adrian mole

• (bkz: sue townsend)in yarattığı trajikomik karakter.
  the first ten years adında bütün günlükleri toplayan, pandora'nın oxford'a gidip de, adrian'ın salak bir kızı hamile bıraktığı günleri anlatan ve amerikalı (ismini unuttum) mektup arkadaşı için yaptığı açıklamalar (bir nevi mini sözlük) vardır içinde. bulursanız muhakkak alın, iyi bir toparlama.
  
  bir de bbc'de yayınlanmış bir dizi filmi var ki, pek de başarılı değil.
• the cappuccino years adi altinda 2. kitabi da cıkmıstır.30lu yaslardaki adrian mole hala bir kaybeden ve hala her elini attigi seyde basarisizdir.bridget jones ile evlenmeleri halinde ortaya ne gibi evlatlar cikacagini dusunemem.
• biraz kaypak, nispeten duyarsiz, giyim zevkinden yoksun ve iliskileri konusunda sansini yoketmeye meyilli, gizli duygusal kitap karakteri. sue townsend tarafindan yaratilmis bir karakter olup yasaminin her evresini ele alan gunlukler serisi bulunmaktadir. sue ablamizi une kavusturan ve yasayan en iyi gunluk yazarlari kategorisine sokan adrian kardesimizin hikayeleri trajik, ironik ve oldukca komik olaylar ile doludur. klasik ingiliz mizahinin en temiz orneklerinin ifsa edildigi bu serinin elementleri ise:
  
  the growing pains of adrian mole - 1987
  the adrian mole diaries 1988
  the mole diaries : from minor to major : the first ten years
  adrian mole: the lost years june 1996
  the secret diary of adrian mole, aged 13 3/4 - 1997
  adrian mole, the wilderness years - 1997
  true confessions of adrian albert mole - 1997
  adrian mole: the cappuccino years - 2001
• vurdumduymaz ana babanin super-pimpirikli, derdi tasasi, endisesi hic bitmeyen cocugu, gunluklerindeki minute detaylarla olduren kendini begenmis ama ezik karakter. yaptigi, ailenin dostlari dusmanlari listesi yillar sonra bile hala guldururken, margaret thatcher'in dusmanlar tarafinda olmasi sue townsend'in hiciv dehasinin ornegidir.
• çocukluk arkadaşı ve meylettiği kızın, yani pandora'nın, kutusunu, herhangi bir his beslemediği, ayı misali bir erkeğe açtırdığı, bu olayın da sayısız travmaları arasına girdiği sue towsend karakteri.
  
  özgüvensizliğin ne kadar gereksiz acılara yol açabileceği hakkında bir başyapıttır nazarımda.