• herksein hirsini cikarttigi kisi,
    zavallinin giki cikmaz
  • giki ciksa noolcek, kim dinlerki
  • günah keçisi'nden farklı olarak bir şeye neden olan yerine durumun sonucuna odaklanan deyim
  • (bkz: scapegoat), (bkz: whipping boy).
  • (bkz: ezik)
    (bkz: loser)
    (bkz: ezik insan tripleri)
  • osmanlı saraylarında padişah kutsal yurttaşlar ise kul yani padişah'ın malı sayıldığından,padişahın oğluna yani veliahta ders veren öğretmenin ders sırasında ona kızdığı zamanlar onun yerine dayak atmak için kullanılan ve gerektiğinde dayakta atılan kişiye verilen ad.
  • özellikle aile içindeki sorunun yansıtıldığı, problemin kaynağı gibi gösterilerek terapiye getirilen kişidir. çoğunlukla çocuklar bu konum için seçilir. sistemin problemi, bu bireyin herhangi bir problemiyle geçiştirilmeye çalışılmakta ve birey zarar görmektedir.
    (bkz: aile terapisi)
  • ingilizcesi whipping boy olan deyimdir. avrupada devrin adetlerine göre her prens, her saray mensubu çocuğu, mektebe bir yaşıtı ile gidiyordu. bu yaşıt öğrenci halktan olup, asil çocuk bir hata işlediği zaman, sopayı veya şamarı onun namına, halk çocuğunun yemesinden dolayı denmiştir. (bkz: yazik gunah bu cocuklara)
  • tarih dergisinin şubat 1965 sayısında şevket gündüz imzalı bir araştırma yazısında şamar oğlanı şu şekilde anlatılmış..
    " 16. ve 17.yüzyılda feodal düzenin tüm haşmetiyle hüküm sürdüğü zamanlarda asilzadeler denilen zümre adeta kutsal bir kisveye bürünmüş,alt tabaka denilen halk ile ilişkiler en aza indirilmiş ve kendileriyle fikri veya fiziki temastan dahi aracılar vasıtasıyla kaçınılmıştır.
    hal böyle olunca bu üst sınıfa mensup kişilerin çocuklarının alt tabaka çocukları ile aynı okula gidip onların arasına karışmaları düşünülemezdi.o devirde günümüz anlamıyla okul olmasa bile kiliselerde ve misyonlarda bir takım eğitim ve okuma yazma öğretme girişimleri olduğu biliniyor.bu eğitim sırasında cezalandırma,aşağılama ve özellikle dayak son derce sık kullanılan bir yöntemdi.
    işte bu cehennemi şartlara haiz bir yerde asilzade çocuklarının gidip eğitim alması ve aynı şartlara sahip olması akla gelebilecek en son şeydi.
    fakat asilzadeler bu sorunu çok aklıcı bir yöntemle çözdüler.çocuk okula gitmiyorsa ,okul çocuğa gelirdi.nitekim öyle yapıldı.devrin en önde gelen alimleri,öğretmenleri ,profesörleri şatolara,malikanelere ,konaklara asilzade çocuklarını eğitmeye geldiler.
    fakat bir sorun vardı.bir eğitim yöntemi olan dayak asilzade çocuklarına karşı kullanılamıyordu.
    derhal bu soruna karşı da bir çözüm üretildi.hiç bir imtiyazı olmayan alt tabakadan bir çocuk karın tokluğuna bu görevi üstlendi.bu çocuğun görevi ders sırasında asilzade çocuğunun yanında hazır bulunmak ve öğretmenin çileden çıktığı zaman dayak yemekti.ders bitince genellikle mutfakta aşçı yamağı olarak görevlendirilirdi.
    bu çocuklar ders sırasında hazır bulunduğu için bir şeyler öğrenip ileride dert çıkarmasından korkulduğu için özellikle sağır çocuklar seçildi bu göreve.sağır çocuk bulunamadığı zaman ise sağlam bir çocuk sağır edilerek bu işe koşuldu.sağır etme işlemi iki kulağa aynı anda avuçlar hafif çukurlaştırarak sert bir tokat atmak ve oluşan basınçla kulak zarı patlatılmak suretiyle yapılıyordu.
    eski kayıtlarda bazı asilzade çocuklarının şamar oğlanlarını kendilerinin seçtiği ,bu seçilen çocukların ,seçenlerden bir hayli ufak olduğu ve ergenliğe ulaşan asilzade çocuklarının bir kadınla yatmaya cesaret edebileceği zamana kadar cinsel ihtiyaçlarını bu küçük çocuklar üzerinde giderdiği yönünde yazılara da rastlanır"
hesabın var mı? giriş yap