ölüme yakın deneyim
-
ölüm bir yıldırım çarpması, titredi, titredi, ölecekti*, kavrulmuş, çarpılmış olarak sağ durdu. artık bundan sonra kıllı büyücü. ikinci yaşam* dönüşümü. artık olandan/kendinden eminse yapar, her şey arkada kalabilir. veya karşısında. gezerken birden omzunda rütbe yıldızları artmış, komutaya gelmiş, samuray olmuş, her an bir orduya tek başına yalınkılıç dalabilir. anladığı, kimse göründüğü gibi değil. velakin o beyin okur* hale gelmiş, ki pek mutlu etmiyor. omzunda ciniyle avare savaş büyücüsü. en ufak ipuçları, zınk yakalamasına yetiyor.
["rejoice!:" "sevin!" bu koro şarkısı handel'i öyle coşturmuştu ki farkında bile olmadan başını yukarı kaldırdı ve kollarını iki yana genişçe açtı. (...) yeniden dirilişin doğruluğuna insanları inandırmak, ölümü bireysel olarak yaşamış* birinin görevidir. "he was despised*." handel bu sözleri okuyunca içindeki bütün anılar, karanlık ve sıkıcı bir uyumla geri geldi.] stefan zweig - sternstunden der menschheit (bkz: georg friedrich handel/@ibisile)
(ilk giri tarihi: 28.11.2016)
(bkz: ölüme yakın/@ibisile)
(bkz: beden dışı deneyim/@ibisile)
(bkz: ölümle burun buruna gelmek)
(bkz: yakın ölüm deneyimi)
(bkz: ölümden dönmek)
(bkz: ölü canlar), ölmemiş ölüler, ölüyor
(bkz: ölmeden önce ölmek)
(bkz: canlı ölüm)
(bkz: postural hipotansiyon)
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap