şavk
-
şavk. ışık.
-
leylim ley'in yanı sıra, mecnunum leylamı gördüm'de gördüğümüz üzere, daha çok göksel cisimlerden doğru yansıyan bir ışık bu üzerimize galiba;
soramadım bir çift sözü
ay mıydı gün müydü yüzü
sandım ki zühre yıldızı
şavkı beni yaktı geçti -
(bkz: aydınlık)
-
"us yasası bu insanın:
suyu şavka döndürüp
düşü gerçeğe çevirip
düşmanı dost kılacaksın! "
(bkz: anayasası insanın) -
"su başında durmuşuz
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
su serin,
çınar ulu,
ben şiir yazıyorum,
kedi uyukluyor,
güneş sıcak,
çok şükür yaşıyoruz.
suyun şavkı vuruyor bize
çınara, bana, kediye, güneşe, bir de ömrümüze."
(bkz: masalların masalı)
(bkz: nazım hikmet) -
bu zindan, bu kırgın, bu can pazarı,
macera değil.
yaşamak, sade "yaşamak"
yosun, solucan harcıdır.
öyle açar ki murat.
susuz, güneşsiz de kalsa, koparılsa da
şavkı, bulut güllerinden daha bir suna,
daha bir burcu - burcudur.
(bkz: ahmed arif)
şiirlerde yazılsın diye icat edilmiş sanki bu kelime sırf. -
işık, parıltı ve şûle anlamına gelip sevki isminin kökenini oluşturan sözcük
-
gösteriş ve albeni anlamini da tasiyabilen kelimeymis.
(türkiye türkçesi ağızları sözlüğü)
sihirli sözcük gibi, hangi siir ve türküde yer alsa, hastasi oldugum eser cikiveriyor. -
-
bazı yörelerde şavık olarak söylenir. cümle içinde kullanımı "şavıkları yaksana" şeklindedir.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap