*

  • jama hasta sayfası ağustos 2001'de çıkan sayısında ayrıntılı bilgi verilmektedir:

    uzun süre oturmak emboli nedeni!
    otomobil, otobüs, uçak ya da trenle uzun bir seyahat sırasında olduğu gibi, uzun süre oturmak akciğer embolisi nedenlerinden biridir. bunun için uzun süre oturmanız gerektiğinde, ayağa kalkın, yürüyün ya da bacaklarınızı hareket ettirin.

    insanların kalp krizi ya da inme gibi, arterlerin tıkanması nedeniyle ani, yaşamı tehdit edici ataklar geçirdiğini sık olarak duyarız; ancak akciğer embolisi hakkında çoğumuzun yeterli bilgisi yoktur.

    akciğer embolisi, kan damarları aracılığıyla vücutta dolaşan bir embolinin (genellikle bacaktaki ya da pelvis bölgesindeki bir venden kaynaklanan ve serbest dolaşan bir kan pıhtısı) akciğerlerdeki bir arteri tıkaması sonucunda oluşur. akciğer embolisi, akciğer dokusunun hasara uğramasına neden olur, damarın tıkandığı akciğerin normal işlevini bozar ve ölüme yol açabilir.

    akciğer embolisinin belirtileri
    akciğer embolisinin belirtileri, tıkanmanın yeri ve kansız kalan bölgenin boyutları dahil olmak üzere, birkaç etmene bağlı olarak gelişir. akciğer embolisinin bazı olası belirtileri şunlardır:
    -görünür bir nedeni olmadan, ansızın soluksuz kalma hissi
    -soluk alırken göğüste ağrı
    -baygınlık hissi
    -öksürükle kanlı balgam çıkartma
    -nabızda hızlanma
    akciğer embolisi geçirdiğinizi düşünüyorsanız, derhal bir doktora başvurun. acil tıbbi girişime ihtiyacınız olabilir.

    ne zaman risk vardir?
    -bacağınızdaki derin venlerde bir kan pıhtısı bulunduğunda
    -ciddi bir hastalık sırasında yatakta kalmak zorunda kaldığınızda olduğu gibi, uzun süre hareketsiz yattığınızda
    -büyük bir ameliyattan sonra
    -otomobil, otobüs, uçak ya da trenle uzun bir seyahat sırasında olduğu gibi, uzun süre oturmak
    zorunda kaldığınızda
    -bacak ya da pelvis venleri zedelendiğinde
    -gebelikte

    akciğer embolisinin önlenmesi
    aşağıdaki önlemler, akciğer embolisini ya da arterlerinizde başka tıkanmalar ya da daralmalara ilişkin tehlikeyi azaltmanızda yardımcı olabilir:
    -yağ içeriği düşük, liften zengin bir diyet uygulayın
    -düzenli olarak fizik egzersiz yapın
    -uzun süre oturmanız gerektiğinde, ayağa kalkın, yürüyün ya da bacaklarınızı hareket ettirin.
  • pulmoner embolide tanı konulur konulmaz pıhtılaşmayı önleyici ilaçlar ile tedaviye başlanmalıdır. hatta risk faktörlerinin mevcudiyeti halinde birçok olguda kesin tanı konulmadan önce yani tetkikler devam ederken tedavi başlanılır. tedavi süresi genellikle 3-6 ay arası olup genetik faktörlere bağlı olduğu düşünülen olgularda bu süre daha uzun tutulur. bu tür olgularda yaşam boyu tedavide önerilebilir.
  • tıbbi ismi pulmoner emboli olan hastalık. kabaca açıklamak gerekirse toplardamarda (özellikle daha geniş olan bacak damarlarında) oluşan büyük kan pıhtılarının (derin ven trombozu - dvt olarak da bilinir) zamanla kan akışı ile akciğere taşınması ve akciğer damarlarını tıkaması ile oluşur.

    ciddi bir mortaliteye sahiptir, yanlız yüzde 90'lara varacak kadar da trajedik değildir. pulmoner emboli tanısı konduktan sonra kaybedilen hastaların oranı yaklaşık 1/3 olarak seyreder. çoğunlukla yaşlılarda görülür ve sebebi de immobilitedir (hareketsizlik). pıhtı çözücü ilaçlar, yeni pıhtı oluşumunu önleyen ilaçlar, heparin ile hastalık tedavi edilir. tedavide uygulanan ilaçların iç kanamaya neden olması riski vardır. yani "iki ucu boklu değnek" durumu sıklıkla söz konusu olmaktadır tedavi aşamasında.

    nefes şikayeti, kanlı balgam ve bilhassa parmak uçlarında morarma fark eden kişilerin vakit kaybetmeden hastaneye başvurmasında büyük fayda vardır. uzuvların uçlarındaki bu morarma (siyanoz) kabaca vücudun yeterince kanlanamadığına işaret olup daha bir çok sebebi olabilir ve hemen hepsi de kardiyovasküler bir soruna işaret eder.

