• aynı zamanda "lightelfheim" olarak da adlandırılan, iskandinav mitolojisindeki* dokuz dünyadan üçüncüsüdür... vanir tanrısı frey tarafından yönetilir. bitki ve hayvanların dünyasıdır. elfler ormanların gardiyanı ve koruyucularıdırlar. zaman zaman insanların dünyasına (midgard) girdikleri ve ayışığında dansettiklerine inanılır.
  • amerikanyadan tek kişilik bir indie procesi. müstesna. madison isimli bu zat, power metal grubu kuracak olsam ismi valhalla olurdu diyor. bir nevi kendin pişir (do it yourself) etiğiyle hazırlanan 2009 albümü "these songs we sing shall fade to silence" kendisi tarafından ücretsiz dağıtılıyor. güzel çalışma, güzel insan.
  • bir taşra kasabasında kedileri, fotoğraf makinesi, tosbağası ve kitapları ile münzevi bir hayat yaşayan; msn, facebook, twitter ve diğer tüm sosyal ağların hiç birini kullanmayan, interneti literatür taramak, ekşi sözlük ve gazete okumak dışında pek kullanmayan, kırkına merdiven dayamış teyze; kendisi kendim olup kendim tarafımdan bu rumuzla tanımlanmaktadır.
  • :) evlenmiş, çocuk yapmış, eşi ve oğluyla birlikte bambaşka bir yaşam yaşamaktadır bu kendim olan şahıs. üstteki kendi adına kendi kendine yazdığı tanıtım yazısına gülümsemekte ve "hey gidi zaman, nasıl da değişiyor yaşantılar!" diye düşünmektedir.
    dört sene sonra gelen edit:
    boşanmış, oğluyla birlikte mutlu bir hayat kurmuş, hala üstteki yazıya gülmektedir. "dört sene sonra nasıl bir düzeltme yapacağım acaba, hayatımda neler değişecek?" diye düşünmektedir. :)
  • aşağıdaki entysinde yazarın cümleleri ile o davut adına, doğacak davutların adına biraz daha kızdım dünyaya...

    `(#34537441)`"sınıfta davut adında bir cocuk vardı. yamalı kara önlüğü, anasının çanta niyetine diktiği torbası, yırttık ayakkabılarında hayvan gübresi, sınıfın en sevilmeyin, ... meger davut bir haftadır okula gelmiyormuş, sonraları öğrendiğime göre davut hastalanmış, vefat etmiş, fakirler mezarlığında, bir büyüğünün yanına, mezar tası dahi olmadan defnedilmiş."

    eski yamalı kara önlüğü, çanta niyetine dikilen torba fakirliğin, kara bir ihtiyacın dışa vurumu biraz da...
    aslında asıl ihtiyacı bu fakirliğin sevgisizliğin çocuğun hayatın yansıması... şiddet ve kavgalı bir ailede başka nasıl bir davranış sergileyebilir haliyle sınıfında sevilmemesi aslında bir dışlanmışlık var bu halinde.
    mezar taşı olmadan defnedilmiş cümlesi vurdu asıl beni....
    yüzlerce katlı kuleler, milyon dolarlık yatlar, kadınlar, adalarla doymayan bir insan nefsine....ben buna ağlarım arkadaş...

    mezar taşı dahi dikilememesi kara bahtı adına
    lanet okurum adaletsizliğe, doyumsuzluğa, şımarıklığa
    belki de yaratıcı yakın buldu kendine hallac- mansur misali
    söndürdü katına almak için yaşam çiçeğini.
    ama bu teselli etmez edemez beni...
    beni üzen asıl bu fakirliğine , bu kara yazgısına kimsenin dur diyememesi

    (teşekkürler alfheim)
  • (bkz: alfheim candles)

    alfheim ya da türkçe anlamıyla “elflerin evi”, hristiyanlık öncesi iskandinav mitolojisi ve dininde geçen, ismi üzerinde olduğu üzere, yarı tanrı sayılabilecek canlılar olan elfler tarafından mesken tutulmuş bir dünyadır.
hesabın var mı? giriş yap