• bazı yörelerde toplanan labada otlarla yapılan, sacın üzerinde pişirilen çiğ börekvari bir hamur işi.
  • 2009 yilinda yayin hayatina baslamis iki ayda bir yayinlanan nefis gezi, macera, siradisi turizm ve yerel kultur dergisi. keske her hafta yayinlansa da her gun bu dergiyi okusam diye dusunuyorum bazen. icinde bahsi gecen her noktaya sirt cantani toplayip ertesi gun gidesi geliyor insanin. gerci cok cabuk populer olmaya basladilar, suyu cikmaz umarim yakin zamanda.

    http://www.afar.com/
  • ing. uzak

    far'dan ne farki var derseniz, bir bilene sormak lazim.
  • kızıldeniz ile etiyopya yaylası arasındaki bölgede oturan bir etnik grup. kuşi dili ailesine bağlı olan afarlar, müslüman ve sünnidirler. ekonomileri, sahip oldukları sığır sürülerine dayanır; bu sığırların eti ve sütü, temel besinlerini oluşturur. afarlar çoğunlukla göçebe çobanlardır ve develeriyle düzenli pazarlar arasında kervanlarla ticaret yaparlar. eskiden tuz madenlerini işletir ve ürünlerini bütün kuzey-doğu afrika'ya ihraç ederlerdi.
  • uzak olma durumu demektir aslında uzakta, uzaktan gibi falan. far'dan farkı bu.
  • yönetmen tolga karaçelik'in iki dönemdir muhtarlığını yaptığı güzide beldemiz.
  • afar zarftır (bkz: adverb) ve fiil ile kullanılır.
    örnek: i come from afar.

    far ise sıfattır (bkz: adjective) ve isim ile kullanılır.
    örnek: my city is very far from here.
  • ingilizce'de daha çok uzakta, uzaktan ve nadiren de olsa uzak anlamında kullanılan bir kelimedir.
  • etiyopyada 2 milyon 800 bi, eritre'de 600 bin civarında afar yaşarmış. ben derim ki etiyopyanın aklı olsa afar diye bir ülke kurar, işbirliği yapar, kendisine denize açılan bir koridor yapar.

    bu işler öyle olmuyor sanırım. kürtler de etrafa dağılmış durumda. kim onlarla işbirliği yapmak ister ki.
hesabın var mı? giriş yap