• // abuzer karakoç'u bugün biraz olsun hatırlayanlar, onu hep alvar deyişleri albümüyle anmıştır. karakoç'un hasret gültekin ile beraber hazırladığı bu albüm hem konusu, hem de müzikal tavrı açısından önemli bir çalışmaydı. alvar'ın en güzel havaları karakoç'un sesiyle ölümsüzleşmişti...

    abuzer karakoç, 1952 yılında sivas'ın gürün ilçesine bağlı alacamezar köyünde doğdu. alacamezar, alvar yöresi olarak bilinen yörenin köylerindendi. çamşıhı ve arguvan gibi yakın yörelerin etkilerini taşıyan "havaları" vardı alvar'ın. karakoç, reşadiyeli halk ozanı muharrem koç'tan bağlama dersleri alarak müziğe başladı. yüksek öğrenimini gazi üniversitesi yüksek öğretmen okulu müzik bölümü'nde çello üzerine yaptı. şan dersleri aldı. döneminin halk ozanlarına göre batı müziğiyle daha içli dışlı olmasına rağmen yöresel tavrını asla kaybetmedi. 70'li yıllarda bir yandan örgütsel mücadeleler içinde görevlerde bulundu, diğer yandan aşık ihsani ve aşık mahzuni şerif geleneğini sürdüren türküleriyle plaklar yayınladı. repertuarındaki türküler hep yoğun bir araştırmanın ürünü oldu. her zaman kendine has türküleriyle tanındı. o dönemde söylediği ince mehmet türküsü bugüne dek pek çok müzisyen tarafından yorumlandı. 70'li yıllarda birçok kez tutuklandı. 1980'de yine cezaevine girdi. 30'dan fazla davanın 16'sından ceza aldı. altı yıl cezaevinde yattı. bu dönemde kan kanserine yakalandı. 1989 yılında farklı bir pasaportla yurtdışına çıkmak zorunda kaldı. paris'e yerleşti. türkiye'deyken hazırladığı "hasretim sana / ülkeme gelsin bahar" bu dönemin arayış albümlerindendi. yurtdışında "umut ve sevda şarkıları"nı yayınladı. hastalığı amansızlaştıkça türkülere daha çok sarılıyordu karakoç…

    merkezi almanya'da bulunan netses plak şirketi 1990 yılında genç bağlama ustası hasret gültekin'e bir teklif götürdü: avrupa'da yaşayan emekçi, lütfü gültekin, aşık ali nurşani, ihsan güneş, abuzer karakoç ve birkaç ozana daha aynı dönemde albümler yapmak istiyorlardı. hasret gültekin kendisi için çok önemli olan bu ozanlarla çalışmayı kabul etti. köln'de, fehiman uğurdemir'in stüdyosunda çalışmalara başlandı. tüm bu ozanların bugüne kadar yayınlanmış en önemli albümleri bu projede kaydedildi. bu albümler içerisinde yer alan "alvar deyişleri"nin ayrı bir yeri vardı. hasret gültekin, abuzer karakoç'la aynı memlekettendi, çaldığı ezgiler çocukluğundan aşina olduğu ezgilerdi. böylesine özel bir konsepte, özel bir tavırla çaldı gültekin. albüm "alvar deyişleri 1" adıyla yayınlandı. iki müzisyenin de gönlünde albümün devamını kaydetmek yatıyordu. ama ölüm hasret gültekin'i sivas'ta 2 temmuz 1993'te yakaladı. karakoç'un hayalleri yıkılmıştı. hasret gültekin, karakoç'un o yıllarda ağırlaşan hastalığına hep melhem olmuştu çünkü. gültekin'deki bağlama tavrını o güne kadar hiç kimseden duymadığını söylüyordu karakoç. paris'te verdiği bir konser kaydı 1995 yılında türkiye'de "paris resitali" adıyla yayınlandı. ama ne "alvar deyişleri 2", ne de bozlaklarla ilgili hazırlamak istediği ikili albüm için dermanı kalmamıştı. 16 ocak 1996'da paris'te kan kanserinden öldü.

    alvar yöresinin türkülerini ve içli bestelerini hep yumuşak sesiyle söyledi abuzer karakoç. döneminin ozanlarıyla hiçbir zaman yarışmadı. ruhi su gibi onun da ölüsüne pasaport verilmek istendi, ama bir yolunu bulup yurtdışına çıkabildi. en güzel türkülerini gurbet ellerde söyledi. "geçilmiyor soyka dağlar / görülmüyor bizim alvar" dizeleri her zaman dudağının kıyısında kaldı… //

