• namı-ı değer n30 (çekidaut) çünkü 30 kasım'da gerçekleşmiş, ayrıca wikipedia'ya göre battle of seattle da denmekteymiş.

    bir takım insanlar toplanmış, demiş ki "wto dediğiniz şeyin world'le falan alakası yok, kar peşinde koşan büyük şirketler bunu kullanarak atlarını güvenli çayırlarda sürmeye çalışıyorlar, halkları (özellikle üçüncü dünya ülkelerininkini) gattakulliye getiriyorlar" (ben de yaptım aynı espriyi, evet). sivil de biziz, toplum da biziz. öyle şeyler yapalım ki denyolar bu toplantıyı yapamasın". genelde işçi sendikaları ve işçi koruma dernekleriyle beraber öğrencilerden ve özellikle anarşist gruplardan da eylemlere yoğun katılımlar olmuş. yerel, ulusal, uluslararası örgütler aylarca planlar yapmış ve 30 kasım günü direct action network denen koordinasyon yapılanmasına uygun olarak harekete geçmişler. öncelikle sokaklar ve caddeler arasındaki kritik kesişme noktaları bloke edilmiş ki wto delegeleri toplantının yapılacağı binaya ulaşamasın. sonrasında ise mitingler, toplantılar, sloganlar ve hatta azıtan bir kaç anarşist grup tarafından yapılan vandalist aktiviteler.

    küreselleşme netameli konu. yekten karşıtı çok bildiğimiz üzere. serbest ticaret ilkesi çileden çıkarır bir çok insanı. mal dolaşır, eyvallah ürün çeşitliliği iyidir. sermaye dolaşır, e yine iyidir bir raddeye kadar. para olmayınca ne yapacaksın? haydar baş gibi basıp basıp piyasaya mı süreceksin? amma ve lakin o sermaye azıcık tırstığında arkasına bakmadan öyle bir kaçar ki motosikletli sevgilisinin terkettiği ortaokul kızından melun bakarsın arkasından! o kadar da hıyar değil sermaye tabi ki. vakt-i zamanında tanrıyı öldürdü bu burjuvazi be, imf yi mi bulamayacak? kısın canım kamu harcamalarını, sikin atın sosyal devleti. hizmet-insan dolaşınca daha da boka sarar mevzu. elektrik mühendisi, bakkal amcası olsa örneğin o aktivistlerden birinin, küreselleşmeye iyi bakması olası mı çocuğun? tescoya küfreder gaz maskesini takar, 1.50'lik çinli mühendise kıl olur sopayı kapar. üretimin küreselleşmesi de kılsal bir husus: gelir adam ormanını yıkar, fabrika kurar. havayı, civayı düşünmez ("hava da orman da sizin olsun, dokunmuyoruz" deseler biz çılgın türkler ecdadıyla sevişmeyecek miyiz onların? orası daha da açmaz yapar işte konuyu, girmeyelim). nitelikli işgücünü alır, yerli şirketi üzer. kısacası, n30'u gerçekleştiren insanlar sinirli insanlar (çoğumuz gibi). kendi gelecekleri, fikirleri, çevreleri tehlikede. mültinasyonal bir bileşime sahip oldukları için de gidip "validebağ korusu kesilmesin" demezler de wto akıllı olsun derler. serbest ticaretle ilgili en genel, en uluslararası çerçeve odur çünkü. yerel rekabet yapısını zedeleyici uluslararası ekonomik kurallara ve bunları destekleyen devlet politikalarına karşı çıkıp küresel davranırlar. paradoksal görünüyor mu? evet. batı'nın teknolojisini alalım, kültürü kalsın demek gibi bir şey. küreselleşme karşıtı ismine kanmamak lazım aslında. orada türk olmayan herhangi birine kaşarlı dürüm versen mesela, "istemiyorum al bunu, amerikan değil bu" demez (vejeteryan kesin vardır o tayfada, onlar der aslında). bir çok ablamız, mesela oryantal dersi teklifini büyük bir coşkuyla karşılar. küreselleşme dediğin sadece küresel neo-liberal politikaları kapsayan bir kavram değil ki. durup abd'nin tamamı puşttur, ingiltere'nin alayı göttür, gavurlar godoştur diyeceklerine "birinin evine gelip, onu fakirleştirip, ona artizlik yapamazsın ey büyük şirket ve onu destekleyen ülkelerin politikacıları" diyorlar. külliyen yabancı olan her şeye veya tek bir yabancı ülkenin tüm unsurlarına düşmanlık var mı? yok. sorun küresel, dava küresel, dayanışma küresel: "eskiden devletle geliyordun ey eskinin korsanı, haydutu burjuva; küresel mi oldun şimdi? sen küreselsen ben allahına kadar küreselim ulan!". çağ budur. basit değil mi aslında? yılbaşında götü ellenen kızın da aynı kaynaktan gelen benzer sorunları var, gelinliğini giyip barış çağrısı yapanın da, doğup büyüdüğü, annesinin babasının doğup büyüdüğü topraklarda gavur diye ensesine kurşun sıkılanın da. hani biz insanız ya.
  • bu eylemlerden sonra başlayan küresel (ve küreselleşme karşıtı) antikapitalist hareketi, onun içinde marksistlerin tutumunu ve hareket içindeki tartışmaları anlatan üç bölümlük iyi bir yazı dizisi varmış. şöyle:

    seattle, bir dönüm noktası http://www.marksist.org/…-seattle-bir-donum-noktasi

    birlik içinde çeşitlilik http://www.marksist.org/…-bir-donum-noktasi?start=1

    hareket ve otonomculuk http://www.marksist.org/…-bir-donum-noktasi?start=2
  • eylemlerin karşısında dünya ticaret örgütü toplantısına katılacak olanlar adım atamadıkları için birleşik devletler yönetimi polisin yanında orduyu da kente yığarak seattle'da sıkıyönetim ilan etmişlerdir.
  • o zamanlar pek ilgilenmediğim, ama daha sonraları okuduklarımdan ne kadar önemli olduğunu anladığım eylemler. arasıra youtube'da videolarını izlemek keyifli.
  • (bkz: aynen)
hesabın var mı? giriş yap