• turku cagirmak var bi de iste, aciklayamadim simdi nedir.
  • (bkz: gel)**.
    (bkz: çığırmak)**.
  • romantik anlamda; düşün seslendiği * gerçek ile yaptığı, ettiği. atladığımız * bir macera.
    (bkz: seslenmek)
    reel olarak ulusa yapılagelen bir şey. *
  • bazen bilmeden yapılandır. bir gün aklınıza düşer o ve günlerce atamazsınız kafanızdan. gece gündüz düşünür durursunuz onu. hay allah ne de güzel saklamıştınız özleminizi en gizli yerlerinize oysa ki. belki arasanız da bulmakta zorlanacaktınız. kimbilir.. nasıl oldu da ortaya çıktı ki şimdi yeniden.. ve öyle çok düşünürsünüz ki, sanki bunu hissetmiş gibi, içinizden ağladığınızı duymuş gibi çıkıverir karşınıza birkaç gün sonra. beni çağırdın ben de geldim der gibi..
  • cümle içindeki kullanımına karşı taraftan ilginç tepkiler alabileceğiniz bir eylem bildiren kelimedir.

    k: geçen hafta seni çağırdım, neden gelmedin?
    e: neden? ben köpek miyim ki her çağırışta geleyim.
    k: yaa ufff pooof ööööfff aaaaaa grrrrr ızzrrrrrraeapfkaepf!+%&#@#

    size böyle bir diyalog yaşatma ihtimali bulunan ve bi siktir git'in kibarcası bir cevap almanıza neden olan bir kelimeymiş aynı zamanda.
  • yağmur damlasının aslına dönmek için kendinden beklediği o tuhaf çağrıdır. titrer, buharlaşır ve özüne döner. kendinden. kendiliğinden buluta çağrılmak gibisi yoktur bu buharlı aleminde.
  • iyi ya da kötü bi şeyi ve şeye, kafanın içinde döndürüp döndürüp gel demektir. gel. * *
  • bagırmak yanlız kalmasın dıye yanına koyulmus kelıme:) bkz; bagırmak-çagırmak
  • istediğiniz ya da beyninizde döndürdüğünüz şeyin gerçekleşmesi ya da size doğru hareket etmeye başlaması. belki duymamış olabilirsiniz ama olumsuz bi düşünceniz için ''çağırma'' derler. sanırım bildikleri bişey var. burda inanamadığım mistik bi durum var. sanki çağırdığınız şeyin gerçekleşmesi için evren ortaklaşa hareket ediyor. bunu somut bi şekilde fark edince epey tedirgin oldum. çağrılan şeyin gerçekleşmesi için ihtimaller yavaş yavaş arttı. ve bi pazar günü sabah 08:00 dolaylarında istediğim ekran görüntüsü yaşandı. ihtimaller yok denecek kadar azdı.

    burda adını anıp sevenlerini üzmek istemiyorum. ama epey sevdiğimiz bi sözlük yazarı, devamlı ölümden bahsediyordu. ''şöyle ölüyorum, biraz daha öldüm.'' vb intihara meyilli entryleri falan vardı. bi gün kendisinden haber alınamadı. ve odasında ölü bulunduğu açıklandı. herkes şok oldu. ve intihar zannettik. otopsi sonucu intihar olmadığını gösterdi. enteresan bi ihmalkarlık yüzünden vefat etti. aklıma ilk gelen ''çağırma'' oldu. epey bi çağırmıştı ölümü.

    ''çağırma'' hissetmek değil. yani biri rüyasında öldüğünü görüyor ve ertesi gün ölüyor. bu farklı bi durum. demek istediğim zihindeki olumlu ya da olumsuz düşüncelerin gerçek hayatta beklemediğiniz bi anda karşınıza çıkması. yani şu da değil, sınavdan yüksek almayı ya da biriktirdiğin paranla araba alabilmeyi hayal ediyorsun. ve başarıyorsun. bu da değil. beklenmedik olması lazım. neyse sanırım zihnimizde olumsuz düşüncelere yer vermemek en iyisi. tabi kontrol altında tutabilirsek!
  • türkü söylemek. çığırmak.

    "18-20 yaşına kadar yanımdaydı. ondan sonra kendi halinde çaldı, çağırdı." muharrem ertaş oğlu neşet ertaş'ı anlatıyor.
hesabın var mı? giriş yap