    ulaş özdemir
    (kalan müzik)
  • aldığı müzik eğitimini, geleneksel tarzdan kopmadan yöresi alvar’ın alevi türkmen ezgilerini yeniden yorumlamada da kullanan; siyasi fikirleri yüzünden, yakalandığı amansız hastalığına zamanında ve yeterince müdahale edilemediğinden, yıllar önce (16.ocak 1996) en verimli çağında, pek farkına da varmadan kaybettiğimiz değerdi.
    *
    abuzer’in eğitimli tenor sesinden, "paris resitali" ve "alvar deyişleri" adlı iki ayrı albümde toplanmış türkülerini zor da olsa bulabilirsiniz. ama daha çoğu daha gün ışığına çıkmamış ve belki de zamanın acımasız yok ediciliğinde, özel arşivlerde kaybolmadılarsa, kaybolmanın eşiğindedirler.
    *
    türkçeleştirdiği ve seslendirdiği; “su içirdim tıpkı babam gibi bardağımdan/sana döneceğim ey vatan toprağı” diye başlayan filistin ezgisindeki gibi kendisi de kısa ömrünün çoğunu kaçkın, göçebe ve vatanına hasret yaşadı. bu hasretini bilen vefakar dostları, o’nu son nefesini verdiği paris’te, yaban ellerinde bırakmadılar. dirisi olmasa da şimdi o, ankara’da karşıyaka mezarlığında, vatanına olan hasretini gideriyor!..
  • ahmet kaya'nın müziğe profesyonel anlamda başladığı yıllarda tek rakibim dediği hasret gültekin'le çalışmış zattır.en bilinen türküsünün sözleri şöyle;

    nesine söyleyim canım efendim
    gayrı düzen tutmaz telimiz bizim
    arzuhal eylesek deftere sığmaz
    omuzdan kesilmiş kolumuz bizim

    benim bu gidişe aklım ermiyor
    fukara halimi kimse bilmiyor
    padişah sikkesi ferman eyliyor
    başımıza bela ölümüz bizim.

    seyraniyim hak tecelli olacak
    sanmayın ki dünya böyle kalacak
    kısa çöp uzundan hakkın alacak
    akıbet alınır öcümüz bizim...
  • buğulu bir sese sahip değeri anlaşılamamış bir halk ozanı. nesine söyleyim ve güller bitmiş viraneler yurdunda dinlemekten bıkmayacağım türküleri arasında.
  • bağlamada hasret gültekin'in olduğu (bkz: alvar deyişleri) albümnde yer alan"gel dilber ağlatma beni"nin sesinden dinlenilmesi farz olan ozanımızdır.

    gel dilber ağlatma beni şah-ı merdan aşkına
    dü cihanın ranimasi şiri yezdan aşkına
    şahım hasan pir hüseyin kerbela meydan için
    lütfedip bağışla cürmüm ali süphan aşkına

    imam zeynel abidin'in abına umdumusa
    arayıp özünde bakırı buldunusa
    ceddin evlad-ı muhammet cafer'i bildin ise
    rahme gel ol şah-ı merdan ali ümran aşkına

    seyit musa'yı kazım'dır ehl-i beytin serveri
    cani aşkı nuş edenler müpteladır ekseri
    şahı şehidi horasan imam rıza'dan beri
    müptelayı merhamet kıl kalb-i viran aşkına

    ey virani çıkma yoldan doğru raha gel beri
    muhabbet şevkat senindir ey hasan-ül askeri
    evliyalar serfirazi haci bektaş-ı veli
    sen ganisin ver muradı devri mihtan aşkına
  • radyoda çalan sefa geldin türküsüyle tanıştığım ozanımız.

    https://www.youtube.com/watch?v=re4qf9sxvfs
  • alvar deyişlerini en güzel seslendirendir. rahmetle anılası bir isim.
  • tellere vurduğu zaman, gönlünüzü titretir. bu türküleri amcamın torosunda dinlerdim çocukken. geçen aylarda yeniden karşıma çıktığından beri açıp açıp dinliyorum.
  • (bkz: hasretim sana)
  • 16 ocak 1996'da, fransa-paris'te, kan kanserinden ölen halk müziği yorumcusu.

    1952, sivas-gürün-alacamezar köyü doğumlu olan abuzer karakoç, 1970'li yıllarda sosyalist örgütlü mücadele içinde olması nedeniyle birçok kez tutuklandı. 1980'de yine cezaevine girdi ve 30'dan fazla davanın 16'sından ceza aldı. altı yıl cezaevinde tutuklu kaldı. bu dönemde kan kanserine yakalandı. 1989'da kaçak yollarla ülkeyi terk etmek zorunda kaldı. fransa'da, paris'e yerleşti. türkiye'deyken hazırladığı "ülkeme gelsin bahar/hasretim sana" adlı kaseti, bu döneme ait bir albümdü. yurtdışında "umut ve sevda şarkıları" adlı kaseti yayımladı.
    almanya'daki netses plak şirketinin, avrupa’da yaşayan emekçi (ali haydar levendiz), lütfü gültekin, âşık ali nurşani, ihsan güvercin gibi halk ozanlarına yaptığı albümler içinde abuzer karakoç'un da "alvar deyişleri 1" kaseti vardı. o albümde hasret gültekin de kendine has tavrıyla bağlama çalmıştı. en son, paris’te verdiği bir konser kaydı olan "paris resitali" kaseti yayımlandı (1995'te). ilk kaseti ise "umut şarkılarımız" adını taşıyordu.
hesabın var mı? giriş yap