in leaf-rags
  grey as dirt, their echoing heads rattling with seeds.
  nothing human moves; the tongue of a lizard flicks heat,
  olive trees twist patiently under their burden, hiding the silver
  of their secret leaves that speak only to god.
  
  waiting for the paseo; caged verandas clasp blistered walls,
  the ghost of a girl sits, high comb raising the mantilla whose lace
  echoes the coiling petrified pattern of her iron prison.
  beneath, a boy strains for a glimpse of an almond-pale hand
  that never sees the light: a crimson rose falling from soft fingers
  heavy with bloody jewels - he weeps from the pleasure of pain.
  
  death dances with the maiden in an exhalation of night jasmine,
  their embrace a longed for transgression wick with passion;
  the dancer stamps her foot, her graven heel treads on the serpent’s head
  as the mother of god gazes with ineffable tenderness from her
  niche by the cathedral gate - calligraphy on the tiles shrouding
  her call her by another name; but she is still a holy queen.
  
  silent, silent, the darkness flows heavy as old brocades
  wrapping the sleeping town breathless in dreams of fire and
  the battles of the red earth’s savage past; a child frets, feverish,
  the spectral troop rides on bone-rack steeds down
  towards the river; christian and moor, it doesn’t matter - all are
  one now in the immeasurable beauty of time’s long sweet kiss.
• satriani baba yine yapmis yapacagini dedirten mukemmel sarki...
• buyuk ustadimiz gonul adamimiz satrianinin professor satchafunkilus and the musterion of rock albumundeki en guzel en gaz ve ayni zamanda en duygulu sarkilardan. onu gorebilecegimiz ilk konserde kendinden gecerek calmasini bizi de costurmasini sabirsizlikla bekliyoruz.
• kısaca "asik veysel endülüs'te yasasaydı olabilecekler" temalı joe satriani şarkısı.professor satchafunkilus and the musterion of rock albümünde 10 numaraya layık görülmüş,hakikaten 10 numara.
  aynı albümde bir de şu var: (bkz: asık vaysel)
• satriani'nin son albumunde asik veysel'e ithaf ettigi iki parcadan bir tanesi; diger parca ise asik veysel diye adlandirilmistir. supper otesi, ultra amazon suppper bir parcadir. way way way. veysel, dostlar seni hatirlamaz, ama bak kimler hatirlar, anar... way way way...
• joe satriani endülüs e son gittiğinde balkonundan bakmış ve "acaba veysel bu güzelliği görebilseydi ne düşünürdü" demiş. işte bu cümle andalusia şakısının çıkış noktası olmuş.
• her dinlediğimde " baba sen bize bunu yapmayacaktın ." dediğimi farkettiğim , her dinleyişimde kafamdan küçük karelerden oluşan bir sürü görüntüyle yapılmış bir klip çektiğim joe satriani şaheseri . özellikle akustik kısmı insanın namahrem yerlerine dokunuyor . haa diyeceksin ki "sonradan sıçıyor mu?" cevabım açık ve net... kesinlikle hayır.
  
  sadece müzikle ilgilenen, müziği seven insanlar için söylüyorum... kendini kötü hissettirebiliyor bu parça. sen daha götünü doğrultup adam gibi iki şarkı çalamazken; elin keli gördüğü coğrafyayı, yeni tanıştığı bir kültürü dökebiliyor notalara. sen otur öle mal mal... ibiş! .... bak sinirlendim yine. gerçi çok da yüklenmemek lazım kendimize. adam az buz değil dünyanın en iyilerinden biri olarak gösterilyor ki hakediyor da. o yazmayacak da ben mi yazacağım?
  (bkz: tövbe estağfurullah)
• bana kahkaha attıran şarkı. bildiğin kahkaha attım keyiften.