    ayrıca geçen sene anneannemin geçirdiği rahatsızlıktır. günün öğlen vakti nefes şikayeti ile ege üniversitesi tıp fakültesi acil servisine kaldırılmış, bir kaç saat içinde taburcu edilmesini beklerken kendimizi göğüs hastalıkları bölümünde bulmamıza sebebiyet vermiştir. yaklaşık 1 ayı aşkın süre hastane kalmış, 2 defa ölümün kıyısından allah'a şükür dönmüştür. şu anda da kendisi gayet sağlıklıdır, üstüne üstlük collum femoris kırığı yüzünden yine ameliyat olmuştur (femur-uyluk kemiği- başı kırığı). bu gibi hastalar için en önemli husus hareket etmektir. kişi ameliyat sonrasında iyileşme sürecinde bile yatak içinde ayaklarını hareket ettirmeye özen göstermelidir.
  • aralıksız ders calismaktan da meydana gelebiliyomus.
    `http://www.milliyet.com.tr/… doktoru oldurdu&ver=96`
  • 25 yaşındaki gayet sağlıklı kuzenimin geçirerek tıp dünyasını karıştırdığı hastalık.

    daha da fenası o koşullarda birinin bu hastalığı geçirdiğine, bunun sonucunda halen yaşadığına inanılmadığı için sürekli yanlış tanı konulması, doğru tanının etrafında volta atılmasıyla kaybedilen zaman ve ikişer ikişer tekrarlanan testler de cabası.

    bu hastalık hiç sigara içmemiş, hareketli bir yaşamı olan, gencecik, herhangi bir damar hastalığı olmayan, hematolojiden "turp gibi" raporu almış birinde de hiçbir nedene bağlı olmaksızın görülebiliyor. koskoca profesörler bile bu tabloya inanana kadar hasta yok yere zatürre veya tüberküloz tedavisi görüyor. bu sırada tıp öğrencilerine ders olarak okutuluyor, seminerlerde örnek vaka olarak anlatılıyor.

    tabi akciğer röntgeninde ciğerinin önemli bir bölümü duman şeklinde gözüken bu şahıs hakkında güzel yurdumun asker doktorları tarafından yapılan açıklama da olayın ayrı bir boyutu.

    askerliğe engel herhangi bir durum yok!

    eh tabi canım, ne de olsa sadece akciğerin bir bölümü yok!!
  • majör olanının elektrokardiyografi bulgusu s1q3t3 olan ve spiral bt ile tanısı konulabilen hastalık.
  • en kötüsü de hayatta birçok şeyi yapabilecek kadar büyümüş sayıldığınız bir yaşta olsanız bile bu rahatsızlık için fazlasıyla genç kabul edildiğinizden doktorlar sizin hakkınızda sanki siz yokmuşçasına konuşup dururlar, "heyy bende burdayım" diye bağırmak gelir içinizden. iyileşmek gibi bir opsiyonun olmadığı bu durumla yüzleşip korkunçluğunu kabullenmek bir yana, her göğüs ağrısında, her bacak uyuşmasında size "acaba yine pıhtıcıklar beni ölüme mi yollamaya çalışıyor" diye kafayı yedirten bu berbat ötesi endişe sizi yine aynı doktorlara muhtaç eder.
  • bi kaç saat önce gencecik bir arkadaşımın hayatına mal olan bok.
  • serena williams'ın yaşadığı rahatsızlık
  • herhalde acil servise gönderilen yanlış tanıların içinde en sık görüleni. sırta vuran göğüs ağrısı olan her hasta bu ön tanı ile üçüncü basamak hastanelere sevk ediliyor. halbuki dispnenin, taşikardinin, takipnenin, baldır ağrısının olmadığı hastalarda bu hastalığın görülme oranı oldukça düşük. hele bu fizik muayene bulgularının olmayışı alt bacak venöz usg, ekg, pa akciğer ve d-dimer ile destekleniyorsa bu tanıdan uzaklaşmak gerekir. kan gazında hipoksi-hipokapninin olması, ekg'de s1q3t3 paterninin olması, d-dimer'in 500'ün üzerinde olması, pa akciğer grafide çizgisel atelektazilerin görülmesi ve alt ekstremite venöz usg'de trombüsün saptanmasıyla tanı konulabilir. tanı konulmasında öncelik fizik muayene bulgusudur. sırta vuran göğüs ağrısı, nefes darlığı, artmış kap ritmi, artmış solunum sayısı, alt bacaklarda dokunmakla ağrı gibi bulgulardan birkaçı olmadığı sürece pulmoner emboliden uzaklaşmak gerekir.
hesabın var mı? giriş yap